Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, geçmiş kuşaklardan süzüle süzüle günümüze kadar gelmiş özellikleri sözün içerdiği anlama göre değişir. Atasözü pek çok dalda eğitici yol gösteren, öğüt veren kalıplaşmış sözlerdir.
DÜĞÜN İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR
Düğün el ile, harman yel ile (olur).
Her durumun başarılı olabilmesi için kişilerin yardıma ve yardımcılara ihtiyacı vardır. Buna alet edevatlardan, düğündeki kalabalığın yaratılmasına kadar herşey dahildir. İnsanlar birtakım olayları gerçekleştirebilmek için diğer araçlara yada kişilere ihtiyaç duyarlar.
Düğün bayram etmek
çok sevinmek, çok sevinç duymak.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz
ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz
ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır anlamında kullanılan bir söz.
Düğünevi gibi
sevinçli ve telaşlı bir kalabalık bulunan (yer).
Düğünü okuyucu boklar
iki taraf arasındaki güzel ilişkileri, söz götürüp getiren anlayışsız aracı bozar.
Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya
akılsız kişi, başkalarının eğlence programlarında bir aksama olmasın diye çabalar.
Düğün pilavıyla dost ağırlamak
başkasının kesesinden veya elinden ikramda bulunmak.
Düğün bayram etmek
çok sevinmek, çok sevinç duymak.
Düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü
gösterilen yakınlığın, iltifatın gizli bir nedeni olduğu düşünüldüğünde söylenen bir söz.
Düğün dernek, hep bir örnek
olayların veya yapılan işlerin hep birbirine benzediğini anlatan bir söz.
El ile gelen düğün bayram(dır).
Bir topluluk içinde yapayanlız kalan bir kişinin, başına gelen bir musibete tek başına katlanması zordur. Ancak herkese birden gelen sıkıntı ve yıkım hafifmiş gibi gelir. Çünkü bu musibetten herkes nasibini almıştır.
Harman yel ile, düğün el ile olur.
Kişiler hayatlarında yol katedebilmek ve başarabilmek için birçok araç, gereç ve aracıya ihtiyaç duyar. Birtakım koşullar eğer mevcut değilse planlanan hiçbir olay gerçekleşmez yada gerçekleşse bile beklenen durum yaratılamaz. Tıpkı harmanın savrulmasında rüzgarın gerekli olması gibi yada düğün için akraba, eş, dost, hısım yani nice kalabalığın görülmesi gibi. Her durum içinde aynı şekilde gerekli ihtiyaçlar vardır; bunlar olmadan istenen kıvam yakalanamaz.
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
Gamsız, vurdumduymaz kimse sevdiği işi tekrar tekrar ve uzun süre yapmaktan bıkmaz. Sorumluluk bilinci kazanmamış insanlar, yaşları ve yaratılışları gereği hep aynı şey ile meşgul olurlar. Onların dünyası sınırsız ve sorunsuz bir dünyadır.
El ile gelen düğün bayram
herkese birden gelen sıkıntı ve felakete katlanmak, yalnızca bir kişiye gelene katlanmaktan daha kolaydır.
Eşeği düğüne çağırmışlar, ya odun eksik ya su demiş
bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
Eşeği düğüne çağırmışlar, ya su lazımdır ya odun demiş
bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
Eşeğin ölümü köpeğe ziyafettir (düğündür)
bir kişinin uğradığı zarar kimi zaman bir başkası için çıkar kaynağı olur.
Gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar
kadınların düğün ve eğlence için katlanamayacakları fedakârlık yoktur.
Bey aşı borç, düğün aşı ödünç
beyin sofrasında ağırlanan kimsenin karşılık olarak beye ziyafet vermesi kolay olmadığından bu bir borç olarak kalır; düğün aşı yiyen de günün birinde kendisinin yapacağı düğüne önceden gittiği düğün sahibini çağırır böylece borcun altından kalkmış olur.
(Birinin) düğününde kalburla (elekle) su taşımak
bir yardımına karşılık olarak bekâr bir kimseye çok büyük bir yardımda bulunma sözü vermek.
Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş
densiz, budala ev sahibi, konuklarından çok kendini ağırlanacak konuk yerine koyar.
Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda
çıkarından başka bir şey düşünmeyen kimse ile ilişki kurma, seni nerede rahatsız edeceği belli olmaz.