Taha Suresi, 85. ayet okunuşu : Kale fe inna kad fetenna kavmeke min ba’dike ve edallehumus samiriyy.
Taha Suresi, 85. ayet: Dedi ki: “Biz senden sonra kavmini deneme (fitne)den geçirdik, Samiri onları şaşırtıp-saptırdı.”
Taha Suresi, 86. ayet okunuşu : Fe recea musa ila kavmihi gadbane esifa, kale ya kavmi e lem yaıdkum rabbukum va’den hasena, e fe tale aleykumul ahdu em eredtum en yahılle aleykum gadabun min rabbikum fe ahleftum mev’ıdi.
Taha Suresi, 86. ayet: Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: “Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?”
Taha Suresi, 87. ayet okunuşu : Kalu ma ahlefna mev’ıdeke bi melkina ve lakinna hummilna evzaren min zinetil kavmi fe kazefnaha fe kezalike elkas samiriyy.
Taha Suresi, 87. ayet: Dediler ki: “Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı.”
Taha Suresi, 88. ayet okunuşu : Fe ahrece lehum ıclen ceseden lehu huvarun fe kalu haza ilahukum ve ilahu musa fe nesiy.
Taha Suresi, 88. ayet: Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, “İşte, sizin de ilahınız, Musa’nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu” dediler.
Taha Suresi, 89. ayet okunuşu : E fe la yerevne ella yerciu ileyhim kavlen ve la yemliku lehum darren ve la nef’a.
Taha Suresi, 89. ayet: Onun kendilerine bir sözle cevap vermediğini ve onlara bir zarar veya fayda sağlamaya gücü olmadığını görmüyorlar mı?
Taha Suresi, 90. ayet okunuşu : Ve lekad kale lehum harunu min kablu ya kavmi innema futintum bih ve inne rabbekumur rahmanu fettebiuni ve etiu emri.
Taha Suresi, 90. ayet: Andolsun, Harun bundan önce onlara: “Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz). Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin” demişti.
Taha Suresi, 91. ayet okunuşu : Kalu len nebreha aleyhi akifine hatta yercia ileyna musa.
Taha Suresi, 91. ayet: Demişlerdi ki: “Musa bize geri gelinceye kadar ona (buzağıya) karşı bel büküp önünde eğilmekten kesinlikle ayrılmayacağız.”
Taha Suresi, 92. ayet okunuşu : Kale ya harunu ma meneake iz reeytehum dallu.
Taha Suresi, 92. ayet: (Musa da gelince:) “Ey Harun” demişti. “Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (Onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?”
Taha Suresi, 93. ayet okunuşu : Ella tettebian, e fe asayte emri.
Taha Suresi, 93. ayet: “Niye bana uymadın, emrime baş mı kaldırdın?”
Taha Suresi, 94. ayet okunuşu : Kale yebneumme la te’huz bi lıhyeti ve la bi re’si, inni haşitu en tekule ferrakte beyne beni israile ve lem terkub kavli.
Taha Suresi, 94. ayet: Dedi ki: “Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup-yolma. Ben, senin: “İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin” demenden endişe edip korktum.”
Taha Suresi, 95. ayet okunuşu : Kale fe ma hatbuke ya samiriyy.
Taha Suresi, 95. ayet: (Musa) Dedi ki: “Ya senin amacın nedir ey Samiri?”
Taha Suresi, 96. ayet okunuşu : Kale basurtu bi ma lem yabsuru bihi fe kabadtu kabdaten min eserir resuli fe nebeztuha ve kezalike sevvelet li nefsi.
Taha Suresi, 96. ayet: Dedi ki: “Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi.”
Taha Suresi, 97. ayet okunuşu : Kale fezheb fe inne leke fil hayati en tekule la misase ve inne leke mev’ıden len tuhlefeh, vanzur ila ilahikellezi zalte aleyhi akifa, le nuharrikannehu summe le nensifennehu fil yemmi nesfa.
Taha Suresi, 97. ayet: Dedi ki: “Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: “Bana dokunulmasın”) deyip yerinmendir.” Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azap dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız.”
Taha Suresi, 98. ayet okunuşu : İnnema ilahukumullahullezi la ilahe illa huv, vesia kulle şey’in ilma.
Taha Suresi, 98. ayet: “Sizin İlahınız yalnızca Allah’tır ki, O’nun dışında İlah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır.”