- İyi saatte olsunlar
cinler, periler: ‘yuvarlak, şen yüzlü, zaman zaman ince ve alaylı ışıldayan bir tanesi iyi saatte olsunlar ile temasta olduğu zaman şaşılaşan kara gözlü, orta yaşlı bir kadın.’ -H. E. Adıvar. - Saat başı galiba!
bir toplantıda, herkesin dalıp sustuğunda bu durumu fark eden bir kimsenin söylediği söz. - Saat bir (iki, üç …) yönünde
saat başlarını söyleyerek hedefi yön açısından belirlemek için kullanılan bir söz. - Saat bu saat
‘ele geçen fırsattan yararlanmanın tam zamanı’ anlamında kullanılan bir söz. - Saat gibi
tam bir düzgünlükte, tıkır tıkır. - Saat gibi işlemek
aksamadan, ara vermeden çalışmak. - Saat on bir buçuğu çalmak
yaşı çok ilerlemiş olmak. - Saat tutmak
saate bakarak bir işin ne kadar sürdüğünü hesaplamak. - Saati çalmak
bir şeyin vakti gelmek: ‘herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu.’ -H. E. Adıvar. - Saati saatine uymamak
durumu, huyu sık sık değişmek. - Vakit saat aramamak
zamana hiç aldırmamak: ‘sabah, öğle, akşam gibi hani vakit saat aradıkları yok.’ -B. Felek.
Saat ile Başlayan Deyimler ve Anlamları
Paylaş