- (Bir şeyin) çivisi çıkmak
düzeni bozulmak, kargaşa içinde bulunmak: ‘bu ülkenin, bu dünyanın çivisi çıkmış, ben mi çakacağım?’ -a. Ümit. - Çivi gibi
1) çok sağlam ve çevik (kimse); 2) çok soğuk: ‘suyu çivi gibi tutan toprak testiyi çarpıp kırmıştı bir seferinde.’ -t. Dursun k. - Çivi kesmek
tkz. çok üşümek: ‘ayağının çivi kestiğini ancak o zaman fark etti.’ -h. Taner. - Çivi kırmak
ayakkabıların içinden çıkan çivi uçlarını bir aletle kesip raspa ile eğeleyerek köselenin içine gömmek. - Çivi sokmak (sürmek)
bir işin olmasında engel, güçlük çıkarmak: ‘bakanlıktan biri bir çivi sürer diye korkuyor.’ -m. Ş. Esendal. - (El, ayak, parmak) çivi gibi olmak
çok üşümek, donmak.
Çivi ile ilgili Deyim ve Anlamları
Paylaş