Ağzını burnunu çarşamba pazarına (çanağına) çevirmek
Aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek.
Anasının ipini satmış (pazara çıkarmış)
İpsiz, kendisinden her türlü soysuzluk beklenebilen (kimse).
At pazarında eşek osurtmuyoruz!
Kaba söyleneni dinlemeyene uyarı amacıyla söylenen bir söz.
(bir yer) pazar yerine dönmek
Kalabalıklaşmak.
(bir yeri) ırgat pazarına döndürmek
Karışık ve dağınık bir duruma getirmek.
(birini) çarşamba pazarına çevirmek
Özellikle yüze vurarak çok dayak atmak.
Gönlünü pazara çıkarmak
Sevmek için kendine yakışanı seçmeyip rastgele birini sevmek.
İki söz bir pazar
‘uzun boylu pazarlık etmeden’ anlamında kullanılan bir söz.
İpliği pazara çıkmak
Kötü nitelik ve suçları ortaya çıkmak.
Pazar kayığı gibi
Çok yüklenmiş (taşıt).
Pazar ola!
Satıcılara ‘satışın bol olsun’ anlamında söylenen bir iyi dilek sözü.
Pazara çıkarmak
Satılığa çıkarmak.
Pazarlığa girişmek
Pazarlık yapmaya başlamak: ‘… pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı.’ -ö. Seyfettin.
Pazarlığı pişirmek
Pazarlıkta uyuşma sağlayacak duruma gelmek: ‘ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler.’ -y. K. Karaosmanoğlu.