Deliye dönmek
1) Çok sevinmek: ‘Haber aldığı gün âdeta deliye dönmüş.’ -H. F. Ozansoy. 2) çok üzülmek: ‘En bildiği derste bile kopya çeker, çekmezse hasta olur, deliye döner.’ -H. Taner. 3) çok kızmak: ‘Patronun deliye döndüğünden habersizce geldi, elindeki şemsiyeye yapıştı.’ -R. Ilgaz.
Delinin eline değnek vermek
Kötülük yapabilecek bir kimsenin davranışlarını kolaylaştırmak.
Ne oldum delisi olmak
Ummadığı bir duruma ulaşan kimse çok şımarmak.
Deliliği tutmak
Delice davranmak.
Deliliğe vurmak
Kendini deli gibi göstermek.
Deli saraylı gibi
acayip biçimde giyinen, takıp takıştıran (kimse): ‘Teğmenin, teyzem dediği, altmışlık, altmış beşlik, suratı hâlâ düzgünlü, kirpikleri hâlâ sürmeli, deli saraylı gibi bir kadıncağızmış.’ -H. Taner.
Deli Raziye gibi
Delice davranışlarda bulunan (kız veya kadın).
Deli pösteki sayar gibi
Çok karışık, çok ayrıntılı, sıkıcı bir işle uğraşma.
Deli olmak işten değil
Densiz davranışlar, güç durumlar veya duyulan öfke karşısında düşülen çaresizliği anlatan bir söz.
Deli kızın çeyizi gibi
Bir arada sergilenen ve birbirine yakışmayan (eşya).
Deli gibi
Deliye yaraşır davranışta, delicesine: ‘Bizimkinin kıza deli gibi âşık olduğu daha ilk bakışta anlaşılıyor.’ -A. Ümit.
Deli etmek
1) çılgına çevirmek: ‘Muhtarın maksadı bizi meraktan deli etmek.’ -M. İzgü. 2) sinirlendirmek; 3) sağlıklı düşünemeyecek duruma getirmek.
Deli dana (danalar) gibi dönmek
Ne yapacağını bilemeyerek şaşkınca davranmak.
Deli çıkmak
1) Çıldırmak; 2) mec. çok sinirlenmek.
Deli bayrağı açmak
şaka âşık olmak.
(Biri, birine) deli divane olmak
Aşırı derecede ilgi göstermek.
(Biri, birine) deli divane âşık olmak
Aşırı derecede sevmek: ‘Bütün yaratıklar birbirlerine deli divane âşık oldular.’ -Halikarnas Balıkçısı.
(Bir şeyin) delisi (olmak)
Bir şeye aşırı derecede düşkün (olmak): Oyun delisi.
(Bir şey için veya bir şeye) deli olmak
tkz. 1) çok sevmek: Deli oluyordu çocuklara, onlarsız edemiyordu. 2) çok sinirlenmek; 3) delirmek.
Ağzı açık ayran delisi (budalası)
1) yeni gördüğü her şeye şaşkınlıkla bakan; 2) saf, bön.
Adı deliye çıkmak
Deli olmadığı hâlde deli olarak tanınmak: ‘Böyle bir şey yazmaya kalkarsam adım deliye çıkacak.’ -R. N. Güntekin.