Acı ile ilgili deyimler ve anlamları. İçinde ve anlamında acı kelimesi geçen deyimler hangileridir? Acı deyimi ile ilgili sözler nelerdir? Birçoğumuz deyimlerle ilgili bazı sözler veya cümleler bulmaya çalışmaktayız. Bugün’de yukarıdaki başlık altında sizler için deyimler derledik. Evvela Deyimin tanımını yapmakla başlamakta fayda vardır.
Deyimler çok büyük bir oranda mecaz anlamda kullanılır ancak gerçek anlamda kullanılanlara da rastlanmaktadır. Bazı durumların ifade edilmesinde zorluk yaşandığında, anlamların yetersiz kaldığı anlarda etkili bir anlatım aracı olarak deyimleri kullanırız. Çoğunlukla gerçek anlamından ayrı bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış söz ya da sözcük grupları.eş. Kimi deyimlerde, asıl anlamlarından tamamıyla sıyrılmazlar. Yerine göre asıl anlamından da alınabilir, daha başka bir anlama da gelebilir. Bunu cümle içindeki kullanılış şeklinden anlarız. s
Deyim : Acı soğuk:
Anlamı : Keskin, hoşa gitmeyen, çok üşütücü soğuk. “acı soğuk insanın iliklerine işliyordu.”
Deyim : Acı söz:
Anlamı : İnsanın gönlünü inciten, onuruna dokunan ağır söz. “bu acı sözlerine kim katlanır sanıyorsun?”
Deyim : Acı (acılar) görmek
Anlamı : Kötü günler yaşamak.
Deyim : Acı çekmek (duymak)
Anlamı : 1) ağrı, sızı duymak: ameliyattan sonra çok acı çekti. 2) mec. üzülmek, üzüntü içinde kalmak: ‘bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim : Acı gelmek
Anlamı : Dokunmak, kırmak, üzmek: ‘bu durumun gerçeklerle uyumsuzluğu ona acı geliyor.’ -a. Kutlu.
Deyim : Acı söylemek
Anlamı : Olumsuz bir davranış karşısında gerçeği olduğu gibi söylemek.
Deyim : Acından ölmek
Anlamı : 1) çok acıkmak; 2) aşırı derecede yoksul olmak.
Deyim : Acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek)
Anlamı : 1) bir şeyin acısını derinden duymak; 2) kötü bir şey olacağını düşünerek önceden üzülmek.
Deyim : Acısı ortaya çıkmak
Anlamı : Olumsuz sonucu yavaş yavaş ortaya çıkmak: ‘dur bakalım daha hele, o içtiklerinin acısı bir bir çıkacak ortaya.’ -m. İzgü.
Deyim : Acısını almak
Anlamı : 1) acılığını gidermek; 2) sızıyı dindirmek.
Deyim : Acısını bağrına (içine) basmak (gömmek)
Anlamı : Bir üzüntüye, sıkıntıya yakınmadan katlanmak.
Deyim : Acısını çekmek
Anlamı : Yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak.
Deyim : Acısını çıkarmak
Anlamı : 1) acılığını yok etmek: soğanın acısını çıkarmak. 2) mec. uğradığı maddi veya manevi zararı karşılayacak bir iş yapmak: ‘bunca gecikmişliğe rağmen o günlerin acısını çıkarabilmesine imkân tanımalıydı.’ -e. Şafak. 3) mec. öç almak: ‘ustanın kendisini küçük burjuva münevveri diye aşağılık görmesinin acısını çıkarıyor.’ -n. Hikmet.
Deyim : Acısını görmek
Anlamı : Bir yakınının ölümünü görmek.
Deyim : (birine) acı vermek
Anlamı : Üzülmesine sebep olmak, incitmek: ‘başkalarına elinden geldiğince acı vermeye çalışmak başlıca eğlencesiydi.’ -r. Erduran.
Deyim : (birinin) acısına dayanamamak
Anlamı : Bir kimse bir yakınının ölümünden büyük üzüntü duymak.
Deyim : (birinin) acısını almak
Anlamı : Sıkıntısını, üzüntüsünü azaltmak.
Deyim : Ateşten gömlek:
Anlamı : İçinde bulunulan acı, sıkıntılı, dayanılmaz durumu anlatmak için söylenir. “iflas etmem, ateşten gömlek giymem demektir.”
Deyim : Can dayanmamak:
Anlamı : Bir acı, üzüntü, sıkıntı ve istek karşısında direnme gücü kalmamak; dayanıklılığı yitirmek. “yıllarca uğraşıp didinip yaptığı ev bir anda kül oldu, buna can mı dayanırdı?”
Deyim : Can yakmak:
Anlamı : 1. Üzmek, acı vermek. 2. Zulmetmek, eziyet etmek. 3. Bir kimseyi büyük zarar ve ziyana sokmak. “şu hareketlerinle canımı yakıyorsun.”
Deyim : Canına kıymak:
Anlamı : 1. İntihar etmek, kendini öldürmek. 2. Acımadan öldürmek. 3. Kendini yoracak, yıpratacak kadar iş görmek. “komşunun kızı canına kıymış.”
Deyim : Canını yakmak:
Anlamı : 1. Fizikî acı vermek. 2. Bir kimseyi zarara ya da sıkıntıya sokmak; üzmek, kaygılandırmak. “lütfen canını yakma çocuğun.”
Deyim : Canı tatlı:
Anlamı : Acıya, üzüntüye ve sıkıntıya katlanmayan. “öyle de canı tatlı ki ne zaman bir şey taşınacak olsa bir bahane bulup ortadan kayboluyor.”
Deyim : Canı yanmak:
Anlamı : 1. Fizikî bir acı duymak. 2. Bir işte zarar görmek, manevî bir üzüntü duymak. “canını yakmadan ver o elindekini bana!”
