Kuranı kerimin önemli surelerinden olan Vakia süresinin fazileti ve sırları kendisinde saklı olduğu gibi okunduğunda kişiye manevi armağanlarda verildiğini unutmayalım. Kur’an’ın yeni nazil oluyormuş gibi tazeliğini ve gençliğini gösteren delillerden biri de Kur’an’ın elli altıncı suresi olan Vakıa suresi ve onun ayetleridir.
Dinimizin temeli Kur’ân olduğu gibi İslâm âleminin temeli de Kur’ân’dır. Ayrıca çok tefekkür ve tekrarla okunan Kur’ân sayesinde kalbe marifet kapıları açılır ve her âyetten, bazen bir kelimeden, bir çok mânâ çıkarma imkânı elde edilir. Kur’an okumak mümin kişiyi psikolojik olarak rahatlatır.
Kur’ân-ı kerîmin elli altıncı sûresi.
Vâkıa sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Doksan altı âyet-i kerîmedir. İsmini ilk âyette geçen Vâkıa kelimesinden alır. Sûrede, kıyâmet ve âhiret hâllerinden, Cennet ve Cehennemden vb. konulardan bahs edilmektedir.
VAKİA SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
Ahmed bin Hanbel ve İbni Ebî Hatem’in içinde tanınmayan ravilerin de bulunduğu bir senedle rivayet ettiklerine göre Ebu Hüreyre şöyle dedi: “Bir çoğu öncekilerden, birazı da sonrakilerdendir” ayetleri indiğinde bu müslümanların ağırına gitti. Bunun üzerine “Bir çoğu öncekilerden, bir çoğu da sonrakilerden” (39 ve 40. ayetler) ayetleri indi.
İbni Asakir’in Dımaşk Tarihi’nde sağlam olmayan bir senedle Urve bin Ruvaym’dan rivayet ettiğine göre Cabir bin Abdullah şöyle dedi: “Vakıa suresi inip orada “Bir çoğu öncekilerden, birazı da sonrakilerdendir.” ayetleri indiğinde Ömer ağladı ve “Ey Allah’ın Rasulü, biz sana iman ettik, seni tasdik ettik, buna rağmen bizden kurtulanlar azdır.” dedi. Bunun üzerine “Bir çoğu öncekilerden, bir çoğu da sonrakilerden” ayetleri indi. Hemen Rasulullah Ömer’i çağırdı ve “Ey Hattabın oğlu Ömer, senin söylediğin o hususta Allah vahiy indirdi ve “Bir çoğu öncekilerden, bir çoğu da sonrakilerden kıldı.” (ayet: 39, 40) Bunun üzerine Ömer: “Rabbimizden ve peygamberimizi tasdikten hoşnuduz.” dedi.
Bununla birlikte her iki rivayetin de doğruluğunda şüphe vardır. (12)
Müslim’in rivayetine göre İbni Abbas şöyle dedi: Bir gün yağmur yağmıştı. Rasulullah (s.a.) “İnsanlardan bazıları şâkir (şükreden), bazıları kâfir oldu.” dedi ve devam etti: “Çünkü bazıları bu bir rahmettir, onu Allah Tealâ indirdi, derken, bazıları da, filanca yıldızın batması gerçekten yağmur geti-riyormuş.” dediler. Bunun üzerine “Hayır, işte yıldızların düştüğü yere yemin ediyorum” ayetinden (75. ayet) “Allah’ın verdiği rızka karşı şükrü, O’nu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz” ayetine (82. ayet) kadar indi.
İbni Ebi Hatem’in rivayetine göre Ebu Hırze şöyle dedi: Bu ayetler en-sardan birisi hakkında indi. Müslümanlar Tebuk Gazvesinde Hıcr’a[35] uğradılar. Rasulullah (s.a.) onlara buranın suyundan yanlarına almamalarını emretti. Sonra Rasulullah hareket etti başka bir yerde konakladı, yanlarında su yoktu. Rasulullah’a şikâyetlerini arzettiler. Rasulullah (s.a.) kalktı iki rekat namaz kıldı, sonra dua etti. Allah bir bulut gönderdi, onların üzerine yağmur yağdı, bundan su ihtiyaçlarım giderdiler. Ensardan biri, kendi kavminden olan münafıklıkla itham edilen birine: “Yuh sana! Görmüyor musun Rasulullah dua etti, Allah da bize gökten yağmur indirdi” dedi. Diğeri “Biz olsa olsa filan ve fülan yıldızın batmasından dolayı yağmur aldık.” dedi.
Müslim’in Ebu Hüreyre’den bir başka rivayetinde Rasulullah (s.a.) şöyle dedi: “Rabbinizin ne dediğinden haberiniz yok mu? O şöyle dedi: “Kullarımın üzerine ne zaman bir nimet (yağmur) indirsem mutlaka bir grub “yıldızlar, yıldızlar sebebiyle indi” diyerek o sebeple kâfir oluyor.” (36)
[12] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/213.
[35] Hıcr: Semud kavminin ülkesi, Medine ile Şam arasında bir vadidir.
[36] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/237.
VAKİA SÛRESİ’NİN FAZİLETİ VE YARARLARI
Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Her kim, Vâkıa sûresini her gece bir defa okumayı âdet haline getirirse, ömründe fakirlik görmez.”
“Vâkıa sûresi zenginlik sûresidir. Onu okuyunuz ve kadınlarınıza ve çocuklarınıza öğretiniz.”
Birgün Hz. Ebû Bekir, Resûlullah efendimize; “Yâ Resûlallah, saçlarında beyazlıklar belirdi.” demişti. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
“Saç ve sakalımı Hûd, Vâkıa, Mürselât sûreleri ağarttı.” Resûlullah efendimizin böyle buyurması, bu sûrelerde, kıyâmet hallerini, eski kavimlerin uğradığı âkıbetleri düşünmesi ve ümmeti için üzülmesi sebebiyledir.
Abdullah bin Mes’ûd ölürken başında bulunanlar, çocuklarına bir mal bırakmadı, diye üzülünca gözlerini açtı ve buyurdu ki:
“Onlara Vâkıa sûresini bırakıyorum. Bu sûreyi okuyan aslâ fakirlik yüzü görmez.”
Bazı ulemalar Vakıa Suresi ile alakalı olarak; ölen kişilerin için okunacak olan Vakıa suresinin onun ıstırabını ve çektiği acıyı hafiflettiğini, ölüm ile baş başa olan kişilerin ya da can çekişen kişilerin başında okunduğunda da imanlı şekilde ölmesine yardımcı olduğunu söylemektedir.
Vakıa suresinin abdestli şekilde her sabah ve her akşam aksatmadan okumaya devam eden kişiler tehlikeler ile yüz yüze gelmez.
Vakıa suresinin abdestli şekilde her sabah ve her akşam aksatmadan okumaya devam eden kişiler fakirliğin acısını çekmeden bolluk ve berekete ulaşırlar.
(Vâkıa sûresi, Kur’ ân-ı Kerîm’de 533 -536 sayfalar araşırıdadır.)