Talak süresinin faziletleri ve sırları derken şunu unutmamak lazımdır. Kur’an tilâveti İslam’da faziletli amellerden biridir. Kur’an okumaktan maksat, öncelikle onun emir ve nehiylerine uymaktır. Fakat sadece okumanın da sevabı ve mükâfatı vardır. Kur’an kendisiyle amel edenlere ve inanarak ibadet kastıyla okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olacaktır. Birçok surenin ve ayetlerin faziletleri, hadisi şerifler ile ifade edilmiştir. Her surenin bir çok önemi vardır. Her bir ayet ve sure Allah kelâmı olmakla beraber herbirinin ayrı ayrı özellikleri vardır.
Kur’ân-ı Kerîm okumak ve okutmak çok sevâbdır. Hatta bunun sevâbı dedelerine, çocuklarına ve torunlarına tesîr eder. Îtikâdı düzgün bir kimse, Kur’ân-ı Kerîm’i okuyup, muteber ilmihâl kitâblannda bildirildiği gibi amel ettiği, i-bâdet yaptığı takdirde büyük sevâblara kavuşur.
Kur’ân-ı Kerîm okumakla alâkalı olarak sevgili Peygamberimiz buyurdu ki:
“Kur’ân-ı Kerîm okunan evden arşa kadar nûr yükselir.”
“Kur’ân-ı Kerîm okunan evin hayrı artar, sâkinle-rini sıkmaz, melekler oraya toplanır, şeytanlar oradan uzaklaşır. Kur’ân-ı Kerîm okunmayan ev, içindekilere dar gelir, sıkıntı verir, bereketsiz olur. Bu evden melekler uzaklaşır, şeytanlar oraya dolar.”
Kur’ân-ı kerîmin altmış beşinci sûresi.
Talâk sûresi on iki âyet-i kerîme olup, Medîne-i münevverede nâzil oldu (indi). Boşanma konularından bahsettiği için bu adı aldı. Sûrenin başında İslâm âile hukûkunun boşanma konusundaki hükümleri, sonunda da, Allahü teâlânın bildirdiği hak yoldan ay rılan eski kavimlerin uğradıkları cezâlar ve Muhammed aleyhisselâma inanıp hayırlı işler yapanlara verilecek âhiret nîmetleri bildirilmektedir.
Aile kurumunun dinî, ahlâkî ve hukukî temelini oluşturan nikâh akdinin ve evlilik birliğinin keyfî biçimde sona erdirilemeyeceği temasına ağırlık verilerek böyle bir zorunlulukla karşılaşıldığında uyulması gereken başlıca hükümler işlenmekte, bu arada iyi niyet ve hakkın kötüye kullanılmaması gibi bazı temel ilkelerin altı çizilmekte; aile ilişkilerinin sağlıklı yürüyüp yürümemesinde çoğu zaman etkili bir role sahip bulunan harcamalar konusunda ölçülü olmanın önemine dikkat çekilmekte; meşrû, mâkul ve dengeli olmayan, sonunda Allah’ın buyruklarına isyan etmeye varan isteklerin toplumların perişan olmasına ve medeniyetlerin çökmesine yol açabileceği ima edilmekte; her hâlükârda olup biten her şeyin, evrendeki bütün varlıkları yaratan Allah’ın gücü ve bilgisi dışında kalamayacağı hatırlatılmaktadır.
TALAK SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
“Ey Peygamber! Kadınları boşadtğınız zaman…” buyruğunda hitap Peygamber (sav)’adır. Ona tazim ve tefhim olsun diye çoğul lafzı ile muhatab alınmıştır.
İbn Mace’nin Sünera’inde Said b. Cübeyr’in, tbn Abbas’tan, onun Ömer b. el-Hattab’tan rivayetine göre Rasûlullah (sav) Ilafsa (r.anha)’yı bo.samış sonra ona ric’at (dönüş) yapmıştır[3]
Katade, Enes’ten şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasûlullah (sav) Haf-sa (r.anha)’yı boşadı. O da ailesinin yanına gitti. Yüce Allah Hz Peygamber (sav)e: “Ey Peygamberi Kadınları boşadığınız zaman iddetleri vaktinde boşaym” buyruğunu indirdi. Ona: Hafsa’ya ric’aı yap, çünkü o cuk namaz kılan, çok oruç tutan birisidir ve o senin cennetteki hanımlanndandır, denildi. Bunu el-Maverdî, el-Kuşeyrî ve es-Sa’lebî zikretmiştir.[4]
el-Kuşcyrî ayrıca şunu da rivayet etmektedir: Onun ailesinin yanına çıkıp gitmesi hakkında da yüce Allah’ın: “Evlerinden onları çıkarmayın” buyruğu nazil oldu.
