- Bakara Suresi, 119. ayet: Şüphesiz Biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur’an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
- Bakara Suresi, 213. ayet: İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan ‘azgınlık ve kıskançlıkları’ yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe Kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir.
- Nisa Suresi, 165. ayet: Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah’a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir.
- Maide Suresi, 19. ayet: Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde: “Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi” demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah herşeye güç yetirendir.
- Araf Suresi, 184. ayet: Sahiplerinde (ya da arkadaşları olan peygamberde) delilikten hiçbir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir.
- Araf Suresi, 188. ayet: De ki: “Allah’ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim.”
- Hud Suresi, 12. ayet: Şimdi onların: “Ona bir hazine indirilmeli veya onunla birlikte bir melek gelmeli değil miydi?” demeleri dolayısıyla göğsün daralıp sana vahyolunanlardan bir kısmını terk mi edeceksin? Sen yalnızca bir uyarıcısın. Allah herşeye vekildir.
- Ra’d Suresi, 7. ayet: İnkar edenler derler ki: “Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya.” Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin.
- Hicr Suresi, 89. ayet: Ve de ki: “Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım.”
- Kehf Suresi, 56. ayet: Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.
- Hac Suresi, 49. ayet: De ki: “Ey insanlar, gerçekten ben sizin için yalnızca bir uyarıcıyım.”
- Furkan Suresi, 1. ayet: Alemlere uyarıcı olsun diye, kuluna Furkan’ı indiren (Allah) ne Yücedir.
- Furkan Suresi, 7. ayet: Dediler ki: “Bu elçiye ne oluyor ki, yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir melek indirilmesi gerekmez miydi?”
- Furkan Suresi, 51. ayet: Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.
- Şuara Suresi, 115. ayet: “Ben, yalnızca apaçık bir uyarıcıyım.”
- Şuara Suresi, 194. ayet: Uyarıcılardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).
- Şuara Suresi, 208. ayet: Kendisi için bir uyarıcı olmaksızın, Biz hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmış değiliz.
- Neml Suresi, 92. ayet: “Ve Kur’an’ı okumakla da (emrolundum). Artık kim hidayete gelirse, kendi nefsi için hidayete gelmiştir; kim sapacak olursa, de ki: “Ben yalnızca uyarıcılardanım.”
- Kasas Suresi, 46. ayet: (Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
- Ankebut Suresi, 50. ayet: Dediler ki: “Ona Rabbinden ayetler (birtakım mucizeler) indirilmeli değil miydi?” De ki: “Ayetler yalnızca Allah’ın Katındadır. Ben ise, ancak apaçık bir uyarıcıyım.”
- Secde Suresi, 3. ayet: Yoksa onlar: “Bunu uydurdu” mu diyorlar? Hayır; o, Rabbinden olan bir haktır; senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman için (onu sana indirdik). Umulur ki hidayet bulurlar.
- Ahzab Suresi, 45. ayet: Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
- Sebe Suresi, 28. ayet: Biz seni ancak bütün insanlara bir müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar.
- Sebe Suresi, 34. ayet: Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın ‘refah içinde şımaran önde gelenleri’: “Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz” demişlerdir.
- Sebe Suresi, 44. ayet: Oysa Biz onlara ders alacakları kitaplar vermemiştik ve kendilerine senden önce bir uyarıcı da göndermemiştik.
- Fatır Suresi, 23. ayet: Sen, yalnızca bir uyarıcısın.
- Fatır Suresi, 24. ayet: Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.
- Fatır Suresi, 42. ayet: Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı-korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair, Allah’a and içtiler. Ancak onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını artırmadı.
- Saffat Suresi, 72. ayet: Andolsun, Biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
- Sad Suresi, 4. ayet: İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kafirler dedi ki: “Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür.”
- Sad Suresi, 65. ayet: De ki: “Ben, yalnızca bir uyarıcıyım. Bir olan, kahreden Allah’tan başka bir İlah yoktur.”
- Sad Suresi, 70. ayet: “Bana ancak, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum vahyolunmaktadır.”
- Fussilet Suresi, 4. ayet: Bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak. Ama çoğu yüz çevirdiler. Artık onlar dinlemezler.
- Ahkaf Suresi, 9. ayet: De ki: “Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.”
- Ahkaf Suresi, 21. ayet: Ad’ın kardeşini hatırla; onun önünden ve ardından nice uyarıcılar gelip geçmişti; hani o, Ahkaf’taki kavmini: “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım” diye uyarmıştı.
- Fetih Suresi, 8. ayet: Şüphesiz, Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
- Kaf Suresi, 2. ayet: Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: “Bu şaşılacak bir şey” dediler.
- Necm Suresi, 56. ayet: Bu önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır.
- Mülk Suresi, 8. ayet: Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?”
- Mülk Suresi, 9. ayet: Onlar: “Evet” derler. “Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: “Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik.”
- Mülk Suresi, 26. ayet: De ki: “(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah’ın Katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”
- Nuh Suresi, 2. ayet: O da dedi ki: “Ey Kavmim, gerçek şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcıyım.”
- Nazi’at Suresi, 45. ayet: Sen, yalnızca ondan ‘içi titreyerek korkanlar’ için bir uyarıcısın.
Kur’anı Kerim’de Uyarıcı ile ilgili Ayetler
Paylaş