Dereyi görmeden paçaları sıvamak
Anlamı : Gerektiğinden çok önce veya henüz ortada hiçbir şey yokken hazırlanmaya kalkışmak.
Bin dereden su getirmek
Anlamı : Birini kandırmak için birçok sebep ileri sürmek, dil dökmek: ‘rıfat paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
Bir dereceye kadar
Anlamı : Bir noktaya veya sınıra kadar: bu sıcak bir derece kadar çekilir.
Çaydan geçip derede boğulmak
Anlamı : Büyük güçlükleri yenmişken önemsiz bir sebepten başarısızlığa uğramak.
Dere tepe düz gitmek
Anlamı : Engelleri aşarak gitmek: ‘gece boyunca kırlarda yürüdü, dere tepe düz gitti ve bir dağın eteğine geldi.’ -i. O. Anar.
Dereden tepeden konuşmak
Anlamı : Gelişigüzel konuşmak, rastgele konular üzerinde konuşmak: ‘kahveler içilip dereden tepeden konuştuktan sonra yataklara kavuştuk.’ -o. Kemal.
İki arada bir derede (kalmak)
Anlamı : Sıkışık, zor şartlar altında (kalmak).
Kırk dereden su getirmek
Anlamı : Bin dereden su getirmek.