el-Kdbî dedi ki: Bu âyetin nüzul sebebi Rasûlullah (sav)’ın Hafsa’ya kızgınlığıdır. Ona gizlice bir sır söylediğinde bu sim Âişe’ye açıklayınca, Peygamber (sav) da onu bîr defa boşadı, bunun üzerine bu âyet-i kerime indi.
es-Süddî dedi ki: Âyet, Abdullah b. Ömer hakkında inmiştir. O, hanımını ay hali iken bir defa boşadı. Rasûlullah (sav) ona hanımına ric’aL yapmasını, sonra da temizleninceye ve ay hali oluncaya, sonra bir daha temizleninceye kadar nikâhı altında tutmasını emretti. Eğer yine onu boşamak istiyor ise onunla cima yapmaksızın temizleneceği vakit onu boşasın. İşte yüce Allah’ın hanımların süresi içerisinde boşamalarım emretmiş olduğu icldel budur[5]
Şöyle de denilmiştir: Bazı erkekler Abdullah b. Ömer’in yaptığının benzerini yaptılar. Abdullah b. Amr b. el-Âs, Amr b. Said b. el-Âs ile Ut be b. Gaz-van bunlardandır. Âyet-i kerime onlar hakkında inmiştir.
İbnu’l-Arabi dedi ki: Bütün bunlar her ne kadar sahih değil iseler de, birinci görüş daha uygun görülmektedir. Bunda daha sahih olan da bunun yeni bir şer’î hükmün açıklaması olduğudur.
Buyruğun Peygamber (sav)’a hitab olmakla birlikte maksadın onun ümmeti olduğu da söylenmiştir. Muhataptan gaibe farklı lafızlarla hitap etmiş bulunmaktadır. Bu, fasih bir anlatını tarzıdır. Nitekim yüce Allah: “Hatta siz gemilerde bulunduğunuz zaman, onlar da içindekileri güzel bir rüzgar ile götürüp…” (yunus, 10/22) diye buyurmaktadır. Buyruğun takdiri şöyledir: Ey Peygamber! Sen onlara: “Kadınları boşadığınız zaman İddetleri vaktinde boşayın” de. İşte bu da tefsir âlimlerinin, burada hitap yalnız ona yönelik olmakla birlikte, mana hem kendisini, hem mü’minleri kapsamaktadır. Yüce Allah mü’minlere hitab etmek istediğinde ona: “Ey nebi: peygamber” buyruğu ile taltifte bulunmuştur. Eğer hitab hem lafız, hem mana itibariyle ona yönelik ise: ‘Ey RasûT’ diye ona iıilab etmiştir.
Derim ki: İddel ile ilgili hükümlerin ensardan Yezid b. es-Sekenin kızı Esma hakkında nazil oluşu hu görüşün doğruluğuna delildir. Ebu Davud’un Kı-tab’ında (Sünen’inde) ondan geien rivayette belini İd iğine göre Esma Peygamber (sav)’ın döneminde (kocası tarafından) boşandı, Henüz boşanan kadının iddeti hakkında bir hüküm yoktu. Yüce Allah, Esma boşanınca boşamak için iddet hükmünü indirdi. Böylece, boşamak dolayısıyla iddetin hakkında indiği ilk kişi o oldu.[6]
Bundan maksadın Peygamber (sav)’a tazim maksadıyla nida olduğu ve sonradan: “Kadınları boşadığınız zaman” diye buyurulduğu da söylenmiştir. Bu da (bu yönüyle yüce Allah’ın: “Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları şeytanın pis işlerindendir” (el-Maide, 5/90) buyruğuna benzer. Onların öncelikleri ve üstünlükleri dolayısıyla yüce Allah mü’minleri önce sözkonusu etmiş, sonra da: “İçki, kumar, putlar ve fal okları” diye buyurmuştur. [7]
TALAK SÛRESİ’NİN FAZİLETİ VE YARARLARI
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim Talak Suresini (vird olarak) okursa, Allah’ın peygamberinin sünneti üzere vefat eder.”(Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/230-238; Kâdı Beyzâvî, Beyzâvi Tefsir (Envârut-Tenzîl ve Esrârut-Te’vil), 2/504)
Her türlü hastalık, sihir ve büyü, borç ve fakirlikten kurtulmaya da bi-iznillah fayda verir.
[3] İbn Mâce, I, 650; Hâkim, Müstedrek, 11, 215; Ebâ üâvûd, II, İS5; Nesâî, VI, 213
[4] İbn Kesir, Tefsir, IV, 37H
[5] Buharı, V, 2011; Müslim, II, 1093. 1094, 109î. 1097; Ti/mizl III, 479; Dârinıl, 11. ny. Darakutni, IV, 5, fi, 28; Ebû Davüd, 11. 255, 256; Nesâİ, VI, 13M, 141. 212; İbn Mâce, 1. 65J, 652: Mırvatta, II. 576;
[6] Ebû Dâvûd, II, 235; Heyhaki, esSünenü’l-Kübrâ, VII. i M
[7] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 17/414-415.