EN ÖNEMLİ NİMET: İMAN
İman ile müşerref olmuş değerli Kardeşlerim!
Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir hadiste Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “İman, altmış ya da yetmiş küsur şubeye ayrılır. En üst derecesi ‘Allah’tan başka ilah yoktur’ sözü, en alt derecesi ise insanlara eziyet veren bir şeyi yoldan kaldırmaktır…”
Efendimiz, bu sözleriyle imanın öncelikle Allah’ın varlığını ve birliğini tasdik etmekten geçtiğini vurgulamıştır. Aynı zamanda Yüce Mevla’nın rızasının ve insanların faydasının gözetildiği her işin kaynağının iman olduğunu belirtmiştir.
Değerli Kardeşlerim!
İman, kelime-i tevhid ile başlayan, gönle ait bir kabul ve yöneliştir. İman, son peygamber Muhammed Mustafâ (s.a.s)’in Allah katından bize ulaştırdıklarını şüpheye yer vermeden kabul etmektir. İman edilmesi gereken esaslar dua niyetiyle dilimizden düşürmediğimiz “âmentü” cümlesinde formüle edilmiştir. Biz müminler, âmentüde “Allah’ın varlığına ve birliğine, O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahirete, kader ve kazaya, yani olup biten herşeyin Allah’ın izni ve dilemesi ile gerçekleştiğine iman ettim” deriz. Ardından kelime-i şehadet ile bu inancımızı ve sözümüze bağlılığımızı teyit ederiz.
Kıymetli Kardeşlerim!
İman, hayatımızı anlamlandıran yüce bir değerdir. İman, insan olma şerefini kul olma bahtiyarlığı ile bütünleştirir. Dünyanın sıkıntıları karşısında ümitvar olmamızı sağlar. İmanımız,karşılaştığımız haksızlık, zulüm ve her türlü olumsuzluk karşısında yegâne sığınağımızdır. Böyle durumlarda Rabbimizin sonsuz adaleti ve merhametini kendimize kalkan yapar, teselli buluruz. Sözün ve gücün tükendiği öyle anlar vardır ki bize yalnız imanımız merhem olur ve bizi rahatlatır. Çünkü imanımız, hayatın dünyadan ibaret olmadığını, birgün mutlaka herşeyin hesabının sorulacağını öğretir.
Kardeşlerim!
Kerim kitabımızda, imanın hayatımıza yön vermesi gerektiğine dair mesajlar vardır. Rabbimiz, iman ve salih ameli yüze yakın ayette bir arada zikretmiştir. Bu itibarla iman, sadece dilin “inandım”, kalbin de “tasdik ettim” demesinden ibaret değildir. İman, bütün bir benliği ve varlığı kapsayan, hayatı kuşatan temel bir disiplindir. İmanın en önemli göstergesi ameldir, hayatımızda sergilediğimiz işlerdir. Neticede insan, ahirette yalnız sözlerinden değil, yapıp ettiklerinden de hesaba çekilecektir. İşte bu yüzden inancımızın gereği olan ibadetlerimizi de yerine getirmemiz gerekir. Çünkü iman,güzelliklerin ve kurtuluşun kaynağıdır.İbadetler ise bu kaynağı besleyen en güçlü pınardır.
İnsanlara eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmayı iman içerisinde değerlendiren Efendimiz de, imanın davranış boyutuna işaret etmiştir. Esasında bununla sadece insanlara zarar veren bir taşı yahut dikeni yoldan kaldırıp atmak değil; hakka, hakikate doğru giden yoldaki engelleri kaldırmak da kastedilmiştir. Zira Allah’a, Peygambere, doğruya, güzele, hayırlı olana giden yolu açmak en büyük engelleri kaldırmak değil midir? Kulu Rabbinin yolundan alıkoymak, güzellikten, iyilikten uzaklaştırmak, hak ve adaletten mahrum bırakmak, insanlık onurunu ayaklar altına almak, yoldaki taşın vereceği zararla kıyaslanabilir mi? Elbette ki kıyaslanamaz.
Muhterem Kardeşlerim!
Geliniz, Efendimizin, “Allah’ı görüyormuşçasına kulluk yapmak” olarak tanımladığı “ihsan” şuuru ile hareket edelim. Ve hep birlikte kendimize şu can alıcı soruları soralım. Nasıl bir Allah inancına sahibiz? İnandığımız Rabbimizle nasıl bir iletişim içerisindeyiz? Davranışlarımız imanımıza göre mi şekilleniyor? Rabbimiz bize şah damarımızdan daha yakınkeniii, biz bu yakınlığı ne kadar hissediyoruz?
Bu sorulara zorlanmadan cevap verebilmemiz Yaradanımızı gerçek anlamda tanıdığımızın, sevdiğimizin göstergesidir. Böylece bizler, imanımızın lezzetine daha iyi varacak ve Rabbimizin şu müjdesine nail olacağız:
“Kim Allah’a inanır, salih ameller işlerse Allah onu, içinden ırmaklar akan, ebedi kalacağı cennetlere sokar. Allah gerçekten ona güzel bir rızık vermiştir.”
Yüce Rabbimiz imanımızı sağlam ve sarsılmaz, amellerimizi salih ve makbul eylesin.
1 Müslim, İman, 58; Tirmizî, İman, 6.
2 Buhârî, İman, 36; Müslim, İman, 1.
3 Kâf, 50/16.
4 Talak, 65/11.