Deyim : Çekeceği olmak:
Anlamı : Çok acı çekeceği, sıkıntıya gireceği bir iş ya da durumla karşılaşacağı sezilir olmak. “öyle anlaşılıyor ki bu çavuştan çekeceğimiz var.”
Deyim : Çile çekmek:
Anlamı : Üzüntü, eziyet, acı ve sıkıntı içinde yaşamak. “annen seni büyütünceye kadar ne çileler çekti biliyor musun?”
Deyim : Dil yarası:
Anlamı : Acı, ağır ve kötü sözün gönülde bıraktığı kırgınlık.“Bıçak Yarası geçer, dil yarası geçmez demişler.”
Deyim : Dünya başına yıkılmak:
Anlamı : Dara düşmek, felâkete uğramak, umutlarını yitirmek, çok üzülüp acı çekmek.“Trafik Kazasında kocasını ve iki çocuğunu kaybeden kadının dünyası başına yıkılmıştı.”
Deyim : Evlât acısı gibi içine çökmek:
Anlamı : Kaybettiği bir şey için çok üzülmek. “bahçeye diktiği güllerinin dipten sökülüp atılması evlât acısı gibi içine çökmüştü.”
Deyim : Feleğin çemberinden geçmek:
Anlamı : Hayatta çok günler görmüş, acı tatlı olaylar yaşayıp tecrübe kazanmış, olgunlaşmış.“O İhtiyar mı? Feleğin çemberinden geçmiş biridir o.”
Deyim : Göze göz, dişe diş:
Anlamı : Misilleme; aynı biçimde kötülük yapıp öç alma, kötülüğü yapandan acısını çıkarma.“Düşmanla Artık göze göz, dişe diş mücadele edilecektir.”
Deyim : Gözünün yaşına bakmamak:
Anlamı : Hiç acımamak, merhamet etmemek.“Gözünün Yaşına bakmadan hapse attılar adamı.”
Deyim : İçi yanmak:
Anlamı : 1. Çok susamak. 2. Büyük bir acı sebebiyle çok fazla üzülmek. “sanki yalnız onun içi yanıyordu.”
Deyim : İçler acısı:
Anlamı : Oldukça üzücü, çok acıklı.
Deyim : Katı yürekli:
Anlamı : Acımasız, merhametsiz, acı veren şeylere aldırmayan. “onun gibi katı yürekli bir insan daha görmedim desem yeridir.”
Deyim : Lokma ağzında büyümek:
Anlamı : Herhangi bir sebepten, acı ya da üzüntüden dolayı lokmasını yutamamak, yiyememek. “ağzında lokmalar büyümeye başladı, gözleri dolu dolu oldu.”
Deyim : Öç almak:
Anlamı : Yapılan bir kötülüğün acısını aynı derecede bir kötülük yaparak çıkarmak. “öç alma fikrinden vazgeçirmeliyiz onu.”
Deyim : Ölüp ölüp dirilmek:
Anlamı : 1. Çok ağır bir hastalıktan kurtulmak. 2. Ard arda gelen sıkıntılı, acı veren durumlara düşmek.
Deyim : Taş yürekli:
Anlamı : Hiç acıma hissi taşımayan, merhametsiz. “taş yürekli herifler, çocukları hiç acımadan kurşuna dizdiler.”
Deyim : Teselli etmek:
Anlamı : Avundurmak, acısını gidermeye, onu rahatlatmaya çalışmak. “arkadaşını en iyi şekilde teselli ettiğine eminim.”
Deyim : Tuz biber ekmek:
Anlamı : 1. Bir yemeğe tuz ya da biber dökmek. 2. Bir üzüntünün acısını, bir kusurun ağırlığını daha da artırmak. “iyi yaptın sanki, o günleri hatırlatarak tuz biber ektin kadının yüreğine.”
Deyim : Veryansın etmek:
Anlamı : Hiç insaf göstermeden, acımadan saldırmak; ağzına geleni söylemek.
Deyim : Yara açmak:
Anlamı : 1. Bir şeyin yüzünde, özellikle de vücudun bir yerinde yara oluşmasına sebep olmak. 2. Büyük dert, acı, üzüntü vermek. “onun sözleri içimde bir yara açtı.”
Deyim : Yaşını içine akıtmak:
Anlamı : Hissettiği acıyı, ızdırabı, üzüntüyü belli etmemek; ağlamak isteğini bastırmak.
Deyim : Yüreği dayanmamak:
Anlamı : Çok acı duymak, acısına katlanamamak. “ailesinin son ferdini de kaybedince yüreği dayanmadı ihtiyar kadının, yatağa düştü.”
Deyim : Yüreği ezilmek:
Anlamı : 1. Üzülmek, çok acı duymak. 2. Çok acıkmış olmak. “içim eziliyor, bir şeyler yemeliyim.”
Deyim : Yüreğine (içine) işlemek:
Anlamı : Çok tesirli olmak, derinden acı vermek.
Deyim : Yüreğine od düşmek:
Anlamı : Yüreği yanmak, belli bir sebep sonucu büyük bir acı duymak, çok üzülmek. “kim ki başkasının uğradığı felâket onun yüreğine od düşürür, işte adam odur.”
Deyim : Yüreği (içi) parçalanmak:
Anlamı : Çok acımak, karşılaştığı bir durum sebebiyle çok üzüntü duymak. “zavallının o hâlini görünce içim parçalandı.”
Deyim : Yüreği yanmak:
Anlamı : 1. Çok fazla acımak. 2. Bir felâkete uğramak. “yüreğim yanıyor, acısını bir türlü unutamıyorum.”
Deyim : Zehir zemberek:
Anlamı : İnsanın içine işleyen, onurunu zedeleyen çok acı söz.