Önüne bir kemik atmak
Anlamı : Ağzına bir kemik atmak.
Köpeğin ağzına kemik atmak
Anlamı : Hkr. karşı gelerek bağırıp çağıran birini susturmak için ona bir çıkar sağlamak.
Kemikleri sızlamak
Anlamı : Ölü huzursuz, rahatsız olmak.
Kemik gibi
Anlamı : 1) pek kuru, katı, sert; 2) sağlam.
Kemiğine (kemiklerine) kadar
Anlamı : İyice, en son sınıra dek: soğuk kemiklerimize kadar işlemişti.
Derisi kemiklerine yapışmak
Anlamı : Çok zayıflamak: ‘bu efendi, derisi kemiklerine yapışmış, gözleri çukura kaçmış, hastaneye yatırılacak kılığa girmişti.’ -m. Ş. Esendal.
(birinin) kemiklerini kırmak
Anlamı : Birini çok dövmek, aşırı dayak atmak: ‘kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar, anasını ağlatırım.’ -h. E. Adıvar.
(birinin) kemikleri sayılmak
Anlamı : Çok zayıflamak.
(birine) kemik atmak
Anlamı : Hkr. susturmak, oyalamak için birini küçük bir şeyle avutmak.
Bir torba kemik
Anlamı : Çok zayıf.
Bir deri bir kemik (kalmak)
Anlamı : Çok zayıf (olmak): ‘zaten bir deri bir kemik, zayıf bir adamdı.’ -s. Birsel.
Ağzına bir kemik atmak
Anlamı : Birini küçük bir çıkarla susturmak.