Konularına göre alfabetik Kur’an sistematik fihristi kelime sözleri. Ordu kuranda nasıl geçiyor? Kurani Kerimde geçen ordu hakkında neler söylüyor? Orduyu anlatan ayetler nelerdir? Ordu ile ilgili Kur’anı Kerim de sure ve ayetlerin anlamları meali nedir? Kuranda ordu ile alakalı arapça sure ve ayetlerin okunuşları hangileridir?
Bakara Suresi, 249. ayet okunuşu : Fe lemmâ fesale tâlûtu bil cunûdi, kâle innallâhe mubtelîkum bi neher(neherin), fe men şeribe minhu fe leyse minnî, ve men lem yat’amhu fe innehu minnî illâ menigterafe gurfeten bi yedih(yedihî), fe şeribû minhu illâ kalîlen minhum fe lemmâ câvezehu huve vellezîne âmenû meahu, kâlû lâ tâkate lenâl yevme bi câlûte ve cunûdih(cunûdihî), kâlellezîne yezunnûne ennehum mulâkûllâhi, kem min fietin kalîletin galebet fieten kesîraten bi iznillâh(iznillâhi), vallâhu meas sâbirîn(sâbirîne).
Bakara Suresi, 249. ayet: Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: “Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç-onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): “Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok” dediler. (O zaman) Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: “Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir.”
Bakara Suresi, 250. ayet okunuşu : Ve lemmâ berazû li câlûte ve cunûdihî kâlû rabbenâ efrig aleynâ sabren ve sebbit ekdâmenâ vensurnâ alel kavmil kâfirîn(kâfirîne).
Bakara Suresi, 250. ayet: Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: “Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.”
Enfal Suresi, 41. ayet okunuşu : Va´lemû ennemâ ganimtum min şey´in fe enne lillâhi humusehu ve lir resûli ve li zîl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vebnis sebîli in kuntum âmentum billâhi ve mâ enzelnâ alâ abdinâ yevmel furkâni yevmettekal cem´ân(cem´âni), vallâhu alâ kulli şey´in kadîr(kadîrun).
Enfal Suresi, 41. ayet: Bilin ki, ‘ganimet olarak ele geçirdiğiniz’ şeylerin beşte biri, muhakkak Allah’ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah’a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir’de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, herşeye güç yetirendir.
Enfal Suresi, 54. ayet okunuşu : Ke de´bi âli fir´avne vellezîne min kablihim, kezzebû biâyâti rabbihim, fe ehleknâhum bi zunûbihim ve agraknâ âle fîr´avn(fîr´avne), ve kullun kânû zâlimîn(zâlimîne).
Enfal Suresi, 54. ayet: Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi. Onlar, Rablerinin ayetlerini yalanladılar; Biz de günahları dolayısıyla onları helak ettik. Firavun ordusunu suda boğduk. Onların tümü zulmeden kimselerdi.
Tevbe Suresi, 26. ayet okunuşu : Summe enzelallâhu sekînetehu alâ resûli-hî ve alel mu´minîne ve enzele cunûden lem terev-hâ ve azzebellezîne keferû ve zâlike cezâul kâfirîn(kâfirîne).
Tevbe Suresi, 26. ayet: (Bundan) Sonra Allah, elçisi ile mü’minlerin üzerine ‘güven duygusu ve huzur’ indirdi, sizin görmediğiniz orduları indirdi ve inkar edenleri azaplandırdı. Bu, inkarcıların cezasıdır.
Tevbe Suresi, 40. ayet okunuşu : İlla tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahrecehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fîl gâri iz yekûlu li sâhibihî lâ tahzen innallâhe meanâ, fe enzelallâhu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelimetellezîne keferûs suflâ, ve kelimetullâhi hiyel ulyâ vallâhu azîzun hakîm (hakîmun).
Tevbe Suresi, 40. ayet: Siz Ona (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah Ona yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak Onu (Mekke’den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: “Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir.” Böylece Allah Ona ‘huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Taha Suresi, 78. ayet okunuşu : Fe etbeahum fir’avnu bi cunûdihî fe gaşiyehum minel yemmi mâ gaşiyehum.
