korku ile ilgili deyimler ve anlamları. İçinde ve anlamında korku veya korkmak kelimesi geçen deyimler hangileridir? Korku deyimi ile ilgili sözler nelerdir?
Birçoğumuz deyimlerle ilgili bazı sözler veya cümleler bulmaya çalışmaktayız. Bugün’de yukarıdaki başlık altında sizler için deyimler derledik. Evvela Deyimin tanımını yapmakla başlamakta fayda vardır. Deyimler çok büyük bir oranda mecaz anlamda kullanılır ancak gerçek anlamda kullanılanlara da rastlanmaktadır.
Bazı durumların ifade edilmesinde zorluk yaşandığında, anlamların yetersiz kaldığı anlarda etkili bir anlatım aracı olarak deyimleri kullanırız. Çoğunlukla gerçek anlamından ayrı bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış söz ya da sözcük grupları.eş. Kimi deyimlerde, asıl anlamlarından tamamıyla sıyrılmazlar. Yerine göre asıl anlamından da alınabilir, daha başka bir anlama da gelebilir. Bunu cümle içindeki kullanılış şeklinden anlarız.
Deyim : Kendi gölgesinden korkmak
Anlamı : Çok korkak olmak, bir sakınca söz konusu olmayan işlere girişmekten bile korkmak.
Deyim : Gözü korkmak
Anlamı : Daha önce geçirdiği kötü bir denemeden sonra birinden veya bir şeyden zarar gelebileceği kanısına varmak: ‘yabancı bir iklimde, ebedî olarak yaşamaya mahkûm olduktan sonra bundan üstün hangi bir cezadan gözümüz korkabilir.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim : Korktuğu başına gelmek:
Anlamı : Endişe duyduğu, kaygılandığı, olmasını istemediği şeyle karşı karşıya gelmek. “Korktuğum başıma geldi, ne yapacağım şimdi ben!”
Deyim : Başından korkmak
Anlamı : Hayatından kaygı duymak, cezalandırılmaktan korkmak.
Deyim : Gözünü korkutmak:
Anlamı : Yıldırmak, karşı duramaz hâle getirmek.“İlk işi, adamlarıyla kasaba halkının gözünü korkutmak oldu.”
Deyim : Gölgesinden korkmak:
Anlamı : Çok korkak olmak, en basit işlere bile girmekten korkar olmak.“Gölgesinden korkan adamlarla hiçbir işe girilmez.”
Deyim : Gözü korkmak:
Anlamı : Daha önce başından geçen kötü bir denemeden sonra, birinden veya bir şeyden zarar gelebileceği endişesine kapılmak ve o işi yapmaktan çekinmek.
Deyim : Alacağı olsun:
Anlamı : “Günün birinde ondan öcümü alırım” anlamında göz korkutmak için söylenir.
Deyim : Aklına gelen başına gelmek:
Anlamı : Olmasından korktuğu şeyin zarar verici etkisine uğramak.“Aklıma gelen başıma geldi, evi su bastı.”
Deyim : Aklı çıkmak:
Anlamı : Titizlikle üzerinde durmak, çok korku geçirmek, çok korkmak.“Elbisem yırtılacak diye aklı çıkıyor.”
Deyim : Aklı başından gitmek:
Anlamı : 1) Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak. 2) Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek. “Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti.”
Deyim : Boğazına düğümlenmek ;
Anlamı : Heyecan, korku, vb. yüzünden söyleyeceklerini söylememek.
Deyim : Beti benzi kalmamak (atmak, uçmak, kireç kesilmek):
Anlamı : Korku, üzüntü vb. nedeniyle yüzünden kan çekilmek; benzi atmak.
Deyim : Benzi atmak (uçmak) :
Anlamı : Korkudan ya da heyecandan yüzü sararmak; beti benzi atmak.
Deyim : Benzi kül gibi olmak :
Anlamı : Korkudan yüzünden kan çekilmek, yüzü sapsarı olmak.
Deyim : Başını döndürmek :
Anlamı : 1 .(Korku, içki, tütün vb) Baygınlık vermek, bayılacak duruma getirmek. 2. Çok beğenmek, büyük bir ilgi duymak.
Deyim : Baş döndürücü :
Anlamı : 1. (Hız ve sürat için) Olağanüstü. 2. Baygınlık veri ci. 3. Korku verici, korkutucu. 4. Sarhoş edici. 5. Çok büyük, büyük hayranlık uyandıran.
