Kur’an tilâveti İslam’da faziletli amellerden biridir. Kur’ân, İlâhi bir hazinedir. O, her yönüyle bir hayır deryasıdır. Kur’ân’ı okumakla insan, Yaratıcısına muhatap olma gibi elde edilecek makamların en üstününü yakalamış olur. Tegabun süresinin faziletleri ve sırları derken şunu unutmamak lazımdır. Kur’an okumaktan maksat, öncelikle onun emir ve nehiylerine uymaktır. Fakat sadece okumanın da sevabı ve mükâfatı vardır.
Her surenin bir çok önemi vardır. Her bir ayet ve sure Allah kelâmı olmakla beraber herbirinin ayrı ayrı özellikleri vardır. Kur’ân-ı Kerîm okumakla alâkalı olarak sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: “Kur’ân tilâvetini, harflerini güzel ve doğru telâffuz ederek, mânâsını düşünerek ve sesinizi güzelleştirerek süsleyiniz.”
Kur’ân-ı kerîmin altmış dördüncü sûresi.
Tegâbün sûresi Medîne’de nâzil oldu (indi). On sekiz âyet-i kerîmedir. Dokuzuncu âyette geçen ve aldanma mânâsına gelen Tegâbün kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede; insanların mü’min ve kâfir olarak iki kısma ayrıldığı, mal ve çoluk-çocuğun bir imtihan olduğu bildirilmektedir.
TEĞABUN SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
“Ey iman edenler, eşlerinizin, evlâtlarınızın içinde hakikaten size düşman da vardır.” ayetinin (14. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak Tirmizi, Hakim ve İbni Cerir’in İbni Abbas’tan rivayet ettiklerine göre “Ey iman edenler eşlerinizin…” ayeti bir grup Mekkeli hakkında nazil olmuştur. Bunlar müslüman olduklarında eşleri ve çocukları onları bırakmak istemediler. Medine’ye Rasulullah (s.a.)’a geldiklerinde insanların dinlerini daha iyi öğrendiklerini görünce eş ve evlâtlarını cezalandırmak istediler. Bunun üzerine “Af eder, kusurlarını başlarına kakmaz, örterseniz…” ayeti nazil oldu.
İbni Cerir’in Ata b. Yesar’dan rivayet ettiğine göre bu on dördüncü ayet hariç Teğabün Suresinin hepsi Mekke’de nazil olmuştur. Bu ayetler ise Evf b. Malik el-Eşcai hakkında nazil olmuştur. Malik, ehlü iyal sahibi birisi idi. Gazaya çıkmak istediği zaman ailesi ağlaştılar, önüne geçip “Bizi kime bırakıyorsun!” dediler. O da dayanamayıp kaldı. Bunun üzerine bu ayet indi. Surenin sonuna kadar ki diğer ayetler Medine’de indi.
İbni Abbas’tan bir başka rivayete göre birisi hicret etmek istiyor hanımı bırakmıyordu. Adam ona “Yemin ederim ki Allah bizi hicret yurdunda bir araya getirirse şunları şunları yapacağım.” dedi. Allah da onu ve çoluk çocuğunu hicret yurdunda birleştirdi. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu.
“O halde gücünüz yettiği kadar…” ayetinin (16. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak da İbni Ebi Hatem’in Said b. Cübeyr’den rivayetine göre “Ey iman edenler Allah’tan hakkıyla korkun.” ayeti indiğinde bunun tatbiki ashaba çok ağır geldi, namaz kılmaktan ayakları şişti, alınları yara oldu. Bunun hafifletmek için Allah “O halde gücünüz yettiği kadar Allah’tan korkun.” ayetini indirdi.
TEĞABUN SÛRESİ’NİN FAZİLETİ VE YARARLARI
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim Teğabün Suresini okursa, ansızın ölmekten kurtulur.”(Ebu Suud Efendi, Ebû Suud Tefsiri (İrşâdü Aklis-Selim), 8/259)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) uyumadan önce Müsebbihat (İsra, Hadid, Haşr, Cuma, Saff, Teğabün ve A’la) Surelerini okurdu.(Ebu Davud, Edeb, 17; Tirmizi, Fedailül-Kur’an, 21)
Eşyanın muhafazası için okunur.
Şerrinden korkulan kimsenin yanına girmeden okunursa, bi-iznillah o kişiye iyilikten başka bir şey yapmayacaktır.