Akıl kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? veya Akıllı cümlesi olan atasözleri nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber atasözlerini derledik.
Atasözleri Türkçe’de “sav” ve “irsal-i mesel” olarak da adlanılır. Türk Dil Kurumu’nun Tanımı: Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, darbımesel. İslamiyet öncesinde sav, divan edebiyatında irsal-i mesel ya da darb-ı mesel denirdi. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, halkın yalnızca ortak duygu ve düşüncelerini değil ortak dil zevkini de yansıtır. Öykü, roman, şiir, deneme gibi yazı türleri pek çok cümlenin bir araya gelmesi ve anlam yönünden bütünleşmesiyle oluşur. Buna karşın atasözleri genellikle bir, en fazla iki cümleden oluşur. Bütün duygu ve düşünceler bu tek cümleye sığdırılır. Bu cümleler kişiden kişiye değişmez. Halkın ortak malıdır ve halk tarafından aynı biçimde söylenir.
AKIL İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLARI
Akıl adama sermaye.
İnsanın en değerli sermayesi aklıdır. Çünkü bütün işlerini en iyi biçimde aklıyla döndürür. Bu sermaye elden çıkarsa bir daha ele geçirilemez. Bu nedenle insanların aklını, bildiklerini, tecrübelerini iyi kullanması ve koruması gerekir.
Akıl akıldan üstündür.
İnsanın kendi aklını her konuda yeterli görmesi yanlıştır. Önemli meselelerde güvendiğimiz akıllı kimselerin düşüncesini sormalıyız. Bizim düşünemediğimizi başkası, onunda düşünemediğini bir başkası düşünüp bizi aydınlatabilir.
Akıl için yol (tarik) birdir.
Karışık bir meselenin çözümünü, akıllı ve iyi düşündüklerine inandığımız birkaç kişiden ayrı ayrı sorsanız, aynı cevabı alırsınız. Bu sonuca nasıl vardıklarını araştırırsanız görürsünüz ki, hepside yargılamalarında aynı mantık yolunu kullanmışlardır. Salim akıl, bütün insanları aynı yöne sevkeder; çünkü akıl birçok konuda insanları aynı sonuca götürür.
Akıl kişiye (adama) sermayedir.
İnsana öncelikle lazım olan akıl sermayesidir. Aklı yerinde ve düşünmek gibi bir sermayesi olan – para ve mal gibi sermayelerden yoksunda olsa – bunları aklı sayesinde telafi eder. Bundan dolayı bir kimsenin giriştiği bütün işlerde temel araç ve en büyük etken akıldır.
Akıl olmayınca ne yapsın sakal?
Toplumdaki insanlar sadece yaşlanmakla olgunlaşıp erdem sahibi olmazlar. Akılsızsa yapılan işler ve uğraşılar, çocukça olabilir. Bu gibi kişilere akılsızlığı bir arpa boyu yol aldırmaz, sadece saçının, sakalının ak bir hale gelerek itibar sahibiymiş gibi gözükmesine neden olur.
Akıl ortak ortak, mal ortağı kaypak.
Yararlı ortaklık, yapılacak iş üzerinde danışma ve dayanışma ortaklığıdır. Bu, kişileri kötü sonuçtan, zarar ziyandan korur. Mal ortaklığında ise her ortak kendi çıkarını düşündüğü için ortağının zararına çalışabilir, onun elindekileri almak için farklı yollara başvurabilir.
Akıl para ile satılmaz.
İnsana ait bazı meziyetler vardır ki, bunları para ile birine aktarmak yada birinden almak mümkün değildir. Akıl, fazilet ahlak gibi şeyler ya doğuştan vardır yada yaşayarak kazanıdır. Nice varlıklı insanlar vardır, deli gibi davranırlar; nice yoksullarda akıllıca işler yaparlar. Eğer akıl para ile satın alınabilseydi, zenginler ilk önce diğer insanların aklını toplarlardı. Fakat bu mümkün değildir; çünkü akıl Allah vergisi bir nimettir.
Akıl yaşta değil baştadır.
Bir kimsenin yaşı büyümekle organları büyür, boyu uzar. Fakat akıl doğuştan geldiği şekliyle kalır. İnsan büyümekle oda büyümez. Nice gençler vardır ki, saçı sakalı ağarmış olanlardan daha akıllıdır.
Akıl yiğide sermayedir.
Kişinin yaptığı işte başarı sağlaması, aklını kullanması ile orantılıdır. Öyle ki; çok parası var ve aklı yoksa başarısız, aynı şekilde çok aklı var ancak parası yoksa ise yine başarısız olur. Fakat en önemlisi işi bilmek, aklı başında biri olmak gerekir.
