Deli deliden hoşlanır, iman ölüden.
Yaratılışları birbirine yakın olan insanlar, bu dünyada birbirlerini göründe hemencecik kaynaşıverirler. Farklı niteliklerle donatılan insanlar ise, uzun süre birlikte bulunsalar bile, mizaçları gereği kendilerine ters gelen akrabalarına bile ruhen uzaktırlar. İnsan, kendisine benzeyen kimseden, yada yarar sağlayabileceği şeyden ve kişiden hoşlanır.
Deli ile çıkma yola, başına getirir (gelir türlü) bela.
İnsanın yol, hayat yada iş arkadaşı akıllı bir olmalı ki, ona hiç değilse zararı dokunmasın. Deli, kendisiyle arkadaşlık edenin başına çeşit çeşit dertler açar.
Deli kıza cilve yap demişler, oda gitmiş osurmuş.
Görgüsüz ve durumun varlığından haberdar olmayan insanlar, sıradan, rutin olarak davranırlar. Bulundukları ortamın ciddiyeti veya ciddiyetsizliği onları pek alakadar etmez. Yapacakları tüm hatalar ise onların sahibi olan insanlara mal olacaktır. Görgü ve adap bilmeyen insanların adına sorun çekmemek için önlem almalı, durup dururken bile bile kendimizi sıkıntıya düşürmemeliyiz.
Deliye hergün bayram.
Hiçbir şeyle ilgilenmeyen, hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen, istediği yerde dolaşıp dilediği işi yapan delinin bütün günleri bayram coşkusu ve özgürlüğü içinde geçer. Delinin bu başıboş yaşayışına özenen ve onlar gibi olmak isteyenler içinde söylenecek şey budur.
Karaya sabun, deliğe öğüt neylesin.
Eşyanın sonradan gördüğü hasar ile insanın yaşadığı hayat gereği sonradan başına gelen olumsuzlukları gidermek bir yere kadar mümkündür. Fakat özü bozuk olan şey, bütün düzeltme gayretlerine rağmen iyi duruma getirilemez. Akıllı kimse için bir nimet olan öğüdü delinin dinlememeside böyledir.
Köy yanar, deli taranır (deli kız taranır).
Çok acele işlerimiz olduğunda evden kimse çıkamaz yada arkadaşlarımızı saatlerce bekleriz ya; bu durum buna en güzel örnektir. Durumun ciddiyetini anlayan ve umursayan insanlar bir meşgalenin savaşını verirken, deli denilebilecek nitelikteki kişiler ise süslenmek ve saçlarını taramak ile meşguldur. Dış görünüşüne önem vermek durumun ciddiyetini asla değiştirmeyeceği gibi daha kötü olmasına da sebebiyet verebilir.
Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır (deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun).
Akılsız kimse dostu için iyi niyet beslediği halde, yaptığı işin ne gibi sonuçlar doğuracağını bilmediği için insana zarar verebilir. Akılsızlık, iyi niyet gerekçesiylede olsa kötü sonuçlar verir. İyi ve yararlı sonuç için iyi niyet yeterli değildir, bunun için önce akıl gerekidir. Ahmağın kaş yapayım derken göz çıkartmasının sebebi beyinsizliğidir. Ahmağın nerede nasıl vuracağı hiç belli olmaz. Oysa insan, akıllı düşmanının kötülüğü, akıl yoluyla sezer, gereken önlemi alır. Akıllı düşmanla anlaşmak daha kolaydır.
Akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir.
Çoğu zaman çok düşünmek ve işi irdelemek zaman kaybından başka birşey değildir. Kimi insanlar yapacakları işi derinlemesine düşünmeden atılırlar ve çok düşünen kimselerden daha fazla iş görmüş olurlar.
Akıllı köprü arayıncaya dek (kadar), deli suyu geçer.
Tedbirli ve akıllı kişi istediği şeyi elde etmek için sağlam bir yol arar. Bunun içinde sonuç almakta gecikir. Atak kişi ise bazı riskleri göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır. Kılı kırk yarmak ve tedbirler üzerinde fazla kafa yormak doğru değildir.
Alma delinin kızını soya çeker.
Kişiler bir anne ve babadan türerler. Kişilikleri de aynen bu şekilde ya annenin soyuna yada babanın soyuna çeker. Eğer ailede huysuzluk mevcut ise, çocuklarında da bu kesinlikle olacaktır. Evlendiğimiz kişinin ailesinde bir delilik karakteri mevcutsa eşimizde de olacak, işe aldığımız bir gencin ailesinde sert tavırlılık varsa bu gençtede olacak, güvendiğimiz insanın ailesinde hırsızlık gibi bir alışkanlık varsa karşımızdaki insanda da olacaktır. Bu değiştirilemez dünya kanunlarından biridir ve bizde bu şekildeyiz. Çocuk her zaman soya çeker.
Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Doru atlar diğer atlardan daha heybetli, daha kaslı ve güçlüdür. Doru atlara daha çok güçlü ve savaşçı biniciler biner. Atın iyisi dorudur, yiğidin iyiside deli dolu. Gözü kara, sert, güçlü ve adaletli yiğitlere deli derler, eskilerin ağzındaki deli dumrul ifadesi bu yüzden kullanılmaktadır. Şuanki dönemde güç para olduğundan, atı arabaya, yiğidin gücünü paraya benzetebiliriz. Ayrıca Şeyh Edebali, Osman Bey’e nasihatının sonunda diyor ki: “Haklı olduğunda kavgadan korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler!”