Okumak ile ilgili deyimleri ve anlamları. İçinde okumak kelimesi geçen deyimler hangileridir? okumak ilgili olan cümle deyimler nelerdir?
Yüzünden okumak
Anlamı : 1) ezbere değil, yazılmış kâğıttan okumak; 2) herhangi bir durumu yüzünden anlamak.
Yave okumak
Anlamı : Gereksiz söz söylemek, boşa konuşmak: ‘çevre mevre yaveleri okuyan, doğa deniz kutsallığını sosyete övünmesi şekline dönüştürenlere değil lafım.’ -y. Koray.
Tersinden okumak
Anlamı : 1) yanlış anlamak; 2) olayı veya bir sanat eserini farklı biçimde değerlendirmek, yorumlamak.
Su gibi bilmek (okumak)
Anlamı : Yanlışsız bilmek veya okumak.
Sala vermek (okumak)
Anlamı : 1) minarelerde, salat okuyarak cuma namazını haber vermek: ‘safa, küçük, çarpuk çurpuk vücudu, koca kafası, minarede sala verir gibi etrafa çınlayan sesiyle konağın imamı şadan molla’yı hatırlatıyordu.’ -h. E. Adıvar. 2) bir kimsenin ölümünü, minareden salat okuyarak duyurmak.
Rahmet okumak
Anlamı : Tanrı’nın merhamet ve bağışlaması için dua etmek.
Name okumak
Anlamı : Herkesin bildiği deyimleri veya sözleri söylemek.
Mukabele okumak
Anlamı : Topluluk karşısında dinleyicilerin takip edebileceği biçimde kur’an’ı okumak.
Meydan okumak
Anlamı : Korkmadığını, çekinmediğini açıkça bildirmek, kavga veya yarışmaya çağırmak: ‘hülasa yüz türlü yüzmek bilir, dalgıçlara meydan okurdu.’ -r. H. Karay.
Mektubu dışından okumak
Anlamı : Bir kimsenin içinden geçeni yüz çizgilerinden anlamak.
Maval okumak
Anlamı : Yalan söylemek, yalan söyleyerek oyalamak, masal okumak.
Masal okumak (anlatmak)
Anlamı : İnandırıcı olmayan, oyalayıcı sözlerle kandırmaya çalışmak.
Martaval atmak (okumak)
Anlamı : İnanılmayacak sözler söylemek, yalan söylemek.
Lanet okumak
Anlamı : Bir kimsenin tanrı’nın merhametinden yoksun kalmasını dilemek: ‘hele sevgilisinin de hastalandığı bu korkunç haftalarda, fabrikanın cinayetlerine ne kadar lanet okuyor, biraz da kendisi vasıta olduğundan dolayı ne derece ızdırap çekiyordu.’ -r. H. Karay.
Lahavle çekmek (okumak)
Anlamı : ‘lahavle’ sözünü söylemek: ‘cömertliği karşısında olduğumu anlayınca lahavle çekip yola devam ettim.’ -a. Rasim.
Katakulli okumak
Anlamı : Yalan söylemek, palavra atmak: ‘her seferki gelişinde bu katakulliyi okursun fakat sözün ardı hep boşa çıkar.’ -h. R. Gürpınar.
Kalbini okumak
Anlamı : Birinin duygu ve düşüncelerini, niyetini anlamak.
İçinden okumak
Anlamı : 1) ses çıkarmadan okumak; 2) argo sessiz bir biçimde sövmek.
Hariçten gazel okumak (atmak)
Anlamı : Tkz. 1) bir konuyu iyice bilmeden üzerinde görüş ve düşünce ileri sürmek; 2) bir konuşmaya yersiz ve zamansız katılmak.
Gözlerinden okumak
Anlamı : Düşüncelerini bakışlarından sezmek: ‘doktor, sevim hanım’ın içinden geçenleri gözlerinden okuyarak söze karıştığında pişman oldu.’ -m. Ş. Esendal.
Gözleri velfecri okumak
Anlamı : Kurnazlığı gözlerinden belli olmak.
Gazel okumak
Anlamı : 1) gazel söylemek: ‘karagözcünün makamlar arası dolaşması, şarkı ve gazel okuması lazımdı.’ -s. Ayverdi. 2) mec. oyalamak veya kandırmak üzere boş sözler söylemek.
Ezberden okumak
Anlamı : Daha önceden belleğine aldığı için herhangi bir yere bakmadan söylemek.
Ezber okumak
Anlamı : Bir metni veya sözü herhangi bir yere bakmadan bellekte kalan biçimiyle söylemek.
Düşüncesini okumak
Anlamı : Bir kimsenin ne düşündüğünü anlamak.
Çarkına etmek (okumak)
Anlamı : Argo birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek.
Canına okumak
Anlamı : Tkz. berbat ve perişan etmek: ‘sabaha kadar canına okur, gün ağardı mı zavallıyı ter içinde perperişan bırakır gider.’ -e. Şafak.
Canına ezan okumak
Anlamı : Bir kimsenin hakkından gelmek, öldürmek.
(birinin) künyesini okumak
Anlamı : Ayıplarını yüzüne vurarak bir kimseye sövmek.
(birinin) içini okumak
Anlamı : Birinin gizli, saklı düşüncelerini anlamak: ‘çökük gözlerinin arkasında insanın içini ezberden okuyan bir hayat sezişi var.’ -h. E. Adıvar.
(birinin) ciğerini okumak
Anlamı : Onun aklından geçenleri, gizli düşüncelerini bilmek: ‘mademki … her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu, nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu?’ -h. Taner.
(bir şeye) fatiha okumak
Anlamı : O şeyden umudunu kesmek.
Bildiğini okumak
Anlamı : Herkes ne derse desin bildiği, istediği gibi davranmak: ‘efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu.’ -h. R. Gürpınar.
Bela okumak
Anlamı : Birine ilenmek.