Gözle ile ilgili Atasözü ve Anlamları nedir? Gözler kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? Gözlerle ilgili olan cümlesi atasözleri nelerdir?
Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, geçmiş kuşaklardan süzüle süzüle günümüze kadar gelmiş özellikleri sözün içerdiği anlama göre değişir. Atasözü pek çok dalda eğitici yol gösteren, öğüt veren kalıplaşmış sözlerdir.
GÖZLERLE İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR
Gittiğin yer kör ise, gözünü yumda bak.
Akıbetinin ne olacağını bilmediğimiz durumlarda erdemli insanlar gibi davranmalıyız. Sonunu ve gidişatını bilemediğimiz durumlarda daha yavaş hareket etmeli, kalıcı ve yapıcı olmalı, çok fazla çırpınmadan manevi olarak sonumuzu görmeye çalışmalıyız.
Gören gözün hakkı vardır.
Çarşı ve pazardan birşey alınca bunları mümkün mertebe gizlemeliyiz. Çünkü alan vardır, alamayan vardır. Öte yandan yiyecek yada imrenilecek birşey görene o şeyden vermek gerekir.
Göz görmeyince gönül katlanır.
İnsan, yakınında bulunan sevdiği kimse ile sık sık görüşmeden edemez. Ama bu kişi uzak bir yere giderse görüşmekten umudunu keser, ayrılığa katlanır. / Yiyip içtiğimiz şeylerin hangi koşullarda üretilip doldurulduğunu görmediğimiz için onları temizmiş gibi kabul ederek tüketiriz.
Göz, mideden büyüktür.
Allah insanları nefisleri ile yaratmış, herkesi bu nefisin sesine göre sınamaktadır. Ancak çoğu zaman kişiler bu nefsine yenik düşer. Gözleri aç davranırlar. Gördüleri ve istedikleri şeylere tok olsalar yada ihtiyaçları olmasa bile onu isterler. Bu doğada her canlıda bulunmaktadır. Önemli olan biz insanların buna karşı dirençli olarak erdemli insanlar olabilmesidir.
Gözden ırak olan, gönüldende ırak olur.
Sevgi ve dostlukların devam edebilmesi, insanların birbirleriyle sürekli karşılaşmalarına ve ilişki içinde olmalarına bağlıdır. İnsan, çevresindeki arkadaşlarını sık sık arar. Ama uzaktaki arkadaşını o kadar sık arayamadığından yavaş yavaş unutur.
Göze göz, dişe diş.
Karşısındaki kişi yada kurumlara cephe alan insanlar en sert haliyle intikam alacağı zaman tüm gücünü ve imkanlarını kullanırlar. Bu güç onlara bu davalarını kazanmalarını sağlayan en büyük unsurdur. Bunu birde aksi durumlarda kullanan maddi varlıklı, kötü niyetli kişilerde mevcuttur. Bu psikolojik yada fiziksel savaşa göze göz, dişe diş adı verilir ve en tanınan atasözlerimiz arasında yer alır.
Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz.
Hep çıkar peşinde koşan kişi, tehlikeden uzak kalamaz. Sonuç olarak peşinden gittiği isteklerinin sonunda her zaman başına dert açar ve bu isteklerinden gelen çıkarları ile gidenler birbirine eşit değildir, gidenler her zaman daha büyük olur.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
İnsan yaşlansa bile, iki özelliği genç kalır: Gelecekte yapmayı tasarladığı şeyler ve tutkuyla bağlı olduğu dünyalık değerler. İnsanın sevdiği şeye karşı olan hırsı ölünceye kadar sürer.
Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur.
İnsan, abartmayı seven bir varlıktır. Bundan dolayı kişi, elinden giden basit, kusurlu birçok şeyi çok önemli, çok güzelmiş gibi anlatır.
Kem göz, kalp akçe sahibinindir.
Yakışıksız ve tutarsız sözün müşterisi olmaz. Söz insana leke getirir. Bunun gibi, insanlar her eline tutuşturulan parayı hemen cüzdanlarına koymaz, sahtemi, değilmi diye incelerler. Sonuç olarak kötü sözü kalp akçeyi kimse kabul etmez. Bunlar yine sahiplerine çevrilir.
Kızımın (bacımın) iffeti (örtüsü) batmakta rezilin gözüne, acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne.
Mehmet Akif ERSOY’un söylediği güzel ve anlamlı dizelerden birisidir. Kişiler için ar ve namus büyük bir unsurdur. Hatalar affedilemez, sıkıntılar giderilemez. En sevdiğimiz bayanın namusuna göz diken birisi o kadar önemsizdir ki, yüzüne tükürmek bile onun için zaman kaybından farksız değildir. Bu gibi durumlarda Türk’ler “At, Avrat, Namus” kavramıyla yola çıkarlar ve atalardan gelen gelenekler ile cezalandırma sistemleri uygularlar. Bu cezalar genelde kav davalarına kadar süren büyük bir aile yada aşiret probleminide beraberinde getirmektedir.
Lodosun gözü yaşlı olur.
Kimi rüzgarlar kuru eser ve yağmur getirmez. Lodos rüzgarı ise nemli eser ve yağmur getirir.
Oduncunun gözü onçada, dilencinin gözü çömçede.
İnsanın aklı gönlünden geçen ve ihtiyaç duyduğu şeydir. Güzel bir bağa giren oduncu, çevrenin güzelliği ile hiç ilgilenmez. Onun aklı fikri bağ kütüğündedir. Bunun için gözü kütük arar. Dilencinin gözüde – karnı aç olduğu için – ağaç kepçededir. Herkes işine yarayan şeye gözdiker; onu elde etmenin yolunu arar.
Öz ağlamayınca göz ağlamaz.
Yaşanan bir acının aslını yürek yaşamadan kesinlikle ifadelere yansımaz. Bir insanın acısını anlayabilmek için bizimde onu yaşamamız gerekir. Sevmedikleri insanlara yada olaylara gelen zararlara üzülmeyen kişiler, zaten bunu sevmediklerinden üzülmezler.
Sakınılan göze çöp batar.
Üzerine çok düşülen şeyler daha çok kazaya ve zarar uğrar. Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı tedbir almak gerekir, ancak bunu yaparken aşırıya kaçmamalı, orta bir yol izlenmelidir.
Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır.
Kötü işler yaparak menfaat sağlayan kimse, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz olur.
Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır.
Çıkarcı kimsenin arkadaşlığı işi bitinceye kadar sürer. Sadece kendini düşünen insanla ne hayat arkadaşlığı yapılır nede bir gaye için birlikte çalışırlır. Böyle kimseler kendini tatmin olmuş görünce hemen insanı terkederler.
Aç gözünü, açarlar gözünü.
Her zaman uyanık bulun. Aksi halde öyle silleler yersin, seni öyle kandırırlarki gözünü dört açmak zorunda kalırsın.
Açın gözün ekmek teknesindedir (olur).
İnsanın bütün düşüncesi, yaşaması için büyük önem taşıyan şeyi elde etmektedir. Karnı aç olan birinin işiyle tam anlamıyla meşgul olması, olup bitenlere ilgi göstermesi beklenmemelidir.
Açın karnı doyar, gözü doymaz.
Uzun süre aç kalan kimse, bu durumun sıkıntısını uzun süre unutamaz. Yiyeceğe kavuşup karnını iyice doyursa bile yine aç kalma korkusunu hisseder. Bundan dolayı yemeğin başından kalkmak istemez; aklı fikri yiyeceklerde olur. / Hırslı kimse amacına ulaşsa bile bununla yetinmez, doymak bilmez.
Azıksız yola çıkanın, iki gözü el torbasında olur.
Birçok kişi bir süre sonra kendisine gerekli olacak yiyecek, içecek veya alet edevatları vaktinde hazır etmemektedir. Ancak zamanı geldiğinde ve kendisinin bunlara ihtiyacı olduğunda bu duruma hazırlıklı kişileri arayıp sorar, bu gibi hazırlıklı insanlardan yardım bekler. Bu duruma göz yuman kimse ise kişiyi irdeler ise hazırlıksız gelen kimsenin durumunu düzeltebilir, hatta onu bir dahaki saffada daha düzgün olmasını sağlayabilir.
Besle kargayı, oysun gözünü.
İyiliği, öyle gelişigüzel kimselere yapmamalıyız. Nice insanlar vardır ki yaratılış gereği bayağı ve nankördürler. İyilik edip yetiştirdiğimiz öyle sütü bozuk, iyilik bilmez kimseler vardır ki insana en büyük kötülüğü yaparlar.
Bir göz ağlarken öbür göz gülmez.
Birbirine çok yakın insanlardan biri sevinçli iken, diğerinin mutlu olması mümkün değildir. Aile bireylerinden birinin hastalık ve benzeri durumlardan ileri gelen üzüntüsü ailenin tümünü etkiler. Toplumun bir kesimi büyük sıkıntılar çekerken diğer kesimlerinin ferah içinde olması yadırganacak ve sosyal çalkantılara sebep olacak bir durumdur.
Esirgenen göze çöp batar.
Birşey üzerinde aşırı titizlik göstermek sanıldığı gibi her zaman olumlu sonuç vermez. Aşırı ilgide duygusallık ağır bastığı için bir tedbir ve mantık hatası yapmak mümkündür. Gerekli tedbirleri almakla birlikte geniş yürekli olmak iyidir.
Fazla (artık) mal göz çıkarmaz.
Fazla mal insana zarar vermez. Bundan dolayı gereksiz yere elden çıkarılmamalıdır. Şimdi ihtiyacın üstünde görülen malın ileride fazla olmadığı anlaşılabilir.