Açlıktan ölmeyecek kadar
Anlamı : çok az: açlıktan ölmeyecek kadar yiyor.
Açlıktan ölmek
Anlamı : dayanılmaz derecede acıkmak, çok acıkmak.
Açlıktan nefesi kokmak
Anlamı : yoksulluk içinde bulunmak.
Açlıktan imanı gevremek
Anlamı : çok acıkmak.
Açlıktan gözü (gözleri) dönmek (kararmak)
Anlamı : çok acıkmak: ‘bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti.’ -s. F. Abasıyanık.
Açlık çekmek
Anlamı : yoksulluk içinde bulunmak.
Kemerleri sıkmak:
Anlamı : tutumlu davranmak, açlığa ve susuzluğa katlanmak. “kemerleri sıktıra sıktıra millette hâl bırakmadılar.”
Safra bastırmak:
Anlamı : açlığını yatıştırmak için az miktarda yemek yemek.