Koparmak ile ilgili deyimleri ve anlamları. İçinde ve anlamında koparmak kelimesi geçen deyimler hangileridir? Koparmak ilgili Deyimler nelerdir? Koparmak sözleri…
Birçoğumuz deyimlerle ilgili bazı sözler veya cümleler bulmaya çalışmaktayız. Bugün’de yukarıdaki başlık altında sizler için deyimler derledik. Evvela Deyimin tanımını yapmakla başlamakta fayda vardır. Deyimler çok büyük bir oranda mecaz anlamda kullanılır ancak gerçek anlamda kullanılanlara da rastlanmaktadır. Secdem.net
Bazı durumların ifade edilmesinde zorluk yaşandığında, anlamların yetersiz kaldığı anlarda etkili bir anlatım aracı olarak deyimleri kullanırız. Çoğunlukla gerçek anlamından ayrı bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış söz ya da sözcük grupları.eş. Kimi deyimlerde, asıl anlamlarından tamamıyla sıyrılmazlar. Yerine göre asıl anlamından da alınabilir, daha başka bir anlama da gelebilir. Bunu cümle içindeki kullanılış şeklinden anlarız.
- Bir bardak suda fırtına koparmak
önemsiz, küçük bir sorunu büyütmek.
- (birinin) ödünü koparmak (patlatmak)
çok korkutmak.
- Cayırtı koparmak
çok gürültü koparmak.
- Çıbanın başını koparmak
ağır bir sorunun patlak vermesine yol açmak.
- Çığlık atmak (koparmak, basmak)
kulak tırmalayıcı korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak: ‘deve acı bir çığlık atarak yere yığıldı.’ -n. F. Kısakürek. ‘bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır.’ -h. E. Adıvar.
- Çıngar çıkarmak (koparmak)
gürültü, kavga çıkarmak.
- Dizginleri koparmak
her türlü bağ ve baskıdan kurtulmak.
- Domuzdan (bir) kıl çekmek (koparmak)
sevilmeyen veya eli sıkı olan birinden bir şey alabilmek.
- Etinden et koparmak (kesmek)
çok acı vermek.
- Feryat koparmak
yüksek sesle bağırmak, haykırmak: ‘pencereden kopardığım feryadı pek geç işittiler.’ -r. N. Güntekin.
- Gürültü çıkarmak (etmek, koparmak, yapmak)
1) düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak: ‘karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım.’ -h. C. Yalçın. 2) kavga, karışıklık, tartışma çıkarmak.
- İpi koparmak
bağlı bulunduğu kuruluşla veya yakınlığı bulunan kişi ile ilişkisini kesmek.
- İpini koparmak
başıboş kalmak.
- İzin koparmak
güçlükle izin almak: ‘kendisi belediyeden birkaç gün izin kopararak onları ziyaret edecekti.’ -r. N. Güntekin.
- Kahkaha (kahkahayı) basmak (koparmak, salıvermek)
kendini tutamayıp yüksek sesle gülmek: ‘beni yatakta görünce kahkahayı bastı.’ -ö. Seyfettin. ‘senyörün etrafındakilerden biri dayanamayıp bir kahkaha salıverdi.’ -n. F. Kısakürek.
- Kelle koparmak
olumsuz ve başarısız bir durum sonunda işe, göreve son vermek.
- Kıyametler koparmak
1) bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak, feryat etmek: ‘eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?’ -m. A. Ersoy. 2) aşırı gürültülere, kargaşaya yol açmak.
- Koşu koparmak
hızla koşuvermek, çabucak atılıp gitmek: ‘sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor.’ -r. N. Güntekin.
- Palamarı koparmak (çözmek)
argo kaçmak, sıvışmak: ‘bir kere palamarı çözmeye muvaffak olsa bir yere kapağı atmanın çaresini bulabilirdi.’ -h. R. Gürpınar.
- Para sızdırmak (koparmak)
zorlayarak veya kandırarak birinden para almak: ‘ben kızımı bilirim, bu tartışmaları bahane ederek metin’den para sızdıracaktı.’ -a. Ümit.
- Şamata etmek (koparmak)
gürültü patırtı yapmak: ‘amma da şamata ettin be çorbacı, dedi.’ -h. Taner. ‘haykırarak, şamata kopararak, yarı havada, yarı yerde koşup kendilerini çeşmenin yalaklarına atarlardı.’ -r. H. Karay.
- Toz koparmak
toz kaldırmak.
- Tuttuğunu koparmak
becerikli olmak, giriştiği her işte başarı sağlamak.
- Vaveyla koparmak
çığlık atmak.
- Yaygara koparmak
yaygarayı basmak.