Günümüz modern dünyasında hala geçerli olan eski Yunan ve Roma dünyası; siyaset, hukuk, askerlik, mimarlık, sanat, düşünce ve tarih yazıcılığı alanlarında günümüz Batı uygarlığı üzerinde çok önemli etkiler bırakmıştır. Eski Yunanlıların nasıl yaşadığı hakkındaki bilgilerin çoğu vazoların üstüne çizilmiş resimlerden gelmektedir. Bu resimler sadece mitolojik savaşları ve hikâyeleri göstermekle kalmaz, aynı zamanda avcılık, çiftçilik ve balıkçılık gibi konularda da bilgi verir.
Yunanlılar bu dönem siyasal birliği olan krallıklardan yoksundular. Yunanlılar Yunan yarımadasında ve yeni kolonileri olan Anadolu kıyıları, Kıbrıs Adası ve Sicilya’da şehir-devletleri kurdular. Bu devletleri başında çoğunlukla soylu ailelerin birisinden gelerek yönetimi ele geçiren tiranlar (krallar) bulunmaktadır.
Antik Çağ Yunanlıları güne kahvaltıyla başlayıp genel olarak kahvaltıda incir, üzüm gibi meyvelerle beslenmişlerdir. Ana öğün, ikindi vakti sayılırken bu bir çeşit ikinci kahvaltı yerine geçmiştir. Esas yemekte et, balık ve kabuklu deniz ürünleri ile lahana, fasulye, mercimek gibi sebze yemeklerini tercih etmişlerdir. Kahvaltıdan sonra alt tabaka insanları günlük işleriyle uğraşırken, diğerleri Agora (şehirle ilgili politik, dini, ticari her türlü faaliyetin gerçekleştiği alan) ve Gymnasium’a (beden eğitimi ve spor yapılan aynı zamanda da sosyalleşme ve entelektüel uğraşlar için kullanılan yerler) gitmişlerdir.
Yunan evleri, aile kölelerinin açık ateşte yemek pişirdikleri, serin ve havadar bir avlunun etrafında inşa edilmişti. Burada aynı zamanda ev tanrısı için yapılmış küçük bir kutsal tapınak benzeri küçük, kutsal bir alan bulunurdu. Çoğu evin dış duvarları penceresiz inşa edilmişti. Bu tasarım hem güneş ışınlarından hem de hırsızlardan korunmak içindi. İnsanlar tahta koltuklara uzanıp yemeklerini, elleriyle yiyorlardı.
Köleler yemek servisi yapıyor, bu sırada bir müzisyen flüt ve lir çalıyordu. Erkek ve kadınlar, şinton adı verilen, vücudun tamamını örten ve omuzda bir iğneyle tutturulan elbiseler giyiyorlardı.
Bir çömlek kabının üzerinde, bir Yunan kadınının portresi. Yunanlı kadınlar hayatlarının büyük bir kısmını evlerinde, ev işleriyle uğraşarak geçirdiler.
Erkekler genellikle bir ailenin geçimini sağlayabilecekleri ekonomik dayanağa sahip olduklarında yani yaklaşık 30 yaşlarında evlenirlerdi. Buna karşın kızların evlenme yaşı daha düşüktü ve genellikle 16/18 yaşlarında evlendirilirlerdi. Kızların erken yaşta evlendirilmelerinin nedeni Eski Yunan erkeğinin önem verdiği bekâretin garantisi idi.