- (birine) sempati duymak (beslemek)
birini sevimli, cana yakın bulmak: ‘şahsıma karşı gerçek bir sempati besliyordu.’ -r. H. Karay.
- Can beslemek
1) kaygısızca yiyip içip rahatına bakmak; 2) başkasının yiyeceğini, içeceğini sağlamak.
- Emel beslemek
isteği, arzuyu sürekli düşünmek veya güçlendirmek: ‘size karşı güzel bir emel besleyenler için kazanmak lazım, değil mi?’ -p. Safa.
- Güven duymak (beslemek)
güvenmek, inanmak.
- Husumet beslemek
hasım olmak, düşman olmak.
- İtimat beslemek
güven duymak, güvenmek.
- Kin beslemek (tutmak)
birine karşı öç alma duygusunu sürdürmek: ‘biz kimseye kin tutmayız / kamu âlem birdir bize’ -yunus emre.
- Koynunda yılan beslemek
bir yakınından ihanet görmek.
- Kuşku beslemek (duymak)
kuşkulanmak.
- Kuşsütü ile beslemek
eksiksiz, özenle beslemek.
- Muhabbet beslemek
sevgi duymak.
- Saygı duymak (beslemek)
birine, bir şeye karşı saygı hissetmek: ‘şakır şakır yağan yağmurlara benzeyen insanlara, düşmanım da olsalar saygı duyarım.’ -n. Kemal.
- Sevgi beslemek
sevgi duymak, sevmek: ‘makedonya’da savaşmıştı ve türk köylüsüne karşı büyük sevgi besliyordu.’ -h. E. Adıvar.
- Umut beslemek
bir şeyin olabileceğini beklemek, ummak.
- Ümit beslemek
umut beslemek.
Beslemek İle İlgili Deyimler ve Anlamları
Paylaş