Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir, atasözünü anlamı ve cümle içinde kullanmak. Ayrıca Açıklama ve kompozisyon yazmak.
Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.
Ödünç para verildiği zaman iki taraftan özellikle para alanın yüzü güler. Ama sonra borçlunun borcunu geciktirmesiyle alacaklı taraf parasını geri alamadığı, geride veremediği için üzülürler. Sonunda tarafların arası bozulmadan ödeme pek gerçekleşmez. / Ödünç eşyayı tertemiz veren kimse, onu yıpranmış olarak geri alır.
Kısaca anlamı : Ödünç para, verildiği zaman iki tarafın yüzü güler, ama iş geri ödemeye gelince tarafların arası bozulmadan ödenmez.
Cümle İçinde Örnek Kullanımı : Parayı alınca çok iyi davrandı bana ama alıncada bozuntuya verdi.
Açıklama ve kompozisyon : İnsanların birbirleriyle yardımlaşma yollarından biri de borç alıp vermedir. Borç alıp verme işlemi İslâm’da nakit para gibi sayılabilen; buğday, arpa, pirinç gibi ölçülebilen; yahut altın, gümüş ve et gibi tartılabilen; ya da yumurta ve ceviz gibi büyüklükleri birbirlerine yakın olan mallarda geçerlidir.
İleride geri alınmak şartıyla verilen para, eşya ya da herhangi bir mal her iki tarafı da mutlu eder. Veren yardımcı olduğu, alan da ihtiyacını gördüğü için sevinir. Ancak geri verme zamanı gelince bu sevinç kaybolur. Çünkü çoklukla geri ödeme ya çok geç yapılır, ya da ödünç olarak verilen şeyin yıprandığı görülür. Bu durum ödünç verenle, ödünç alanın arasını açar; dostlukları bozup zedeler.
Kur’an’da toplum içinde yerleştirilmek istenen prensip, malın yok olmaması ve muayyen bir zaman için alınan borçlar hususunda borcun miktarının yazılmasıdır. Bunu yazmak isteğe bağlı olarak değil, ayet-i kerîme ile farz kılınmış bir husustur. Ayet de hiç bir yoruma tabi tutulmayacak kadar açıktır.
“Ey iman edenler, muayyen bir zaman vaadiyle borçlandığınızda onu yazın. Aranızda bir kâtip de doğrulukla yazsın. Yazan Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin. Yazsın. Hak kendi üzerinde olan da yazdırsın. Şayet, borçlu, sefih, küçük ve kendisi yazdıramıyacak durumda ise, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerden iki de şahit yapın. Eğer iki erkek bulunmazsa Şahitlerden razı olacağınız bir erkek, biri unuttuğunda diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir. Şahitler çağırıldıklarında çekinmesinler. Borç, küçük veya büyük olsun onu müddeti ile beraber yazmaktan üşenmeyin. Bu Allah yanında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemenize de daha yakındır… ” (el-Bakara, 2/282)
Not: Bu atasözüyle ile ilgili bir cümle veya bir bilginiz varsa aşağıda yorum kısmına yazarak başkaların okumasına yardımcı olabilirsiniz. Secdem.net