Taha Suresi, 78. ayet: Firavun ise, ordularıyla peşlerine düştü; sulardan onları kaplayıveren kaplayıverdi.
Şuara Suresi, 60. ayet okunuşu : Fe etbeûhum muşrikîn(muşrikîne).
Şuara Suresi, 60. ayet: Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.
Şuara Suresi, 95. ayet okunuşu : Ve cunûdu iblîse ecmeûn(ecmeûne).
Şuara Suresi, 95. ayet: Ve İblis’in bütün orduları da.
Neml Suresi, 17. ayet okunuşu : Ve huşire li suleymâne cunûduhu minel cinni vel insi vet tayrı fe hum yûzeûn(yûzeûne).
Neml Suresi, 17. ayet: Süleyman’a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı.
Neml Suresi, 18. ayet okunuşu : Hattâ izâ etev alâ vâdin nemli kâlet nemletun yâ eyyuhen nemludhulû mesâkinekum, lâ yahtımennekum suleymânu ve cunûduhu ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne).
Neml Suresi, 18. ayet: Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: “Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin.”
Neml Suresi, 37. ayet okunuşu : İrcı’ ileyhim fe le ne’tiyennehum bi cunûdin lâ kıbele lehum bihâ ve le nuhricennehum minhâ ezilleten ve hum sâgırûn(sâgırûne).
Neml Suresi, 37. ayet: “Sen onlara dön, Biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve Biz onları ordan horlanmış-aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız.”
Ahzab Suresi, 9. ayet okunuşu : Yâ eyyuhellezîne âmenûzkurû ni’metallâhi aleykum iz câetkum cunûdun fe erselnâ aleyhim rîhan ve cunûden lem terevhâ, ve kânallâhu bimâ ta’melûne basîrâ(basîren).
Ahzab Suresi, 9. ayet: Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti; böylece Biz de onların üzerine, bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı görendir.
Yasin Suresi, 28. ayet okunuşu : Ve mâ enzelnâ alâ kavmihî min ba’dihî min cundin mines semâi ve mâ kunnâ munzilîn(munzilîne).
Yasin Suresi, 28. ayet: Kendisinden sonra ise, kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik; indirecek de değildik.
Saffat Suresi, 173. ayet okunuşu : Ve inne cundenâ le humul gâlibûn(gâlibûne).
Saffat Suresi, 173. ayet: Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır.
Sad Suresi, 11. ayet okunuşu : Cundun mâ hunâlike mehzûmun minel ahzâb(ahzâbi).
Sad Suresi, 11. ayet: Onlar, burada (çeşitli) fırkalardan olma bozguna uğratılmış bir ordu(durlar).
Duhan Suresi, 24. ayet okunuşu : Vetrukil bahre rehvâ(rehven), innehum cundun mugrekûn(mugrekûne).
Duhan Suresi, 24. ayet: “Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur.”
Fetih Suresi, 4. ayet okunuşu : Huvellezî enzeles sekînete fî kulûbil mu’minîne li yezdâdû îmânen mea îmânihim, ve lillâhi cunûdus semâvâti vel ard(ardı), ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).
Fetih Suresi, 4. ayet: Mü’minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp-arttırsınlar diye, ‘güven duygusu ve huzur’ indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır: Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Fetih Suresi, 7. ayet okunuşu : Ve lillâhi cunûdus semâvâti vel ard(ardı), ve kânallâhu azîzen hakîmâ(hakîmen).
Fetih Suresi, 7. ayet: Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Zariyat Suresi, 40. ayet okunuşu : Fe ehaznâhu ve cunûdehu fe nebeznâhum fîl yemmi ve huve mulîm(mulîmun).
Zariyat Suresi, 40. ayet: Bunun üzerine, Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) ‘kınanacak işler yapıyordu.’
Mülk Suresi, 20. ayet okunuşu : Emmen hâzellezî huve cundun lekum yensurukum min dûnir rahmân(rahmâni), inil kâfirûne illâ fî gurûr(gurûrın).
Mülk Suresi, 20. ayet: Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.
Buruc Suresi, 17. ayet okunuşu : Hel etâke hadîsul cunûd(cunûdi).
Buruc Suresi, 17. ayet: Orduların haberi sana geldi mi?