- (bir işin, bir kimsenin) arkasına düşmek (takılmak)
1) bir işi sona erdirmek için sıkı çalışmak; 2) birini gözden ayırmayarak arkasından gitmek: ‘istanbul’da ne kadar şair, hikâyeci varsa hepsinin arkasına düşüyor, hepsiyle tanışıyordu.’ -b. R. Eyuboğlu. - (bir kimseye, bir şeye) ihtiyaç duymak
o kimse veya şey gerekli saymak. - (bir şeye, bir kimseye) yazık olmak
boş yere zarar verilmek: masrafa yazık oldu. Adama yazık oldu. - (bir şeye, kimseye) yazık etmek
boş yere zarar vermek: kumaşa yazık etti. Çocuğa yazık ettiniz. - (bir şeyin, bir kimsenin) etrafını almak (sarmak)
çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak: ‘ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar.’ -r. H. Karay. ‘herkes etrafımı sarmış, beni hararetle tebrik ediyorlardı.’ -n. F. Kısakürek. - (bir şeyin, bir kimsenin) üstüne üstüne gitmek
çekinmeden sonucu tehlikeli olabilecek bir şeyle uğraşmak, yılmamak. - (bir şeyin, kimsenin) üstüne toz kondurmamak
bir şeyin veya kimsenin kusurlu olabileceğini kabul etmemek. - Kimi kimsesi olmamak
yakını, koruyucusu bulunmamak. - Yağmur olsa kimsenin tarlasına düşmez (yağmaz)
elinden geldiği hâlde kimseye iyilik etmeyenler için kullanılan bir söz.
Kimse ile ilgili Deyim ve Anlamları
Paylaş