- (bir işin) kolayına bakmak (kaçmak)
bir işi yaparken kolay ve kestirme yolu seçmek.
- Bir kolayını aramak
bir şeyi yapmak, çözmek için gerekli kolay ve kestirme yöntemi araştırmak: ‘yanlışını düzeltmek için bir kolayını aramaya başladı.’ -m. Ş. Esendal.
- Bir kolayını bulmak
kolaylıkla yapabilmeyi sağlamak veya yapma yolunu bulmak: ‘etrafında, bir kolayını bulup dışarıya sızanlardan birkaç kişi ha bire ellerinden öpüyor.’ -n. F. Kısakürek.
- (birine) kolaylık göstermek
yapabilme yolu, imkânı sağlamak: ‘bu arzumda bana en çok kolaylık gösteren behiç’tir.’ -p. Safa.
- (herhangi bir biçim) kolayına gelmek
bir işin herhangi bir biçimde yapılmasını daha kolay bulmak.
- İşin kolayına kaçmak
derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek.
- Kolayı var
çaresi var.
- Kolayını bulmak
kolay bir biçimde yapma yolunu bulmak: ‘lakin erler onu da yakalamanın kolayını bulmuşlardı.’ -a. N. Asya.
Kolay ile ilgili Deyimler ve Anlamı
Paylaş