Alın damarı çatlamış
Anlamı : Ar damarı çatlamış.
Ar damarı çatlamış
Anlamı : Utanç duyulacak şeyleri sıkılmadan yapan, utanmaz.
(birinin) can damarına basmak
Anlamı : Bir işin en önemli yönü üzerinde durmak.
(birinin) damarını bulmak
Anlamı : Hoşlanabileceği biçimde davranıp uysallığını sağlamak.
Can damarından yakalamak
Anlamı : 1) konuya en önemli yerinden yaklaşmak; 2) birinin en zayıf noktasından yararlanmak.
Cin damarına basmak
Anlamı : Kişiyi çok sinirlendirecek söz söylemek, çileden çıkarmak: ‘inadıma iş yapmasın, dokunmayım hatırına. Cin damarıma niye basıyor?’ -o. Kemal.
Damardan girmek
Anlamı : Argo karşısındaki kişiyi en fazla etkileyebilecek noktadan konuya girmek.
Damarı (damarları) kabarmak
Anlamı : Bir huy veya duygu güçlü bir biçimde ortaya çıkmak: ‘birden nasihat damarlarının kabardığını duydu.’ -ö. Seyfettin.
Damarı kurusun!
Anlamı : Birinin huysuzluğuna öfkelenildiğinde söylenen bir ilenme sözü.
Damarı tutmak
Anlamı : Kötü huyu, aksiliği depreşmek, inatlaşmak: ‘tutarsa onun bir damarı, yıkar adamın başına çadırı.’ -o. C. Kaygılı.
Damarına basmak
Anlamı : Birini, duyarlı olduğu bir konuda kızdırmak: ‘ne olur biraz uslu otursanız, şu adamların da damarına basmasanız, olmaz mı?’ -h. Topuz.
Damarına çekmek
Anlamı : Soyunun özelliklerini taşımak.
Damarına (damarlarına) işlemek
Anlamı : Kötü bir huy, vazgeçilmez bir biçimde yerleşmek.
Damarına girmek
Anlamı : Birinin hoşlanacağı şeyler yaparak kendisini ona sevdirmek.
Kan alacak damarı bilmek
Anlamı : Nereden veya kimden çıkar sağlanabileceğini bilmek.