Mumla aramak
Anlamı : Çok isteyerek ve özlemle aramak: ‘kısacası, böyle bir komşuyu mumla arasa bulamayacaktır.’ -t. Buğra.
Muma döndürmek (çevirmek)
Anlamı : Her sözü dinler duruma getirmek, uslandırmak.
Mum yapıştırmak
Anlamı : 1) bir şeyi kırmızı mumla mühürlemek; 2) mec. önemli bir şeyi unutmayıp akılda tutmak.
Mum yakmak
Anlamı : Kutsal sayılan bir yere giderek adak adadığında mum yakıp koymak.
Mum olmak
Anlamı : 1) hırçınlığı, yaramazlığı bırakmak; 2) argo razı olmak: o bu işe çoktan mum olmuştur ama kendini naza çekiyor.
Mum kesilmek
Anlamı : Sessiz, uslu, doğru düzgün durmak: ‘öteki çocuklar mum kesilmişler, sahte bir sessizlikle birer disiplin modeli olmuşlardı.’ -ç. Altan.
Mum gibi
Anlamı : 1) dosdoğru, dimdik; 2) uslu, kıpırtısız; 3) tertemiz, düzgün; 4) zayıf, sararıp solmuş.
Mum etmek
Anlamı : Muma çevirmek.
Kırmızı dipli mumla davet etmek
Anlamı : Birine bir yere gelmesi için çok yalvarmak, ısrar etmek.
Eteğiyle mum söndürmek
Anlamı : Uygun olmayan biçimde iş yapmak, sakar olmak, üstünkörü davranmak.
(Birine) mum tutturmak
Anlamı : Aşırı disiplin altına almak.
(Bir şey başka bir şeyi) mumla aratmak
Anlamı : Daha kötü olan yeni bir şey, bir durum, bir kimse, pek iyi olmayan eskisini aratmak.
Bal mumu yapıştırmak
Anlamı : Söz, davranış vb.nin unutulmaması için bir işaret koyup dikkati çekmek: ‘pervin’in şimdilik bu sözüne bir bal mumu yapıştırarak tekrar bedia yengeye döndüm.’ -r. N. Güntekin.
Bal mumu gibi erimek
Anlamı : Çok zayıflamak.