Eşek ile ilgili atasözleri ve anlamları. Eşşek kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? Eşekle ilgili olan cümle atasözleri nelerdir?
Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, geçmiş kuşaklardan süzüle süzüle günümüze kadar gelmiş özellikleri sözün içerdiği anlama göre değişir. Atasözü pek çok dalda eğitici yol gösteren, öğüt veren kalıplaşmış sözlerdir.
EŞEK İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR
Eşeğe altın semer vursalar, eşek yine eşektir.
Kişinin değeri, ancak insanlık erdemleri ile artar. Düşük karakterli bir kimse, göz kamaştırıcı bir dünyalığa kavuşsa bile, yinede aşağılık kalır. İnsanlık değerinden yoksun kişi, kılık kıyafetle, ünvan ve sandalye ile değer kazanmaz. O yine bayağı ve düşüktür.
Eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez.
En aptal insan bile uğradığı musibetten ders alır. O musibete yol açan şeylerden artık kendini korur.
Eşek hoşaftan ne anlar; suyunu içer, tanesini bırakır.
Bazı şeylerin zevkine varabilmek için insanın bunlara ruhen hazır olması gerekir. Böyle şeyler eğitim, görgü ve bilgi ister. Bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz; değerini ölçemez.
Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun, kimi kısa der.
Kimseyi ilgilendirmeyen önemsiz bir işimizi, herkesin düşüncesini bildirmesine meydan verecek biçimde yapmaya kalkarsak her kafadan bir ses çıkar; hangisine uyacağımızı şaşırırız. Böyle işleri kendi kendimize karar verip yapmalıyız.
Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a ısmarla.
Tevekkül, Allah’a güvenmektir. Birçok kavram gibi, buda yanlış anlaşılabilmektedir: Tevekkül, önlem almaya asla engel değildir. Bize akıl veren, yine Allah’tır. Bir iş için aklımızı kullanmadan, üzerimize düşeni yapmadan, onu Allah’a ısmarlamak tevekkül değil, ahmaklıktır. Gerçek tevekkül, üzerimize düşeni yaptıktan sonra, bundan sonrasını Allah’a havale etmek, sonucun iyi olmasını O’ndan ummaktır. İşimizi başkasına, dahası Allah’a emanet etmekle sağlama bağlamış olmayız. Onu sağlama bağlamak için önce sen bütün imkanlarını kullanacaksın; ondan sonra başkasına emanet edeceksin.
Eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez.
En aptal insan bile uğradığı musibetten ders alır. O musibete yol açan şeylerden artık kendini korur.
Eşek hoşaftan ne anlar; suyunu içer, tanesini bırakır.
Bazı şeylerin zevkine varabilmek için insanın bunlara ruhen hazır olması gerekir. Böyle şeyler eğitim, görgü ve bilgi ister. Bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz; değerini ölçemez.
Acemi nalbant kürt eşeğinde dener kendini.
İşinde ustalığa erişmemiş deneyimsiz kimse, ilk denemelerini her zaman heder olmasına acınmayacak kendinin veya müşterisinin malzemeleri üzerinde yapar. Bu sebeple acemi ellere değerli eşyalarımızı bırakmamalı, onları daha tecrübeli bilir insanlara emanet etmeliyiz.
Acemi nalbant mesleği gavur eşeğinde öğrenirmiş.
Acemi nalbantın kürt eşeğinde kendini demesi gibidir bu atasözü. Mesleğini iyi öğrenememiş kimseler, müşterilerinin eşyalarına ve mallarına acımadan ve zalimce davranarak bu işi öğrenmeye çalışırlar. Daha nazik ve kibar olamamalarının sebebi, bu işi bilmemelerinden kaynaklanır. Bu yüzden hiçbir durumda değerli ihtiyaçlarımızı acemi insanlara bırakmamalı, onlara emanet dahi etmemeliyiz.
Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu.
İnsanların değerleri zengin olmakla hem artmaz, hemde azalmaz. Yoksulluk ve fakirlikte insanların değerini yükseltip, azaltmaz. Diğer yandan değersiz insan kılık kıyafetle değer kazanmaz. Nasıl ki çulu olmayan eşek, eşek olmaktan çıkmıyorsa, insanlarda mal ve mülk ile insan olmaktan çıkamazlar.
Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye, eşek derviş mi olur taş çekmekle tekkeye?
Belli bir düzeye erişmek, o durumun gerektirdiği nitelikleri taşımakla yada yerine getirmekle gerçekleşir. Görünüşü ona benzetmekle kesinlikle olmaz. Diğer yandan istenilen mertebeye erişmek, onun gereklerini yapıyor görünmekle değil gerçekten yapmakla olur. Aksi halde hiçbir konuma o işi yapmakla gelinmez.
Aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz.
Eksik ve tam olmayan araç, alet, edevat ile temiz iş yapılmaz. Bizi her daim yolda bırakmayacak nitelikte eksiksiz ve tam bir alet edevata ihtiyacımız vardır. Araçlar işi düzgün yapabilmek için en gerekli donanımlardır.
Allah fukarayı sevindirmek isterse önce eşeğini yitirtir, sonra buldurur.
Şu dünyada dar bir geçim içinde olan kişiler, sevincin ne olduğunu bilmez. Allah onlara bu dar geçimlerden sonra yeniden bolluk ve refah bir yaşam verir, o zaman sevincin ne olduğunu kolaylıkla anlarlar.
Atlar tepişir olan eşeklere olur.
Soylu veya güçlü insanlar arasındaki husümet çevresindeki daha küçük ve zayıf insanları etkiler. Onların yıpranmasına, zarar görmesine neden olur.
Atlar tepişirken arada eşekler ezilir.
Ufak, haylaz çocuklar birbirleri ile oyun oynarken sağa sola zarar verirler, çevresinde oturanları ve gürültü çıkartıp komşularını rahatsız ederler. Bu hareketleride bu atasözünün söylenmesine sebep olur.
Atlıya selam kelam, eşekliye sonra gine gelem.
İnsanlar sohbet edecekleri, ziyaretine gidecekleri, derdini paylaşacakları insanları özenle seçerler. Hürmet kişiliğe göre verilir ve saygı ona göre gösterilir. Dünyanın tüm zamanı insanlar, karşısındaki insanların kişiliklerine göre harcayacakları zamanı seçmiş ve öyle davranmışlardır.
Attan düşen ölmez, eşekten düşen ölür.
Bilenler bilir; atlar köpekler gibi sadık hayvanlardan biridir. Sahibini, binicisini benimserler ve çok dikkatli hayvanlardır. Binici kişi üzerinden düştüğünde bu dikkatinden dolayı üzerine basmazlar. Eşekler ise tam tersi davranışları sergilerler. Hatta çifte atarak bunuda pekiştirirler. Bu atasözünde bahsedilmek istenende buna benzer, bizi benimseyen tüm durumlarda yapacağımız hatalar bize zarar vermez, tersi olaylarda ise büyük ölçüde ziyanlar oluşur.
Attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek.
Soylu, erdemli ve bilir kimseler yüzünden başımıza gelen zarar ve ziyanları çabuk atlatırız. Soysuz kimselerden gelen felaketi ise kolay kolay atlatamayız. Bunun sebebi bunu hazmedememiz olmaktadır.
Attan indi eşeğe bindi.
Kişiler bazı gururlu hallerinde hatalara düşerler. Ellerindeki varlıklardan olurlar ve sonunda öncekinden daha kötü bir duruma düşerler. Sürekli olarak aklımız başımızda olmalı, hatalara düşüp elimizdekileri kaybetmemeliyiz.
Bir ahırda atda bulunur, eşekde.
İnsanlar toplu olarak yaşayan varlıklardır. İnsanlarda farklı yaratılmışlardır. İnsan vardı iyi, dürüst, çalışan; insan vardır kötü, tembel ve çıkarcı. Bundan dolayı bir yerde her çeşit insan bulunur.
Boş torba ile at tutulmaz (boş torbaya eşek gelmez).
İnsanları bir işte tutabilmek için hak ettikleri karşılık mutlaka verilmelidir. Menfaat göstermezseniz bir kimseyi bir yere bağlayamazsınız. / İnsan, bedel ödemeden amacına ulaşmaz. Fedakarlıkta bulunmadan istediğiniz şeyi elde edemezsiniz.
Canı yanan eşek attan yürük olur (canı acıyan eşek atı geçer).
İnsanın canı gerçekten yanarsa, gücünün üstündeki şeyleri bile başarır. Bir durumdan canı yanmış olan kimse, o durumun bir daha gelmemesi için elinden gelen çabayı harcar ve gücü yetmez sanılan işleri bile başarır.
Ölmüş koyun (eşek) kurttan korkmaz.
Herşeyini yitiren ve elinde kaybeden birşeyi kalmayan kimse de müthiş bir cesaret gözlenir. Böyle bir kimse “nasıl olsa kaybedecek birşeyim yok” diye düşünür ve en azılı saldırgana karşı çıkacak cesareti bile kendinde bulur.
Tevekkelin (tevekküllünün) gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez).
Üzerine düşen ve ihtiyaç duyulan tedbirleri aldıktan sonra daha fazla titizlik göstermeyip sonucu Allah’ın taktidirine bırakan kimse rahat eder. Gelecek kaygısı çekmez.
Üç kuruşluk eşeğin beş paralık sıpası olur.
Değersiz kişinin yada nesnenin verimi de daha değersiz olur.
Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar.
Zengin ve varlıklı insanlar yapmak istediklerini amaçları çok zor bile olsa yaparlar. Bunu zorlanmadan para gücü ile icra edebilirler. Fakir ve imkansız insanlar ise yapmak istedikleri küçücük şeyleri bile beceremezler, buna fırsat yaratamazlar.