Deyim : Can havli ile:
Anlamı : Ölüm korkusundan kaynaklanan güçlü bir tepkiyle (bir eylem yapmak). “Silâh sesini duyunca can havli ile yerinden fırladı.”
Deyim : Canı gitmek:
Anlamı : Önem ve değer verdiği, beğendiği bir şeye zarar gelecek diye çok korkmak, kaygılanmak. “Araba çizilecek diye canı gidiyor.”
Deyim : Ciğeri beş para etmemek:
Anlamı : Değersiz, kendisine güvenilmez, korkak, aşağılık (bir kimse olmak). “Bırak, ondan söz etme bana, ciğeri beş para etmez adamlarla işim yok.”
Deyim : Çiğ yemedim ki karnım ağrısın:
Anlamı : “Herhangi bir suç işlemedim ki korku duyayım, işi eksik yapmadım ki olumsuz sonuçtan kaygılanayım” anlamında kullanılır.
Deyim : Damgasını vurmak:
Anlamı : Biri hakkında kötü bir yargıya varmak.“Allah’tan korkmazsan ona hırsızlık damgasını vur da rezil olsun.”
Deyim : Damokles’in kılıcı:
Anlamı : Kişiyi korku ve baskı altında tutan büyük ceza tehdidi.“Damokles’in kılıcı gibi başımda dikilip durma öyle!”
Deyim : Dananın kuyruğu kopmak:
Anlamı : Olay patlak vermek, beklenen ve korkulan sonucun gerçekleşmesi.“Dananın kuyruğu bu gece kopacak, inşallah hayır demezler.”
Deyim : Dili dolaşmak:
Anlamı : Heyecan, korku ya da bir hastalık sebebiyle söyleyeceğini şaşırmak, karıştırmak, açık olarak ifade edememek.“Babasını aniden karşısında görünce dili dolaştı, kekelemeye başladı.”
Deyim : Dilini yutmak:
Anlamı : Büyük bir korku, şaşkınlık ya da sevinç karşısında konuşamaz hâle gelmek.“Korkudan neredeyse dilini yutacaktı.”
Deyim : Dizinin (dizlerinin) bağı çözülmek:
Anlamı : Korkudan, heyecandan, yorgunluktan ayakta duramayacak hâle gelmek.“Yokuşu çıktım ama dizlerimin de bağı çözüldü.”
Deyim : Dört dönmek:
Anlamı : Bir işi yapmak için korku, heyecan, telâş, şaşkınlık içinde sağa sola koşmak, çare aramak.“Kadıncağız haberi alır almaz odanın içinde dört dönmeye başladı.”
Deyim : Ecel teri dökmek:
Anlamı : Çok korkmak, heyecan içinde bulunup terlemek, korku ve bunalım içinde olmak.“Köprüden geçerken ecel terleri döktüler.”
Deyim : Eli ayağı buz kesilmek:
Anlamı : 1. Korku, heyecan ve üzüntüden ne yapacağını bilemez duruma gelmek, donup kalmak. 2. Çok üşümek.“Haydi elimiz ayağımız buz kesmeden girelim içeri.”
Deyim : Elini kolunu sallaya sallaya gezmek:
Anlamı : Pervasızca, çekinmeden, kimseden korkmadan dolaşmak.“Bunca ağır suç işlemesine rağmen elini kolunu sallaya sallaya gezmesi şaşılacak şey doğrusu.”
Deyim : Eteği ayağına dolaşmak:
Anlamı : Telâş, korku ve heyecandan yürüyüşünü ve yapacağı işi şaşırmak.
Deyim : Eteğine yapışmak:
Anlamı : 1. Bir kimsenin manevî desteğini istemek. 2. Varlıklı, sözü geçer bir kimseden yardım ve himaye istemek.“Korkudan annesinin eteğine yapıştı.”
Deyim : Gözdağı vermek:
Anlamı : Korkutmak, tehdit etmek, istediğini yaptırmak için yıldırmak.“Ona öyle bir gözdağı verin ki bir daha buralara ayak basmasın!”
Deyim : Gözü kara (veya pek):
Anlamı : Cesur, atak, korkusuz, tehlikeli işlere tereddüt etmeden girebilen.“O gözü kara bir insandı.”
peki korkuya kapılmak olurmu
peki korkuya kapılmak olurmu