Akılları pazara çıkartmışlar, herkes (yine) kendi aklını beğenmiş (almış).
İnsan kendi davranışını, tutumunu başkalarınınkinden daha üstün görür. Herhangi bir konuda onun gibi düşünmeyenleri kusurlu sanır. İnsan kendini beğenmek konusunda o kadar tutucudur ki, mümkün olsada akılları hepten pazara çıkarıp satsan, her insan yine kendi aklını seçer, onu alır.
Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır (deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun).
Akılsız kimse dostu için iyi niyet beslediği halde, yaptığı işin ne gibi sonuçlar doğuracağını bilmediği için insana zarar verebilir. Akılsızlık, iyi niyet gerekçesiylede olsa kötü sonuçlar verir. İyi ve yararlı sonuç için iyi niyet yeterli değildir, bunun için önce akıl gerekidir. Ahmağın kaş yapayım derken göz çıkartmasının sebebi beyinsizliğidir. Ahmağın nerede nasıl vuracağı hiç belli olmaz. Oysa insan, akıllı düşmanının kötülüğü, akıl yoluyla sezer, gereken önlemi alır. Akıllı düşmanla anlaşmak daha kolaydır.
Akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir.
Çoğu zaman çok düşünmek ve işi irdelemek zaman kaybından başka birşey değildir. Kimi insanlar yapacakları işi derinlemesine düşünmeden atılırlar ve çok düşünen kimselerden daha fazla iş görmüş olurlar.
Akıllı hırsız, şaşkın ev sahibini bastırır.
Aklı olan ve bunu kullanmasını bilen insanlar, içinde bulundukları durum ne kadar aleyhlerine olursa olsun, mutlaka bir çıkış yolu bulurlar. Onları bu başarıya götüren ilk etmen akıl ise, ikinci etmen karşılarındaki insanların şaşkınlığı ve kendilerini savunamamalarıdır.
Akıllı köprü arayıncaya dek (kadar), deli suyu geçer.
Tedbirli ve akıllı kişi istediği şeyi elde etmek için sağlam bir yol arar. Bunun içinde sonuç almakta gecikir. Atak kişi ise bazı riskleri göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır. Kılı kırk yarmak ve tedbirler üzerinde fazla kafa yormak doğru değildir.
Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her işi.
Danıştığımız yada danışacağımız her yaşlı, sakallı kişi akıllı sanılmamalıdır. Bu gibi insanlar tecrübeli dahi olsa akıllı değildir. Akıl yaşta değil her zaman baştadır.
Akıllı, söylemeden (önce) düşünür, akılsız düşünmeden söyler.
Kişiler daha sonra pişman olmamak için, söylenecek sözü, yapılacak işten önce çok iyi düşünülmelidir. Düşünülmeden söylenen söz ve latifeler, yapılan işe karşı sakıncalı olabilir; zarar getirebilir.
Akıllıyı arkada tutma, akılsızı klavuz etme.
Akıllı kimseleri yetki ve beceri gerektirmeyen, sıradan işlerde çalıştırmak doğru değildir. Bu gibilerin aklından istifade edebilmek için, akıllarını kullanabilecekleri işlerde çalıştırılmaları uygun olur. Akıllıları öne geçirmek, yetki ve sorumlulukları onlara vermek gerekir. Akılsız kimseyi kendine rehber edinmek, her türlü olumsuzluğu işin başında kabul etmek anlamına gelir. Böyle insanları akıl gerektiren yerlerde ve işlerde değil, kas ve pazu gücü gerektiren işlerde çalıştırmak aklın gereğidir.
Bir deli kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.
Bazen bir kimse öyle delice bir iş yapar ki, birçok akıllı kimse bir araya gelerek düşünür, çalışırlar da durumu düzeltemezler.
Öfkede (öfkeli insanda) akıl olmaz.
Mantıklı düşünmek için sakin düşünmek gerekir. Öfke halinde insan sakin olamayacağından mantıklı düşünemez. Mantıklı düşünemeyince de akılsızca işler yapar.
Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur.
Hayatını kendi bilek gücüyle kazanan akıllı işçi, beceremeyeceği yönetim işine el atmaz. Bilir ki böyle bir davranışı, kendisininde başkalarınında yıkımına yol açar.
Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.
Tembel, kendisine iş buyurulunca bu işi yapmamak için şöyle bir yol izler: Ya onun yapılması gerek bulunmadığını söyler yada buyurulan biçimde değil, kendisinin işine gelen biçimde yapmayı önerir. Tembel bir kişiye bir iş yapmasını söylediğiniz zaman, o işi yapmamak için çeşitli bahaneler bulur. İşin gereksiz olduğunu söyler. Hatta size o iş hakkında bazı çözüm yolları gösterir, akıl öğretir.