Kur’ân-ı kerîmin elli ikinci sûresi, iniş sırasına göre yetmiş altıncı sûredir. Secde sûresinden sonra, Mülk sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Tûr sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). İsmini birinci âyette geçen Tûr kelimesinden alır. Kırk dokuz âyet-i kerîmedir. Sûrede; kıyâmetin kopması sırasında olacak bâzı olağan üstü hâdiseler, inkarcıların Cehennem’e atılacağı, takvâ sâhibi (Allahü teâl âdan korkup, haramlardan, dinde yasaklanan şeylerden sakınan) mü’minlerin âhirette kavuşacakları mükâfâtlar, Kur’ân-ı kerîmin Allahü teâlânın kelâmı olduğu, cenâb-ı Hakk’ın varlığı, birliği ve kudretinin sonsuzluğu bildirilmektedir. (Râzî, Kurtubî)
Bir çoğumuz Kuran-ı Kerimi arapça okumayı öğrenemediğimiz için bilmiyoruz. Tabi bu öğrenmiyeceğimiz anlamına gelmez. O nedenle bir çoğumuz arapça bilmediği için’de arapça ayetleri latince harflerle okumaya çalışıyoruz. Arapça bir sözcük olan “kuran”, okumak, ezbere okumak, bir araya getirmek anlamına gelir. Kur’ân kelimesi olarakta Arapça’da yazıyla tespit edilmiş vahiylerin bütünü anlamına gelir. Şimdi sizler için hazırladığımız Kur’anı Kerim surelerden olan Tur süresi arapça yazılışı ile latince harflerle Türkçe okunuşunu derledik. Ayrıca Diyanet İşleri tarafından düzenlenen mealine’de yer verdik. Bu sebeple hem Arapça yazısı hem de latince okunuşunu öğrenerek okuyabilirsiniz.
Kısaca Konusu : Yemin ifadeleriyle hesap gününün kaçınılmaz bir gerçek olduğuna vurgu yapılarak başlayan sûrede, inkârcıların âhiret hayatıyla yüz yüze gelince karşılaşacakları durum, ardından cennete lâyık görülecek takvâ ehlinin mükâfatları tasvir edilmekte; Resûl-i Ekrem’in gerçek peygamber olduğunu kanıtlayan delillere yer verilerek (Kur’an’ın benzerini kendilerinin de ortaya koyabilecekleri iddiasında bulunanlara bu hususta meydan okunmak ve onlara çarpıcı sorular yöneltilmek suretiyle) Resûlullah’a karşı ileri sürülen asılsız iddialar çürütülmektedir.
Kim Tûr sûresini okursa, Allahü teâlânın onu azâbından emîn kılması ve Cennet’te nîmetlendirmesi hak olur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
TUR SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim
1. Vet tur
2. Ve kitabim mestur
3. Fi rakkım menşur
4. Vel beytil ma’mur
5. Ves sakfil merfu’
6. Vel bahril mescur
7. İnne azabe rabbike le vakı’
8. Ma lehu min dafi’
9. Yevme temurus semau mevra
10. Ve tesirul cibalu seyra
11. Fe veyluy yevmeizil lil mukezzibin
12. Ellezine hum fi havdıy yel’abun
13. Yevme yude’une ila nari cehenneme de’a
14. Hazihin narulleti kuntum biha tukezzibun
15. E fe sıhrun haza em entum la tubsırun
16. Islavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleykum innema tüczevne ma kuntum ta’melun
17. İnnel muttekıyne fi cennativ ve neıym
18. Fakihine bima atahum rabbuhum ve vekahum rabbuhum azabel cehıym
19. Kulu veşrabu heniem bima kuntam ta’melun
20. Muttekiine ala sururim masfufeh ve zevvecnahum bi hurin ıyn
21. Vellezine amenu vettebeathum zurriyyetuhum bi imanim elhakna bihim zurriyyetehum ve ma eletnahum min amelihim min şey’ kullumriim bima kesebe rahin
22. Ve emdednahum bi fakihetiv ve lahmim mimma yeştehun
23. Yetenazeune fiha ke’sel la lağvun fiha ve la te’sim
24. Ve yetufu aleyhim ğılmanil lehum keennehum lu’luum meknun
25. Ve akbele ba’duhum ala ba’dıy yetesaelun
26. Kalu inna kunna kablu fi ehlina muşkikıyn
27. Fe mennellahu aleyna ve vekana azabes semum
28. İnna kunna min kablu ned’uh innehu huvel berrur rahıym
29. Fe zekkir fema ente bi nı’meti rabbike bi kahiniv ve la mecnun
30. Em yekulune şaırun neterabbesu bihi raybel menun
31. Kul terabbesu fe inni meakum minel muterabbisıyn
32. Em te’muruhum ahlamuhum bihaza em hum kavmun tağun
33. Em yekulune tekavveleh bel la yu’minun
34. Felye’tu bi hadisim mislihi in kanu sadikıyn
35. Em huliku min ğayri şey’in em humul halikun
36. Em halekus semavati vel ard bel la yukınun
37. Em ındehum hazainu rabbike em humul musaytırun
38. Em lehum sullemuy yestemiune fih felyeti mustemiuhum bi sultanim mubin
39. Em lehul benatu ve lekumul benun
