Bir insanı tanımak istiyorsan ya yolculuk yada alışveriş etmeli; atasözünü anlamı ve cümle içinde kullanmak. Ayrıca Açıklama ve kompozisyon yazmak.
Bir insanı tanımak için ya alışveriş etmeli, ya yola gitmeli.
İnsanlar belli değer yargılarına sahiptir. İnsan, inandığı dava veya mensup olduğu dinin kendine yüklediği görevleri yerine getirdiği için iyi sanılmamalıdır. İnsanın nasıl bir karakter taşıdığı asıl sosyal münasebetlerde, özellikle alışveriş gibi çıkarların çatıştığı durumlarda yada kendi ortamından uzaklaşmasında ortaya çıkar.
Kısaca anlamı : Bir insanı tanımak isterseniz ya onunla alışveriş veya onun bir yolculuk ypmanız gerektiğini anlatan bir söz.
Cümle İçinde Örnek Kullanımı : En sevdiğim arkadaşımı yaptığım bir yolculukta tanıdırm.
Cümle : Babam hep derki; bir insanı tanımak için ya alışveriş etmeli, ya yola gitmeli.
Açıklama ve kompozisyon : İnsanların karakterlerini belirlemek için kullanılan bir atasözdür. İnsanların arkadaşlarıyla olan ilişkileri zamanla davranışlarına yansır. Bu nedenle Ortak bir işe girmeden insanların gerçek yüzünü anlamak oldukça zordur. Alış veriş etmek, onları tanımak bakımından önemli ölçüttür. Çünkü alış veriş bir şeye sahiplenmeyi gerekli kıldığı için kişinin çıkarcı yönünü bütün çıplaklığıyla ortaya koyar. Yolculuk ise fedakârlığı, cesareti, mertliği gerektirir; dolayısıyla yolculukta karşılaşılan zorluklar sebebiyle ortaya konan davranışlar kişilerin niteliklerini belirgin kılar. Bunu bir örnekle açıklamaya çalışalım. Bir kimse Hazret-i Ömer’in yanında başka birisinden sitâyişle bahsediyordu. Medhediyordu onu.
Hazret-i Ömer ona üç soru sordu:
1- “‒Onunla bir yolculuk yaptın mı?” dedi. Tabi o zaman zor yolculuk, çöl yolculukları.
Adam “hayır” dedi.
2 “‒Ticaret gibi bir alışverişte bulundun mu?” dedi. Yani ictimâî bir muâmelede bulundun mu?
Adam yine “hayır” dedi.
3- “‒Peki ona sabah-akşam komşuluk ettin mi?” dedi.
Adam “hayır” dedi.
Bu üç soruya da “hayır” deyince, Hazret-i Ömer –radıyallâhu anh-:
“‒Kendisinden başka ilâh olmayan Allâh’a yemin ederim ki, sen onu tanımıyorsun!” buyurdu.
Demek ki bu çok mühim. Çünkü Cenâb-ı Hak, meselâ namazı, öyle bir namaz olacak ki, huşû veren bir namaz istiyor.
فَوَيْلٌ لِلْمُصَلِّينَ buyuruyor. “Yazıklar olsun o namaz kılana.” (el-Mâûn, 4) buyuruyor.
Demek ki namazın, orucun vs. onu bir huşû derecesini bilemiyoruz. Esas kul, muâmelede ortaya çıkıyor kulun karakteri ve şahsiyeti.
Not: Bu atasözüyle ile ilgili bir cümle veya bir bilginiz varsa aşağıda yorum kısmına yazarak başkaların okumasına yardımcı olabilirsiniz.Secdem.net