KADİR GECESİ: KUR’ÂN İLE ŞEREFLENEN GECE
Muhterem Müslümanlar!
Ramazan-ı şerifin sonuna yaklaştığımız bu mübarek Cuma gününde Rabbimizin şu ayetlerine dikkat kesilelim: “Şüphesiz, biz Kur’ân’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrâil o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”1 Bu muazzez Cuma vaktinde Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in müjdesine ümit bağlayalım: “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları affolunur.”2
Aziz Müminler!
Bu gece inşallah Kadir gecesini idrak edeceğiz. Kadir gecesi, insanı Rahman’ın affıyla, insanlığı Kur’an’ın aydınlığıyla buluşturan eşsiz bir gecedir. Bu müstesna zaman diliminin kadr ü kıymetini bilen ve onu ihya etmek isteyen her mümin, elbette öncelikle Kur’an’a yönelmelidir. Kur’an-ı Kerim’i güzel okumanın, en güzel biçimde anlamanın ve yaşamanın hayatın ana gayesi olduğunu bir defa daha hatırlamalıdır. Ömrümüzü Kur’an ile aydınlatmak ve bereketlendirmek istiyorsak Kadir Gecesi bunun tam zamanıdır.
O halde geliniz! Bu gece vesilesiyle Kur’an-ı Kerim’in hidayete ve hakikate davet eden ayetlerinden bazılarını birlikte tefekkür edelim.
“Bilinmelidir ki hâlis dindarlık yalnız Allah için olanıdır.”3
İnsanın boşuna yaratılmadığı gibi, yaratıldıktan sonra da başıboş bırakılmadığını idrak eden bir Müslüman, yalnızca Allah’a kulluk eder. Her türlü kibir ve gösterişten uzak durur, ihlas ve samimiyet içinde yaşar. İman ederek verdiği sözü, ibadetleriyle ve Kur’an ahlakıyla hayatına yansıtır.
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”4 Müslüman, hayatın her alanında Sevgili Peygamberi Muhammedü’l-Emîn’i model alır ve onun gibi dürüst olur. İstikametten, hak ve hakikatten asla ayrılmamaya gayret eder. Yalanın, iftiranın ve ihanetin imanla asla uyuşmayacağını bilir. Doğruluktan ödün vermez.
“Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.”5 Canımız, malımız, ailemiz bize emanettir. Bitkisiyle, hayvanıyla, suyuyla, toprağıyla tabiat bize emanettir. Yeryüzünün adaletle, barışla, iyilikle imarı ve yönetilmesi bize emanettir. Erdemli bir Müslüman emanetleri ehline verir, adaleti ayakta tutar.
“Ey iman edenler! Akitlerinizin gereğini yerine getirin.”6 Mümin, adı üstünde güvenilen kimsedir. Söz verdiğinde sözünde durur. Allah’ın emir ve yasaklarına riayet ettiği gibi insanlarla yaptığı sözleşmelerin de gereğini îfâ eder. Mümin bilir ki, konuştuğunda yalan söylemek, verdiği sözde durmamak ve emanete hıyanet etmek münafığın alametleridir.
“Ey iman edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticaret dışında mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Kendinizi helak etmeyin.”7 Müslüman rızkını helal yollardan temin eder, ticaretine haram bulaştırmaz. Hırsızlık, gasp, rüşvet, faizcilik, tefecilik, kumar, fâhiş fiyat, aldatma gibi bâtıl yollara tevessül etmez.
“Hani Rabbiniz şöyle bildirmişti: ‘Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.’”8 Allah’ın sayısız nimetiyle hayatını sürdüren mümin, elindeki imkanları Rabbinin rızasına uygun şekilde kullanır. Servetin şükrü infak etmek, ilmin şükrü bilgiyi insanlığın yararına kullanmak, sağlığın şükrü ise iyilik ve ihsan yolunda hizmet etmekle olur.
“Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın.”9 Müslüman, bugün ne ektiyse yarın onu biçeceğini, bu dünyanın bir de ahireti olduğunu bilir. Elinde fırsat varken âhiret yurdu için nasıl bir hazırlık yaptığını kendisine sorar. Ebedi kurtuluşa ermek için Kur’an’ın çizdiği yolda yürürken, hedefini ahiret mutluluğu olarak belirler.
Aziz Müslümanlar!
Kadir gecesini, ancak Kur’an’ın kadrini, kıymetini bildiğimiz müddetçe ihyâ etmiş oluruz. O halde Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu bu geceyi fırsat bilerek zihnimizi ve gönlümüzü Kur’an’a bağlayalım. Kur’an’ı daha çok okuyalım, anlamak için emek verelim, yaşamaya ve yaşatmaya gayret edelim. Kadir gecesini kendimizi muhasebe edebileceğimiz, günahlarımızdan af ve mağfiret dileyeceğimiz bir fırsat olarak değerlendirelim. Ömrümüzün tamamını bereketlendirmek için her gecenin kadrini, her nimetin kıymetini bilelim. Böylelikle bin aydan daha hayırlı olan bu lütuf ve ikram gecesinin feyzinden istifâde etmiş olalım.
Muhterem Müminler!
Hutbemi bitirirken önemli bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Bayrama kavuşmamıza sayılı günler kaldı. Birçoğumuz bugünden itibaren bayramı sevdiklerimizle geçirmek için yola çıkacağız. Gidiş ve dönüş yollarındaki yoğunluk her zamankinden daha fazla dikkatli olmamızı gerektirmektedir. Zira yaşanan trafik kazaları bayram sevincimizi hüzne dönüştürmekte; millet olarak hepimizin yüreğini dağlamaktadır. Hız ihlali, hatalı sollama, yakın takip, yorgunluk gibi sebeplerle meydana gelen kazalarda nice insanımız, nice kardeşimiz can veriyor. Nice ocaklar sönüyor. Bu noktada bütün kardeşlerimizi trafik kurallarına uymaya, sabırlı, anlayışlı ve dikkatli davranmaya, birbirimizin hak ve hukukuna saygılı olmaya davet ediyorum.
1 Kadîr, 97/1-5.
2 Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr, 3.
3 Zümer, 39/3.
4 Hûd,11/112.
5 Nisâ,4/58.
6 Mâide 5/1.
7 Nisâ,4/29.
8 İbrâhim,14/7.
9 Haşr, 59/18.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü