- Al kanlara boyanmak
1) yaralanmak; 2) vurularak ölmek; 3) şehit olmak.
- Bir boydan bir boya
Bir yerin bir ucundan öbür ucuna kadar, baştan başa: ‘önce, bir boydan bir boya sokağı gözden geçirdik.’ -e. Bener.
- Boya tutmak
Bir şey iyi boyanır olmak.
- Boya vurmak (çekmek, sürmek)
Boyamak: ‘kimi kirpiklerine boya sürüyordu.’ -r. H. Karay. ‘kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine.’ -m. A. Ersoy.
- Boyası atmak
Boyası solmak.
- (çocuk) boya çekmek
Boyca uzamak.
- Göz boyamak
Kandırmak, yanıltmak, gösterişle aldatmak: ‘yerine göre fakiri korur gibi görünür, gözleri boyar böylece.’ -k. Korcan.
- Her boyaya girip çıkmak
Çeşitli işlerde kısa süre de olsa çalışmış olmak.
- Her boyayı boyadı, bir fıstıki yeşil (mi) kaldı?
Yapılması gereken bir şey varken, önemsiz, zorunlu olmayan şeylerle ilgilenildiğinde söylenen bir söz.
- Kana boyamak (bulamak)
Kan içinde bırakmak: ‘ondan on beş yıl sonra, feriye sarayını kana boyayan ve zavallı babacığımın felaketine sebep olan faciayı…’ -y. K. Karaosmanoğlu.
Boya ile ilgili Deyimler ve Anlamı
Paylaş