Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde
Anlamı : ‘çok zaman önce’ anlamında bir tekerleme.
Sapla samanı karıştırmak
Anlamı : İyi ile kötüyü ayıramamak.
Sap yiyip saman sıçmak
Anlamı : Kaba 1) bir olaya kızıp ateş püskürmek; 2) yararsız şeylerle uğraşmak.
Sap derken saman demek
Anlamı : Belirli ve doyurucu bir düşünce ortaya koyamamak: ‘konuşma, sap derken saman demek kabîlinden hiçten şeylerden ibaret kalmıştır.’ -r. H. Karay.
Saman gibi
Anlamı : Tatsız, yavan: ‘saman gibi bir yaşamdı günlük yaşamım ama her şey dışarıdan bakılınca hiç de kötü değildi.’ -e. Bener.
Saman altından su yürütmek
Anlamı : Belli etmeden iş çevirmek, ortalığı karıştırmak: ‘saman altından su yürüten, ürkek, kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var.’ -y. Kemal.
Saman alevi gibi
Anlamı : Birden parlayıp arkasından hemen yatışan.
Postuna saman doldurmak
Anlamı : Öldürmek.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde
Anlamı : ‘çok zaman önce’ anlamında bir tekerleme.