- Allah’ın belası
Anlamı : sıkıntı veren, kötü olan. - Başı belada olmak
Anlamı : çözülmesi güç, sıkıntılı bir durumda olmak. - Başı belaya girmek (uğramak)
Anlamı : sıkıcı, üzücü bir durumla karşılaşmak: ‘bir keresinde başı polisle belaya girmişti.’ -a. Ümit. - Başına bela açmak
Anlamı : kötü bir olay dolayısıyla dert sahibi olmak: ‘şu yaşar kaçakçılıkla başına bir bela açabilir.’ -n. Araz. - Başına bela almak
Anlamı : bir sorunla karşılaşmak, kötü bir duruma düşmek: ‘al başına belayı, bir de hasta bakıcılık edeceğiz.’ -z. Selimoğlu. - Başına bela olmak (kesilmek)
Anlamı : sıkıntı vermek, tedirgin etmek, musallat olmak: ‘yazdığın mektuplar, yaptığın itiraflar, anlattığın sırlar cümleten başına bela olur sonradan.’ -e. Şafak. - Başına dünyanın belasını sarmak
Anlamı : büyük felaket getirmek: ‘sonradan kayabaşı’nın başına ve bizim başımıza dünyanın belasını saracak kadar zengindik.’ -t. Dursun k. - Başını belaya sokmak
Anlamı : birini, kötü sonuçlar verecek bir duruma itmek: ‘ayrıca benim başımı belaya sokmaktan da çekinmiş olabilir.’ -a. Ümit. - Bela aramak
Anlamı : kavga çıkarmak için fırsat kollamak: ‘geceleyin belanı arama, haydi nerden geldinse bas git oraya.’ -e. İ. Benice. - Bela çıkarmak
Anlamı : kavga çıkarmak. - Bela getirmek
Anlamı : kötülüğe, felakete uğratmak: ‘yurtlarına bela getiren bu kadını, ayıplamıyor kentin uluları.’ -a. Erhat. - Bela kesilmek
Anlamı : birisine sıkıntı ve eziyet vermek, musallat olmak: ‘zavallı reşat efendi kendisinden başkaları için âdeta bir bela kesilmişti.’ -a. Ş. Hisar. - Bela okumak
Anlamı : birine ilenmek. - Belalar mübareği
Anlamı : alay istenilmeyen, kaçınılan bir durumun gerçekleştiği bildirilirken söylenen bir söz. - Belasını bulmak
Anlamı : hak ettiği cezayı görmek: ‘hâlime dünya acıyor, rakiplerim de belasını buldu diye seviniyor.’ -r. H. Karay. - Belaya çatmak (girmek, uğramak)
Anlamı : beklenmedik bir bela ile karşılaşmak: ‘çattık belaya, ne ister bu adam benden canım, şamaroğlanına döndürdü.’ -r. N. Güntekin. - Belayı satın almak
Anlamı : göz göre göre belayı üstüne çekmek. - (birinin) baş (başının) belası olmak
Anlamı : sıkıntı, üzüntü, eziyet vermek: ‘benim bir köpeğim vardır. Başımın belası!’ -s. F. Abasıyanık. - Dilinin cezasını (belasını) çekmek (bulmak)
Anlamı : ölçüsüz, düşüncesiz konuşma yüzünden zarar görmek.
Bela ile Başlayan Deyimler ve Anlamları
Paylaş