Değer ile ilgili deyimler hangileridir? İçinde ve anlamında değer kelimesi olan deyimler nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber deyimleri derledik. Secdem.net
Deyimler, bir dilin anlatım yollarını, o dili konuşan toplumun geçmişini, yaşam biçimini, geleneklerini ve çeşitli özelliklerini belirten önemli ipuçları sağlarlar. Ayrıca deyimler, hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici hâle getirir. Çoğunlukla gerçek anlamından ayrı bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış söz ya da sözcük grupları.eş. Kimi deyimlerde, asıl anlamlarından tamamıyla sıyrılmazlar. Yerine göre asıl anlamından da alınabilir, daha başka bir anlama da gelebilir. Bunu cümle içindeki kullanılış şeklinden anlarız.
Deyim ve atasözlerini karıştırmayın ikiside farklıdır. Atasözleri, az sözcükle çok şey anlatan özlü sözlerdir. Anlattıkları denenmiş, doğruluğuna inanılmış düstur (genel kural, kaide) niteliğindedirler. Deyimler ise, kalıplaşmış anlatım araçlarıdır. Cümle şeklinde olanlar bile bir anlam bütünlüğü taşımaz. Asıl anlamlarını içinde bulundukları cümleden alırlar; aldıkları anlam da değişmez bir kural niteliğinde değildir.
- Değer biçmek
bir şeyin değerini belirtmek, bir şeye değer koymak.
- Değer düşümüne uğramak
değersizleşmek: ‘artık tanıyamadığımız bu ışıksız kentte üç ay içinde korkunç bir değer düşümüne uğrayan hayatlarımızı düşünmüştük.’ -t. Uyar.
- Değer vermek
değerli saymak, önem vermek.
- Adamdan saymak
değeri olmadığı hâlde bir kimseye kıymet vermek, saygı duymak. “seni adamdan saydım diye mi naz yapıyorsun?”
- Adam sırasına geçmek / girmek
toplumda kendisine daha önce değer verilmezken, artık kendisine önem ve değer verilir olmak. “biliyorum, seni de adam sırasına geçiren paran oldu.”
- Anasının nikâhını istemek
bir şeye değerinden çok para istemek, olmayacak bir istekte bulunmak. “senin istekli olduğunu duydu adam, şimdi gidersen anasının nikâhını isteyecek o eve.”
- Astarı yüzünden pahalı olmak
bir işin ayrıntısına ödenen paranın aslına ödenen paradan fazla olması, gerçek değerinden fazlaya mal olması. “elbiseyi diktin ama astarı yüzünden pahalı oldu.”
- Ayağa düşmek: 1) bir şeyin değerini kaybetmesi. 2) yalvarır duruma gelmek. 3)
işe ilgisiz ve yetkisiz kimseler karışır olmak. “sevinmeyin boşuna, bu işi ayağa düşürmeyeceğim hiçbir zaman.”
- Ayak takımı
işe yaramaz, bilgisiz, görgüsüz, kaba, serseri, değersiz kimselerin bütünü.“Mahallemizde Ayak takımı gittikçe çoğalıyor.”
- Başı için (birinin)
değer verilen kişinin hayatı söz konusu edilerek kullanılan ant ya da yalvarma sözü.
- Baş tacı etmek (birini)
ona büyük saygı göstermek, değer vermek.
- Beş para etmez
“hiçbir değeri yoktur.” anlamında.
- Bir paralık olmak
değersiz, onursuz, kötü duruma gelmek; beş (on) paralık olmak.
- (biri, bir şey) bir yana, dünya bir yana
bir kimseye ya da şeye aşırı ölçüde değer verildiği zaman kullanılır.
- Bozuk para gibi harcamak (birini)
bir kimsenin değerini sıfıra indirmek, onu başkalarının yanında küçük düşürmek.
- Bugüne bugün
bugünkü ölçülere, değerlendirmelere göre.