Misafir kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? veya Misafir cümlesi olan atasözleri nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber atasözünü derledik.
Atasözleri Türkçe’de “sav” ve “irsal-i mesel” olarak da adlanılır. Türk Dil Kurumu’nun Tanımı: Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, darbımesel. İslamiyet öncesinde sav, divan edebiyatında irsal-i mesel ya da darb-ı mesel denirdi. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, halkın yalnızca ortak duygu ve düşüncelerini değil ortak dil zevkini de yansıtır. Öykü, roman, şiir, deneme gibi yazı türleri pek çok cümlenin bir araya gelmesi ve anlam yönünden bütünleşmesiyle oluşur. Buna karşın atasözleri genellikle bir, en fazla iki cümleden oluşur. Bütün duygu ve düşünceler bu tek cümleye sığdırılır. Bu cümleler kişiden kişiye değişmez. Halkın ortak malıdır ve halk tarafından aynı biçimde söylenir.
MİSAFİR İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR
Misafir kısmetiyle gelir.
Ev sahibi misafiri yük saymamalıdır. Müsafirin geldiği evde ya yiyecek bulunur yada beklenmedik bir yerden o sırada yiyecek gelir. Her insan kendine ait rızkı yiyeceğinden, misafirde kendi rızkını getirir: Yediğine bereket gelir yada yapacağı dua ile birkaç katının ev sahibine gelmesini sağlar.
Misafir on kısmetle gelir; birini yer dokuzunu bırakır.
Konuksever milletimiz inanır ki misafir, ev sahibine fazla bir gider yüklemez. Allah, konuğun yediğinden kat kat fazlasını, kulumu ağırlıyor diye, ev sahibine verir.
Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.
Bir eve misafir olunca, insanın gönlünden, ev sahibinin kendisini iyi şeylerle ağırlaması geçer. Oysa ev sahibi ona ancak evinde bulunanı ikram edecektir.
Misafirin umduğu, ev sahibine iki öğün olur.
Zararlı olarak nitelendirilebilecek misafirlerimiz elbette bulunur. Bu erdemsiz kişiler gittikleri yerde çok daha fazlasını ararlar. Belki de evinde veya başka bir yerde bulamayacakları kadar isterler, bunun hakkında dileklerde bulunurlar. Oysa ev sahibi misafirini doyurmak için bir günde yiyeceği tüm nimetleri önüne serer. Bu yüzden misafirliğin süresi 3 gün olarak anılmıştır.
Misafirlik üç gündür.
Dinimize ve onunla şekillenen geleneğimize göre misafirlik hakkı üç gündür. Misafir bir yerde üç gün kalırsa ne ev sahibi bunu fazla bulur, nede misafir uzun kaldım diye üzülür. Üç günden sonrası her ikisi içinde çekilmez olur. Misafir, samimi bir arkadaş ise, üç günden sonra konuk gibi davranmaktan vazgeçmeli, ailenin bir ferdi gibi hareket etmeli ve ev sahibine yardımcı olmalıdır.
Ahmak (şaşkın) misafir ev sahibini ağırlar.
Misafiri ağırlamak ev sahibine düşer. Ama şaşkın misafir bunun tersini yapar. Vazifesi olmadığı halde başkasının görev ve sorumluluk alanına giren şeylerle uğraşan nice ahmaklar vardır ki, bu gayretkeşlikleri yüzünden hem başkalarına rezil olur, hemde ellerine birşey geçmez.
Köylü, misafir kabul etmeyiz demez, konacak konak yoktur der
kişi bir işi yapmak istemezse doğrudan doğruya yapmam demez de birtakım gerekçeler ileri sürerek bunu gerçekleştirmenin olanağı bulunmadığını söyler.
Şaşkın misafir, ev sahibini ağırlar
başkalarının görev ve yetkilerine karışmak ahmaklıktır.
Çok teşekkür ederim benim çok işime aradı sizede tavsiye ederim kim yazıp emek verdiyse teşekkürler milletimizin sizin gibilere çok ihtiyacı var
Hiç işime yaramadı daha çok atasözü koyun
(Kötüleme amacıyla yazmadım)