İş ile ilgili deyimleri ve anlamları. İçinde ve anlamında iş kelimesi geçen deyimler hangileridir? İş ilgili deyimler nelerdir? İş sözleri…
İş yapmak
Anlamı : Çalışmak.
İşe girmek
Anlamı : Göreve, çalışmaya başlamak.
İş vermek
Anlamı : 1) birine yapacak iş göstermek; 2) argo gönlü olduğunu gösterecek davranışlarda bulunmak, pas vermek.
İşi Allah’a kalmak
Anlamı : Güç şartlar altında, kimseden yardım umudunun kalmadığı bir durumda bulunmak.
İşi aksi gitmek
Anlamı : İstenilen sonucu elde edememek.
İşin mi yok
Anlamı : ‘önemli değil, boş ver’ anlamında kullanılan bir söz.
İşi ahbaplığa dökmek
Anlamı : Yerli yersiz yakınlık göstermek: ‘şimdi maşallah açılmaya başladım diye söylenirsin, işi ahbaplığa dökersin, olur gider.’ -r. N. Güntekin.
İşe bak!
Anlamı : Şaşırılacak bir durum karşısında kullanılan bir söz.
İşin kurdu olmak
Anlamı : Belirli bir konuyla ilgili her şeyi bilmek, uzmanlaşmak: ‘şimdi yaşlandık, bu işlerin kurdu olduk.’ -n. Meriç.
İşin kolayına kaçmak
Anlamı : Derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek.
İşin içinden çıkmak (sıyrılmak)
Anlamı : 1) bir şeyi anlamak, bir sorunu çözümlemek: ‘ne yaparsanız yapın, yeter ki akıllıca olsun, demiş, çıkmış işin içinden!’ -b. R. Eyuboğlu. 2) güç bir sorunu çözemeyince kestirip atmak; 3) bir konudan veya işten uzak durmak, kaçmak: ‘o, ne emrederse ben razıyım, deyip kurnazlıkla işin içinden sıyrıldım.’ -r. N. Güntekin.
İş tutmak
Anlamı : 1) iş yapmak, çalışmak: ‘biraz çökmüşsün, iş tutuyor musun?’ -f. R. Atay. 2) kaba cinsel ilişkide bulunmak.
İşin kurdu
Anlamı : Bir iş en ince ayrıntısını bilen, deneyimli, uzman (kimse).
Şeytanın işi yok
Anlamı : ‘ne hikmetse, aksilik bu ya’ anlamında kullanılan bir söz.
Olur şey (iş) değil
Anlamı : ‘olamaz veya gerçekleşmesi beklenmez’ anlamında kullanılan bir söz.
İyi iş (doğrusu)
Anlamı : Tkz. beğenilmeyen bir olay, bir durum karşısında şaşkınlığı anlatan bir söz.
İşten (bile) değil
Anlamı : Çok kolay: ‘… gürültüler ve rezaletler çıkarmak onun için işten bile değildi.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
İşler becermek
Anlamı : Zararlı, gizli işler yapmak.
İşler arapsaçına dönmek
Anlamı : İşler çok karmaşık bir hâl almak: ‘işler arapsaçına döner ve doğacak arbedeleri de önlemenin çaresi bulunmaz.’ -k. Korcan.
İşler açılmak
Anlamı : Piyasa canlanmak.
İşinin adamı
Anlamı : Çalıştığı işte başarı sağlayan, işinin gerektirdiği nitelikleri taşıyan kimse.
İşini yoluna koymak
Anlamı : İşi veya görevi olumlu olarak yürütmek, sıkıntı çekmeden gerçekleştirmek: ‘kendisi burada işini yoluna koyduğu sıralarda, dört yıl, göğsünü, o, savaş meydanlarında siper yapmıştı.’ -r. H. Karay.
İşini uydurmak
Anlamı : Kurnaz, açıkgöz davranarak işine istediği gibi biçim vermek.
İşini görmek
Anlamı : 1) görevini yapmak: ‘bu dünyaya geldi geleli elini ılıktan soğuğa vurmamış, işini hep kurnazlıkla görmüştür.’ -y. Kemal. 2) mec. dövmek; 3) argo öldürmek.
İşini bilmek
Anlamı : Nereden, nasıl yararlanacağını bilmek, çıkarını bilmek.
İşine koyulmak
Anlamı : İşini yapmayı sürdürmek.
İşine bak!
Anlamı : 1) ‘görevini, işini sürdür’ anlamında kullanılan bir söz: ‘otururuz, otururuz sen işine bak!’ -m. Ş. Esendal. 2) ‘sen karışma’ anlamında kullanılan bir söz.
İşinden olmak
Anlamı : Görevini yitirmek, görevinden atılmak: ‘tabii ertesi günü işinden oldu. İşinden olunca o da gitti askere yazıldı.’ -h. Taner.
İşin üstesinden gelmek
Anlamı : Güç bir işi başarmak, sonuçlandırmak.
İşin rengi değişmek
Anlamı : Konu başka biçimde gelişmek, öncekinden farklı davranmaya başlamak: ‘o zaman işin rengi değişir, asık yüzünün morluğu uçup giderdi.’ -o. Kemal.
İşin içinde iş var
Anlamı : ‘bir işin içyüzü başka’ anlamında kullanılan bir söz.
İşin garibi
Anlamı : İşin tuhafı.
İşin başı
Anlamı : Bir işin en önemli noktası.
İşin alayında olmak
Anlamı : Bir işe gereken önemi vermemek, dalga geçmek.
İşi yolunda (tıkırında) gitmek (olmak)
Anlamı : İş düzenli ve istenilen biçimde yürümek.
İşi yokuşa sürmek
Anlamı : İşi zorlaştırmak.
(işi veya durumu) duman olmak
Anlamı : Argo 1) işi, durumu berbat olmak; 2) bir kimse veya bir şey ortadan kaybolmak.
İşi üç nalla bir ata kalmak
Anlamı : Eline önemsiz bir imkân geçtiğinde büyük işlerin düşüne kapılanlar için söylenen bir söz.
İşi temizlemek
Anlamı : Sorunu çözmek.
(işi) tavına getirmek
Anlamı : İşi en uygun duruma getirmek.
İşi sağlama almak
Anlamı : İşin gerçekleşmesi ve bozulmaması için gerekli önlemleri almak: ‘oyuna gelenlerin işi sağlama almaları dudaklarımdaki gülüşü kurutuverdi.’ -n. Hikmet.
İşi resmiyete dökmek
Anlamı : Bir iş veya durum için resmî bir yola sokmak, resmî bir nitelik vermek.
İşi oluruna bırakmak
Anlamı : İşi belli bir amaca göre değil de, kendi akışı içinde yürütmek.
İşi olmak
Anlamı : 1) yapacak bir şeyi bulunmak; 2) işi istediği gibi bitirmek; 3) uğraşma zorunda olmak: üstelik sen de buraya girmeye kalkışırsan işimiz var.
İşi ne?
Anlamı : Ne işi var?
İşi iş olmak
Anlamı : İşi yolunda olmak.
İşi iş, kaşığı gümüş
Anlamı : ‘işi tam istediği yolda’ anlamında kullanılan bir söz: ‘geldiğine geleceğine şimdi bin pişman! İzmir’de işin iş, kaşığın gümüş be adam, otursana oturduğun yerde!’ -a. İlhan.
İşi gücü bırakmak
Anlamı : Yaptığı işten uzaklaşmak: ‘su bulmak için işi gücü bırakarak bütün gün su peşine düşmemiz lazım gelecekti.’ -b. R. Eyuboğlu.
İşi çıkmak
Anlamı : Başka bir işle meşgul olmak: ‘bazen işi çıkıyor günlerce.’ -f. F. Tülbentçi.
İşi bozulmak
Anlamı : Yapmakta olduğu işten gereği kadar kazanç sağlayamaz olmak.
İşi bitmek
Anlamı : 1) işi sona ermek; 2) hâli, gücü kalmamak.
İşi azıtmak
Anlamı : Yanlış ve aşırı yollara sapmak: ‘hani ya kahve nerede? Bir saattir bekliyorum, hâlâ gelmedi! Yoo! Siz artık işi azıttınız gayri!’ -a. Ş. Hisar.
İş ola
Anlamı : Yaptığı iş beğenilmediğinde ‘sanki iş görmüş gibi’ anlamında kullanılan bir söz.