40. Em tes’eluhum ecran fe hum mim mağramim muskalun
41. Em ındehumul ğaybu fe hum yektubun
42. Em yuridune keyda fellezine keferu humul mekidun
43. Em lehum ilahun ğayrullah subhanellahi amma yuşrikun
44. Ve iy yerav kisfem mines semai sakıtay yekulu sehabum merkum
45. Fe zerhum hatta yulaku yevmehumullezi fihi yus’akun
46. Yevme la yuğni anhum keyduhum şey’ev ve la hum yunsarun
47. Ve inne fillezine zalemu azaben dune zalike ve lakinne ekserahum la ya’lemun
48. Vasbir li hukmi rabbike fe inneke bi a’yunina ve sebbıh bi hamdi rabbike hıyne tekum
49. Ve minel leyli fesebbıhhu ve idbaran nucum
TUR SÛRESİ MEALİ VE ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm
1,2,3,4,5,6,7.Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a, yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
8.Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur.
9.O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır.
10.Dağlar yürüdükçe yürür.
11,12.İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!
13,14.Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir.
15.“Bu Kur’an mı bir büyü imiş, yoksa siz mi (gerçeği) göremiyormuşsunuz?”
16.“Girin oraya. İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor.”
17,18. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar Rablerinin, kendilerine verdiği şeylerle zevk ve mutluluk duyarak cennetlerde ve nimetler içinde bulunurlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
19,20. Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.
21.İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazandığı karşılığında rehindir.
22.Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
23.Orada, (içilince) boş söz söyletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar.
24.Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
25.Birbirlerine dönüp (“Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?” diye) sorarlar.
26.Derler ki: “Şüphesiz daha önce biz, ailemiz içinde yaşarken (Allah’a isyandan) korkardık.”
27.“Allah da bize lütfetti ve bizi iliklere işleyen cehennem azabından korudu.”
28.“Gerçekten biz bundan önce O’na yalvarıyorduk. Şüphesiz O, iyilik edendir, çok merhametlidir.”
29.(Ey Muhammed!) O hâlde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.
30.Yoksa onlar, “O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz” mu diyorlar?
31.Onlara de ki: “Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
32.Bunu kendilerine akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur?
33.Yoksa “O Kur’an’ı kendisi uydurup söyledi” mi diyorlar? Hayır, (sırf inatlarından dolayı) iman etmiyorlar.
34.Eğer doğru söyleyenler iseler, haydi onun gibi bir söz getirsinler!
35.Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar?
36.Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin olarak inanmıyorlar.
37.Yoksa, Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hâkim olan kendileri midir?
38.Yoksa onların, kendisi vasıtasıyla (ilâhî vahyi) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? (Eğer varsa) dinleyenleri, açık bir delil getirsin!
39.Yoksa, kızlar O’na (Allah’a) da oğullar size mi?
40.Yoksa sen onlardan (tebliğ görevine karşılık) bir ücret istiyorsun da onlar, borçtan ağır bir yük altında mı kalmışlardır?
41.Yoksa, gayb ilmi onların yanında da ondan mı yazıyorlar?
42.Yoksa, bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl, inkâr edenler tuzağa düşecek olanlardır.
43.Yoksa, onların Allah’tan başka bir ilâhı mı var? Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.
44.Gökten düşmekte olan parçalar görseler, “Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır” derler.
45.Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak.
46.O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da edilmeyecektir.
47.Şüphesiz zulmedenlere bundan başka bir azap daha var.Fakat onların çoğu bilmezler.
48.Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin, kalktığında Rabbini hamd ile tespih et.
49.Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışı sırasında O’nu tespih et.