Kan ile ilgili deyimleri ve anlamları. İçinde ve anlamında kan kelimesi geçen deyimler hangileridir? Kan ilgili deyimler nelerdir? Kan sözleri…
Kan alacak damarı bilmek
Anlamı : Nereden veya kimden çıkar sağlanabileceğini bilmek.
Kan akmak
Anlamı : 1) savaş, çatışma, dövüş olmak; 2) ölmek.
Kan akıtmak
Anlamı : Kurban kesmek.
Kaleminden kan damlamak
Anlamı : 1) yazıları acı ve dokunaklı olmak; 2) etkili yazmak: ‘kaleminden kan damlayan kavgacı yazarları sevmiyordu.’ -t. Buğra.
Kan ağlamak
Anlamı : Büyük bir üzüntü içinde bulunmak.
Kanını içine akıtmak
Anlamı : Sıkıntısını belli etmemek.
Kanına girmek
Anlamı : 1) birini öldürmek veya öldürtmek: ‘kanıma gireceksiniz ama ne yapalım siz sağ olun.’ -r. N. Güntekin. 2) bir kızın kızlığını bozmak.
Kanına dokunmak
Anlamı : Çok sinirlenmek: ‘bırak allah’ını seversen müdür bey! Bazen kanıma dokunuyor vallaha. Sen onun oruçlu olduğuna inanıyor musun?’ -h. Taner.
Kanı temizlenmek
Anlamı : Öldürülenin arkasından, öldüren kişi veya yakınlarından birini öldürerek öç almak.
Kanı sulanmak
Anlamı : Kansızlığa uğramak.
Kanı kurumak
Anlamı : 1) çok usanmak, çok bıkmak; 2) mec. bitkin, yorgun, cansız duruma düşmek.
Kanı içine akmak
Anlamı : Derdini dışa vuramamak.
Kanı ısınmak
Anlamı : Birine karşı yakınlık duymak: ‘kanları çabuk ısındı birbirine.’ -n. Cumalı.
Kanı donmak (çekilmek)
Anlamı : Donakalmak, çok şaşırmak.
Kana susamak
Anlamı : Öldürme hırsı duymak.
Kana kan istemek
Anlamı : Kısas yapılmasını istemek.
Kana boyamak (bulamak)
Anlamı : Kan içinde bırakmak: ‘ondan on beş yıl sonra, feriye sarayını kana boyayan ve zavallı babacığımın felaketine sebep olan faciayı…’ -y. K. Karaosmanoğlu.
Kan yürümek
Anlamı : Bir organda aşırı kan birikmek.
Kan vermek
Anlamı : 1) hastaya, yaralıya kan aktarmak; 2) kan nakli için kan aldırmak.
Kan tutmak
Anlamı : 1) kan gördüğünde bayılmak; 2) şok geçirmek.
Kan tere batmak
Anlamı : Kan ter içinde kalmak: ‘yaptığınız yürüyüş, başka zamanlarda kan tere batmadan yapılacak işlerden değildir.’ -r. N. Güntekin.
Kan ter içinde
Anlamı : Çok terli, yorgun ve perişan bir durumda: ‘işte şimdi de kan ter içinde oturdum masanın başına.’ -n. Hikmet.
Kan revan içinde kalmak
Anlamı : Her yanı kana bulanmak: ‘çıplak ayağım kan revan içinde kaldıkça öbürüne bakıp şükredeceğim.’ -s. Çokum.
Kan revan içinde
Anlamı : Her yanı kana bulanmış: ‘öteki arkadaşların kan revan içinde sağa sola fırlatıldıklarını müşahede ettim.’ -a. İlhan.
Kan olmak
Anlamı : İnsan öldürülmek.
Kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
Anlamı : Çok eziyet çektiği hâlde durumunu iyi göstermek.
Kan kaybetmek
Anlamı : 1) herhangi bir nedenle vücuttan çok kan akmak: ‘kadın o kadar kan kaybetmiş ki az daha ölecekmiş.’ -m. Ş. Esendal. 2) mec. güçsüzleşmek, etkisini kaybetmek.
Kan (kanı) başına çıkmak (sıçramak veya toplanmak)
Anlamı : Öfkelenmek: ‘kan başına çıkarmış zavallının ve hep bağırmak, bağırmak istermiş.’ -p. Safa.
Kan istemek
Anlamı : Öldürülen bir kimsenin öcünün alınmasını istemek.
Kan gütmek
Anlamı : Kan dökerek öç almak istemek.
Kan gövdeyi götürmek
Anlamı : Çok kan dökülmek: ‘cephelerde kan gövdeyi götürürken bu macera adamının aramızda ne aradığını düşünüyordum.’ -r. N. Güntekin.
