Araf Suresi, 131. ayet okunuşu : Fe iza caethumul hasenetu kalu lena hazih, ve in tusibhum seyyietun yettayyeru bi musa ve men meah, e la innema tairuhum indallahi ve lakinne ekserehum la ya’lemun.
Araf Suresi, 131. ayet: Onlara bir iyilik geldiği zaman “Bu bizim için” dediler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah Katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler.
Neml Suresi, 47. ayet okunuşu : Kalut tayyerna bike ve bi men meak, kale tairukum indallahi bel entum kavmun tuftenun.
Neml Suresi, 47. ayet: Dediler ki: “Senin ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık.” Dedi ki: “Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Allah Katında (yazılı)dır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz.”
Yasin Suresi, 18. ayet okunuşu : Kalu inna tetayyerna bi kum, le in lem tentehu le nercumennekum ve le yemessennekum minna azabun elim.
Yasin Suresi, 18. ayet: Dediler ki: “Herhalde biz, sizlerden dolayı uğursuzluğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son vermeyecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mutlaka bizden yana size acı bir azap dokunacaktır.”
Yasin Suresi, 19. ayet okunuşu : Kâlû tâirikum meakum, e in zukkirtum, bel entum kavmun musrifûn(musrifûne).
Yasin Suresi, 19. ayet: Dediler ki: “Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz.”
Fussilet Suresi, 16. ayet okunuşu : Fe erselna aleyhim rihan sarsaran fi eyyamin nahisatin li nuzikahum azabel hizyi fil hayatid dunya, ve le azabul ahireti ahza ve hum la yunsarun.
Fussilet Suresi, 16. ayet: Böylece Biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını taddırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine ‘kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik. Ahiret azabı ise daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.
Kamer Suresi, 19. ayet okunuşu : İnna erselna aleyhim rihan sarsaren fi yevmi nahsin mustemirr.
Kamer Suresi, 19. ayet: Biz, o uğursuz (felaket yüklü ve) sürekli bir günde üzerlerine ‘kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik.