Gönlün kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? veya gönül cümlesi olan atasözleri nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber atasözünü derledik.
GÖNLÜN İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR
Gönlün sevdiği, ya kürklü olur ya kepenekli.
İnsanlar her ne durumda olurlarsa olsunlar öncelik içindeki niyetlerden geçer. Niyeti zengin olmak isteyen kişiler durumu daha iyi, varlıklı insanları örnek alır, onların yanında bulunur veyahut bayansa bu tip insanlar ile evlenmek isterler. Kalbi temiz insan arayan kişiler ise, karşısındaki çoban bile olsa, durumu vakti çok kötü dahi olsa bu gibi insanların yanında bulunur. Bu artık zamanımızda çıkar meselesi olduğundan bunun doğruluğunu kestirebilmek için her iki insanıda tanımak gerekir.
Gönlün yazı var, kışı var.
İnsan ruhunda bazen açılma, bazende daralma olur. Açılmaları bahara, daralmalarıda hüzünlü kış mevsimine benzetebiliriz. İnsan kimi zaman neşeli, iyimser, yaşama sevinci ile dolu olur; kimi zamanda bunalmış, kötümser, bezgin.
Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.
İnsanın gönlü çabuk kırılır. Bundan dolayı bir kimsenin, hele dostlarımızın gönlünü kırmamaya dikkat etmeliyiz. Kırılan gönül kolay kolay onarılmaz. Bu yüzden, eski dostluk bir daha, o içtenlikle yenilenemez.
Gönül ferman dinlemez.
İnsanlar emirle sevip, emirle nefret etmezler. Sevgi bir coşku selidir, yatağında istediği gibi akar. En yüksek yerden yasak emride gelse gönül sevdiğinden vazgeçmez.
Gönülden gönüle (kalpten kalbe) yol vardır (kalp kalbe karşıdır).
İnsanların kalpleri bileşik kaplar kanununu andırır. Birbirine açık bir kanalcıkla bağlı olan kaplardan birine hangi sıvı konulursa, diğer kaplara aynı sıvı geçer. Kalplerde bu özelliği taşır. Birbirine bir takım duygularla bağlı olan iki kimseden biri, öteki için ne düşünüyorsa oda beriki için aynı şeyi düşünür.
Gönülsüz namaz göğe (göklere) ağmaz.
Kulluk bilinci ve coşkusu ile yapılmayan ibadetin Allah katında hiçbir değeri yoktur. İçten gelen bir duygu ile kılınmayan namaz kabul olmaz. Bunun gibi, isteksiz yapılan işten hayır gelmez.
Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır yada baş.
İnsan bir işe gönlünü vermez, onu severek yapmaz ise bu işten hayır gelmez. İsteksiz yenilen yemek nasıl insana dokunursa, istenmeyerek yapılan işte öylece kötü sonuç verir.
Göz görmeyince gönül katlanır.
İnsan, yakınında bulunan sevdiği kimse ile sık sık görüşmeden edemez. Ama bu kişi uzak bir yere giderse görüşmekten umudunu keser, ayrılığa katlanır. / Yiyip içtiğimiz şeylerin hangi koşullarda üretilip doldurulduğunu görmediğimiz için onları temizmiş gibi kabul ederek tüketiriz.
Gözden ırak olan, gönüldende ırak olur.
Sevgi ve dostlukların devam edebilmesi, insanların birbirleriyle sürekli karşılaşmalarına ve ilişki içinde olmalarına bağlıdır. İnsan, çevresindeki arkadaşlarını sık sık arar. Ama uzaktaki arkadaşını o kadar sık arayamadığından yavaş yavaş unutur.
Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar.
İnsan ümitle yaşar. Daha büyük bir iş başarma, farklı ve iyi bir yere gelme arzusu bütün insanlarda vardır. Herkesin gönlünde, elde etmek istediği büyük birşey vardır.
İki gönül bir olunca samanlık seyran olur.
Biraz işve maksadıyla söylenen bu atasözü şunu anlatmaktadır: Birbirini seven iki insan yada çift yanyana oldukları sürece hayatları çok mutlu ve bahtiyar geçer. Her sorunun, her kötü durumun üstesinden kolaylıkla gelebilirler.
Kızı gönlüne (keyfine) bırakırsan ya davulcuya varır, ya zurnacıya.
Evlenme çağındaki kız uçarı ve eğlenceye düşkün olur. İnsanları görünüşlerine göre değerlendirir. Büyükleri onu uyarmazlarsa, hoşlandığı fakat uygun olmayan birisiyle evlenir.
Yarım elma, gönül (hatır) alma.
İnsan gönlü en ufak bir iyilikle bile kazanılabilir. Yeter ki gönül almasını bilelim. İnce yaratılışlı ve akıllı kimseler bilir ki, gönül almak, hatır sormak için küçük bir armağan bile yeterlidir. Önemli olan, değerli armağan götürmek değil, arayıp sormuş olmaktır. Armağan küçük de olsa, gönül almaya yarar. Hatırlanıp aranmış olmak o kimse için daha değerlidir.
Zenginin gönlü olana kadar (olasıya), fakirin canı çıkar.
Zengin insanların dertleri farklıdır. Düşündükleri dünya malı onların arkasında bıraktıklarını veya herhangi bir durumda olmasına sebep olanları çabuk unutmasına hatta hatırlamamasına neden olur. Küçük bir örnek vermek gerekirse, babadan kalma evini satmak istemeyen fakir kimse, zengin kimsenin uzun uğraşıları sonunda satmış olsa bile, hakkına düşeni alamaz. Çünkü zengin insan amacına ulaşmış, bir diğer işe koyulmuştur bile. Buna günümüzde çalışıpta maaşını alamayan bir çok kişi en bariz örneklerden bir diğeridir. Zengin kişilerin başkalarına karşı eli çok sıkıdır. İsteksizce yaptıkları yardımlar da yerine ulaşıncaya kadar iş işten geçer.
Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin.
Hastalıktan korunmak, vücudumuzu yıpratmamak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalıyız. İnsan bedenini çökerten bir diğer hususta gam ve kederdir. Bundan dolayı olur olmaz şeyleri sıkıntısı konusu yapmamalı, geniş yürekli olmalıyız.