Kur’ân-ı kerîmin altmış dördüncü sûresi. Mushaftaki sıralamada altmış dördüncü, iniş sırasına göre yüz sekizinci sûredir. Tahrîm sûresinden sonra, Saf sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur. Tegâbün sûresi Medîne’de nâzil oldu (indi). On sekiz âyet-i kerîmedir. Dokuzuncu âyette geçen ve aldanma mânâsına gelen Tegâbün kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede; insanların mü’min ve kâfir olarak iki kısma ayrıldığı, mal ve çoluk-çocuğun bir imt ihan olduğu bildirilmektedir. (İbn-i Atıyye, Râzî)
Kim Tegâbün sûresini okursa, ansızın ölüm ondan uzak olur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Kısaca Konusu : Bütün insanları Allah yaratmış olduğu halde bu hakikati inkâr edenlere de O’na iman edenlere de –dünya hayatının var ediliş hikmetinin gereği olarak– imkân ve fırsat verildiği belirtilmekte; sorumluluk sahibi bir varlık olarak insan, evrenin yaratılış hikmeti ve kendi özellikleri üzerinde düşünmeye çağırılmakta, ifadenin tabii akışı içinde İslâm inancının temel unsurları üzerinde durulmaktadır. Sûrenin son bölümünde, Allah’a karşı kulluk görevini yerine getirmekten alıkoyabilecek faktörlerle örülü dünya hayatında hem bu vecîbenin düzgün ifası hem de beşerî ilişkilerin sağlıklı yürütülebilmesi için bazı altın öğütler verilmektedir.
TEĞABUN SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim
1. Yusebbihu lillahi ma fiyssemavati ve ma fiyl’ardı lehulmulku ve lehulhamdu ve huve ‘ala kulli şey’in kadiyrun.
2. Huvelleziy halekakum feminkum kafirun ve minku mu’minun vallahu bima ta’melune basıyrun.
3. Halekassemavati vel’arda bilhakkı ve savverekum feahsene suverekum ve ileyhilmasıyru.
4. Ya’lemu ma fiyssemavati vel’ardı ve ya’lemu ma tusirrune ve ma tu’linune vallahu ‘aliymun bizatissuduri.
5. Elem ye’tikum nebeulleziyne keferu min kablu fezaku vebale emrihim ve lehum ‘azabun eliymun.
6. Zalike biennehu kanet te’tiyhim rusuluhum bilbeyyinati fekalu ebeşerun yehdunena fekeferu ve tevellev vestağnallahu vallahu ğanıyyun hamiydun.
7. Ze’amelleziyne keferu en len yub’asu kul bela ve rabbiy letub’asunne summe letunebbeunne bima ‘amiltum ve zalike ‘alellahi yesiyrun.
8. Feaminu billahi ve resulihi vennurilleziy enzelna vallahu bima ta’melune habiyrun.
9. Yevme yecme’ukum liyevmicem’ı zalike yevmutteğabuni ve men yu’min billahi ve ya’mel salihan yukeffir ‘anhu seyyiatihi ve yudhılhu cennatin tecriy min tahtihel’enharu halidiyne fiyha ebeden zalikelfevzul’azıymu.
10. Velleziyne keferu ve kezzebu biayatina ulaike ashabunnari halidiyne fiyha ve bi’selmasıyru.
11. Ma esabe min musıybetin illa biiznillahi ve men yu’min billahi yehdi kalbehu vallahu bikulli şey’in ‘aliymun.
12. Ve etıy’ullahe ve etıy’urresule fein tevelleytum feinnema ‘ala resulinelbelağulmubiynu.
13. Allahu la ilahe illa huve ve ‘alellahi felyetevekkelilmu’minune.
14. Ya eyyuhelleziyne amenu inne min ezvacikum ve evladikum ‘aduvven lekum fahzeruhum ve in ta’fu ve tasfehu ve tağfiru feinnallahe ğafurun rahıymun.
15. Ennema emvalukum ve evladukum fitnetun vallahu ‘ındehu ecrun ‘azıymun.
16. Fettekullahe mesteta’tum vesme’u ve etiy’u ve enfiku hayren lienfusikum ve men yuka şuhha nefsihi feulaike humulmufluhune.
17. İn tukridullahe kardan hasenen yuda’ıfhu lekum ve yağfir lekum vallahu şekurin haliymun.
18. ‘Alimulğaybi veşşehadetil’aziyzulhakiymu.
TEĞABUN SÛRESİ MEALİ VE ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm
1.Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. Mülk yalnızca O’nundur, hamd de O’na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
2.O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü’mindir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
3.Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O’nadır.
4.Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
5.Daha önce inkâr edip de inkârlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem dolu bir azap da vardır.
6.Bu, peygamberlerinin, onlara apaçık mucizeler getirmeleri ve onların da, “(Bizim gibi) insanlar mı bizi doğru yola iletecekmiş?” deyip de inkâr etmeleri ve yüz çevirmeleri sebebiyledir. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını göstermiştir. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye lâyıktır.
7.İnkâr edenler, kesinlikle, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: “Hiç de öyle değil, Rabbime and olsun, mutlaka diriltileceksiniz, sonra da yaptıklarınız size elbette haber verilecektir. Bu, Allah’a kolaydır.”
8.Artık siz Allah’a, peygamberine ve indirdiğimiz nûra (Kur’an’a) iman edin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
9.Toplanma vakti için Allah’ın sizi toplayacağı günü düşün. O gün aldanışın ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah’a inanır ve salih amel işlerse, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.
10.İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, içinde ebedî kalmak üzere cehennemliklerdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!
11. Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez. Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya iletir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
12.Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
13.Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
14.Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
15.Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.
16.O hâlde, gücünüz yettiği kadar Allah’a karşı gelmekten sakının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğiniz için harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
17.Eğer siz Allah’a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah, şükrün karşılığını verendir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
18.O, gaybı da görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.