Bugünkü tıbbın ifade ettiğine göre cenin henüz dört, beş ve altıncı haftalarında iken peyderpey şekillendirilir. “Hücreden İnsan” isimli kitabın 28, 29, 31. sahifelerinde şöyle denmektedir: Cenin “dördüncü hafta sonunda beş milimetrelik bir boya ulaşır, göz ve kulaklar tezahür eder. Baş ve boyun kısmı vücud uzunluğunun yarısını teşkil etmektedir. Kalbin iptida hali teessüs etmiş, sindirim kanalına ait yemek borusu, miğde ve bağırsaklar ibtidai halleriyle tezahür etmeğe başlar. Ve vücud azalarının ibditai paylan ortaya çıkmağa başlar. Beşinci haftada ceninin boyu bir santimi bulmuştur. Başı aşağı doğru eğilerek kalbin üzerini kapamıştır. Kol ve bacaklar henüz gelişmemiştir.
Yukarıda nakledilen ibareden açıkça anlaşılıyor ki telkih vâki olduktan sonra dört, beş ve altıncı haftalarda insanın vücudu şekillendiriliyor.
Halbuki Peygamber (sav)’in sahih hadisi tam aksini ifade ediyor: Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: “Şüphesiz her biriniz anne rahminde nutfe olarak kırk gün toplanır, sonra yine öyle -kırk gün- kan pıhtısı olur. Sonra yine o kadar müddetle kırk gün et parçası olur. Ondan sonra melek gönderilir ona ruh üflenir.” Yani “Hücreden İnsan” kitabından anlaşılıyor ki kırk gün zarfında cenin vücudu şekillendiriliyor.
Peygamber (sav)’in hadisinden anlaşıldığına göre ise seksen günden sonra et parçası haline gelir. Ve bu arada şekillendiriliyor. Yüzyirmi gün sonra ona ruh üflenir. Hadisi nebevi ile tıbbın görüşü arasındaki tenakuza ne denilecektir?
Bugünkü tıb ile Peygamber (sav)’in hadisi arasında tenakuz zıtlaşma- yoktur. Çünkü hadis-i nebevi ifade ediyor ki: Cenin et parçası haline geldikten sonra vücud ve azalan gözle görülür şekilde şekillendirilir. Ve bu şekillendirme açıktır. Herkes onu görür. “Hücreden İnsana” isimli kitap ise ceninin nutfe halinde iken gizli ve açık olmayan şekillendirmesinden söz eder. Peygamber’in hadisi tıbbın söz ettiği şekillendirmeyi inkâr etmiyor, aynı zamanda doğruluyor. Hattâ İbn Hacer ceninin nutfe halindeki şekillenmesinden sarahaten söz edip diyor ki: “Cenâb-ı Allah, ilk kırk günün akabinde bir melek gönderir. Kan pıhtısına dönmüş olan cenini kapalı bir şekilde şekillendirir. Et parçası halinde iken de Cenab-ı Allah, ikinci defa onu -yani meleği- görevlendirir ve onu açık bir şekilde şekillendirir” (50).
Milâdi onüçüncü asnn ulemasından Abdurrahman bin Şihâb el-Hanbelî el-Bağdadî de şöyle diyor: “Erkek ceninin teşekkülü için en az müddet 32 gündür, ortalama olarak 35 gün, bazen 45 gündür. Ama dişi için kırk gündür (51).
DİPNOT
(51) Câmi’u’l-Ulûm ve’l-Hikem, s. 47