Kan dökmek
Anlamı : Ölüme yol açmak, cana kıymak: ‘şimdiyse durum değişmiş, şu sazevinde oturanlar toprak için kan bile dökebilirlerdi.’ -y. Kemal.
Kan dere gibi akmak
Anlamı : Vücudun bir yerinden çok kan akmak veya bir savaşta çok kişi yaralanarak ölmek.
Kan çıkmak
Anlamı : Kan dökülmek, cinayet işlenmek.
Kan çekmek
Anlamı : 1) yüz ve huy, anne veya baba tarafının yüzüne ve huyuna benzemek; 2) akrabalar birbirlerine yakınlık duymak.
Kan beynine sıçramak (çıkmak)
Anlamı : Çok sinirlenmek, hiddetlenmek, kontrolü yitirmek: ‘o görüntü gözlerimin önünde canlanınca kan beynime sıçrıyor, kendimi kaybediyorum.’ -a. Ümit.
Yüzüne kan gelmek
Anlamı : Sağlığı yerine gelmek, benzinin solgunluğu geçmek.
Yüzünden kan damlamak
Anlamı : Çok sağlıklı olmak, sağlığı yüzünün renginden belli olmak.
Yüreği kan ağlamak
Anlamı : Derinden acı duymak, çok üzülmek: ‘yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe…’ -y. Kemal.
Yanağından kan damlamak
Anlamı : Çok sağlıklı olduğu benzinden anlaşılmak: ‘sağımızdaki, yanağından kan damlayan iri çerkez’i gösterdim.’ -ö. Seyfettin.
Yanağına kan gelmek
Anlamı : Yüzü daha canlı ve renkli olmak, iyi beslenmekten dolayı gürbüz görünmek.
Kanlı bıçaklı olmak
Anlamı : Aralarında herhangi bir nedenden dolayı birbirini öldürecek kadar düşmanlık bulunmak.
Kanıyla ödemek
Anlamı : Yaptığının cezasını hayatıyla ödemek.
Kanını kaynatmak
Anlamı : Heyecanlandırmak, coşturmak: ‘görenin kanını kaynatan bir tadı vardı duruşunun, bakışının.’ -y. Kemal.
İçinden kan gitmek
Anlamı : İçi kan ağlamak: ‘şu kadıncağıza öyle acıyorum ki içimden kan gidiyor.’ -o. Kemal.
İçi kan ağlamak
Anlamı : Çok üzüntü duymak: ‘demin raif efendi’nin karısını dinlerken içim kan ağlıyordu.’ -y. K. Beyatlı.
Gözleri kan çanağına dönmek (kanlanmak)
Anlamı : 1) uykusuzluk, yorgunluk, ağlama vb. sebeplerle gözleri çok kızarmak: ‘kerem’in kusacağı geliyordu. Gözleri kan çanağına dönmüştü.’ -y. Kemal. 2) sinirden, öfkeden, hiddetten gözleri irileşmek ve kızarmak.
Elini kana bulamak (bulaştırmak)
Anlamı : Öldürmek.
Elinden kan çıkmak
Anlamı : Cinayet işlemek: ‘kırk kanını allah’a affettirmeye çalışırken kazara, elinden yeni bir kan çıkmıştı.’ -ö. Seyfettin.
(Birinin) kanını yerde koymak
Anlamı : Birini öldüreni ölümle cezalandırmamak: ‘oğlum halil’in kanını yerde koyarsanız bu dünyada da öteki dünyada da ak sütüm size haram olsun.’ -y. Kemal.
(Birinin) kanını kurutmak
Anlamı : Canından bezdirmek.
(Birinin) kanına susamak
Anlamı : Belasını aramak: ‘ben onun kanına susadım diyor, başka bir şey demiyor.’ -y. Kemal.
(Birini) kan boğmak
Anlamı : Beynine kan hücumuyla ölmek.
(Birine) kan kusturmak
Anlamı : Çok eziyet çektirmek: ‘fakat sonra bana haftalarca kan kusturdunuz, dedim.’ -r. N. Güntekin.
(Bir şeyin) kanını emmek
Anlamı : İnsafsızca sömürmek: ‘yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa hâlinde katı toprak üzerine attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
Benzine kan gelmek
Anlamı : Sağlıklı duruma gelmek, canlanmak: ‘yirmi dört saat evvel allah’tan ziyade abdülhamit’ten korkan kâtiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti.’ -ö. Seyfettin.
Benzinde kan kalmamak
Anlamı : Kansızlık sebebiyle yüzü sararmak.
Başına kan çıkmak
Anlamı : Öfkelenmek, hiddete kapılmak, kontrolünü yitirmek: ‘bizim merkez memuru celallidir, başına çabuk kan çıkar, hatırınızı kıracak şeyler yapar.’ -p. Safa.
Altın leğene kan kusmak
Anlamı : Varlık içinde hastalık veya sıkıntı çekerek yaşamak.