Yüce Allah Azimuşşa’nın gönderdiği kitabımız Kuranı Kerim de olan Şuara Süresinin fazileti ve sırları nelerdir. Rabbimizin bütün insanlığa hitabeden bir kelâmı olan Kur’an, Arapça olarak indirilmiştir. Kur’an okumanın faziletiyle ilgili bütün rivayetler Kur’an’ın her suresi ve ayeti için geçerlidir. Kur’ân-ı Kerîm okumak ve okutmak çok sevâbdır. Hatta bunun sevâbı dedelerine, çocuklarına ve torunlarına tesîr eder. Kur’an’dan bir harf okuyana bir hasene verilir. Bir hasenede on misli sevap vardır.
Şuara Suresinin Faziletleri, Bir sureyi veye ayetleri okuyan kişilere manevi armağanlar verilir. Bu manevi armağanlara surelerin ve ayetlerin faziletleri denir. Birçok surenin ve ayetlerin faziletleri, hadisi şerifler ile ifade edilmiştir.
Her surenin bir çok özelliği vardır. Her bir ayet ve sure Allah kelâmı olmakla beraber herbirinin ayrı ayrı özellikleri vardır.
Kur’ân-ı kerîmin yirmi altıncı sûresi.
Şuarâ sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). İki yüz yirmi yedi âyet-i kerîmedir. İçinde şâirlerden bahsedildiği için, Sûret-üş-Şuarâ denilmiştir. Sûrede; hazret-i Mûsâ ile Fir’avn arasında geçen olaylar, İbrâhim, Nûh, Hûd, Sâlih, Lût ve Şuayb peygamberl erin kavimlerindeki inkârcılara karşı verdikleri mücâdelelerden bahsedilmektedir. (İbn-i Abbâs, Râzî, Senâullah Dehlevî)
ŞUARA SÛRESFNİN FAZİLETİ VE YARARLARI
Kim Şuarâ sûresini okursa, Nûh’u tasdîk edenlerin, Hûd, Sâlih, Şuayb ve İbrâhim’i yalanlayanların ve Îsâ’yı yalanlayanların ve Muhammed’i (aleyhisselâm) tasdîk edenlerin adedinin on katı sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim şu’ara Suresini okursa, (Hazreti) Nuh (Aleyhisselam), (Hazreti) Hud (Aleyhisselam), (Hazreti) Salih (Aleyhisselam), (Hazreti) Şuayb (Aleyhisselam), (Hazreti) İbrahim (Aleyhisselam) ve (Hazreti) Muhammed (Sallallahuı Aleyhi ve Sellem)‘e iman edenlerin ve yalanlayanların sayısınca sevap verilir.”(Kadı Beyzavi, (Beyzavi Tefsir(Envarut-Tenzil ve Esrarut Te’vil), 2/179)
Rivayet Edildiki:
* Her türlü zarardan korunmak için okunur.
* Kabakulak olan bölgenin etrafı çizilip Şuara suresinin 130. ayeti çizili olan kısmın içine * yazılırsa, Allah’u Teala’nın izniyle şifa bulacağı ümit edilir.
* Her türlü kötülüğün rahatça işlendiği günümüzde kendimizi ve ailemizi küfür, şirk ve cinsel sapkınlıktan korumak için Şu’ara suresinin 169. ayeti çokça okunmalıdır.
ŞUARA SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
“Kabul edilen şeyin ardından, Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında boştur.” ayetinin (16. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak İbni Münzir, İkrime’den şöyle rivayet etmiştir: “Allah ‘m yardımı ve zaferi gelince…” (Nasr, 110/1) ayeti nazil olunca, Mekke müşrikleri, aralarında bulunan müminlere “İnsanlar grup grup Allah’ın dinine madem girdiler, o halde aramızdan çıkın, ne diye hala aramızda duruyorsunuz!” dediler. Bunun üzerine “kabul edilen şeyin ardından, Allah hakkında tartışmaya girenlerin…” ayeti nazil oldu.
Ayet hakkında Abdürrezzak’ın Katade’den rivayeti ise şöyledir: Allah hakkında münakaşa edenler, Yahudi ve Hristiyanlardır. Onlar şöyle demişlerdir: Bizim kitabımız sizin kitabınızdan öncedir. Peygamberimiz de sizin Peygamberinizden öncedir. O halde biz sizden daha hayırlıyız.
“İşte Allah’ın iman eden ve iyi işler yapan kullarına…” ayetinin (23. ayet) nüzul sebebi ile ilgili olarak Katade şöyle rivayet etmiştir: Müşrikler “Peygamber belki de yaptığı işlerden dolayı karşılık beklemektedir.” diyorlardı. Bunun üzerine onları, onu ve yakınlarını sevmeye teşvik için “Ben buna karşılık sizden, akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum” ayeti nazil olmuştur. Sa’lebi: “Sure Mekki olduğu için, ayete en uygun nüzul sebebi budur.” demiştir.
“Allah kullarına rızkı bol bol verseydi…” ayetinin (27. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak Hakim’in Hz. Ali (k.v.)’den rivayet edip, sahih kabul ettiği bu hadiste Hz. Ali (k.v.) şöyle demiştir: “Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardı…” bu ayet, Ashab-ı Suffe hakkında nazil olmuştur. Zira onlar: “Bizim de olsa” deyip dünyayı ve zenginliği temenni etmişlerdi. Habbab b. Eret “Bu ayet, biz Ashab-ı Suffe hakkında nazil olmuştur, çünkü biz, Yahudilerden Kurayza, Nadir ve Kaynuka oğullarının mallarına baktık, imrendik, bizim de onlar gibi mallarımız olsun diye temenni ettik.” demiştir.
“Size verilen şey …” ayetinin (36. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak Hz. Ali’den şöyle bir rivayet gelmiştir: “Ebu Bekir (r.a.) tüm malını tasadduk etti, bunun üzerine bir topluluk onu kınadı ve bu ayet nazil oldu.” Hadiste onun seksen bin dinar infak ettiğine dair bilgi gelmiştir.
“Onlar büyük günahlardan ve …” ayetinin (37. ayet) nüzul sebebi ile ilgili olarak denilmiştir ki; bu ayet bir görüşe göre Hz. Ömer hakkında nazil olmuştur. Mekke’de kendisine sövülmüş, o kendisine şovenleri atfetmiştir. Bir görüşe göre de Ebu Bekir hakkında nazil olmuştur. Malını Allah yolunda harcadığı zaman insanlar kendisini kınamış ve sövmüşler, ama o bütün bunları bilimle (yumuşaklıkla) karşılamıştır.
“Rablerinin davetine icabet edenler…” ayeti (38. ayet), Ensar (Medineli müslümanlar) hakkında inmiştir: Allah Rasulü (s.a.) onları imana davet etmiş, onlar bunu kabul edip, namazlarını da kılmışlardır.
Müfessirlerden Kelbi ve Ferra’nın zirkettiğine göre 41 ve 43. ayetler de Ebu Bekir Sıddık (r.a.) hakkında nazil olmuştur. Ensar’dan biri ona kötü sözler sarfetmiş, Ebu Bekir de ona karşılık vermiş, sonra da susmuştur.
“Allah bir insanla ancak …” ayetinin (51. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak şöyle bir rivayet bulunmaktadır. Yahudiler, Peygamberimiz’e (s.a.): “Eğer sen peygambersen Musa’nın konuştuğu gibi, sen de Allah ile konuşup, O’na baksana!” dediler. Bunun üzerine bu ayet indi ve Peygamberimiz (s.a.): “Musa (a.s.) Allah’a bakmamıştır.” buyurdu.