Keçi (koyun) can derdinde kasap yağ (et) derdinde.
Hayatın hiç değişmeyen bir kuralıda şudur: Bir kimse, önemli bir kaybından dolayı çırpınıp kıvranırken başka bir kimse bu durumdan ne kadar çok yararlanabileceğini düşünür.
Kasap et derdinde, koyun can derdinde.
Herkesin davranışı kendi çıkarı doğrultusundadır.
Kasap yağı bol olunca (bulmuş) gerisini yağlar.
Gerekenden çoğuna sahip olan kimse elindekini saçıp savurur.
Ayvaz kasap hepsi bir hesap.
En son kasaba ne zaman gittiniz? Düşünün, kasaplar ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, ne kadar eski olurlarsa olsunlar, ne kadar mesleklerinin iyi icra ederlerse etsinler etin kilo fiyatı hep aynıdır. Hayatımızda da bazı şeylerin fiyatlar gibi durumları ve sonuçlarıda kişiler kim olursa olsun aynıdır. Herşeyin sonu aynı hesaba çıkar.
Akılsız kasabın gerisine kaçar masadı.
Kafası çalışmayan akılsız kimse, elindeki fırsatı kullanmak şöyle dursun, onun kendi zararına işlemesine yol açar. Çünkü elindeki fırsatları değerlendiremez, her zaman işin gerisinde kalır, buda onun boşu boşuna kürek çekmesine neden olur.
Bakmakla usta olunsa, köpekler (kediler) kasap olurdu.
Hiçbir şey yapmadan sadece bakmakla öğrenilmez. Birşey ancak yapa yapa öğrenilir.
Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masa (hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır, ne masat).
İşinin ehli olmayan, ne yapacağını önceden iyi düşünmeyen kişi, işin içinden bir türlü çıkamaz. Bu uğurda baş vurduğu araçlarıda heder eder. / Hesabını bilmeyen kişi elinde, avucunda bulunan işe yarar şeyleride ziyan eder.