Su ile ilgili atasözleri ve anlamları. Su kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? Suyla ilgili olan cümle atasözleri nelerdir?
Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, geçmiş kuşaklardan süzüle süzüle günümüze kadar gelmiş özellikleri sözün içerdiği anlama göre değişir. Atasözü pek çok dalda eğitici yol gösteren, öğüt veren kalıplaşmış sözlerdir.
SUYLA İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR
Selden gelen suya gider.
Havadan kazanılan para, lüzumsuz şeyler uğruna savrulur, gider. / Tüm canlılar Allah’tan gelmiş ve yine O’na döneceklerdir (“Hay”, yüce Allah’ın doksan dokuz isminden biridir; “Hu” ise, arapçada Allah isminin yerini tutan şahıs zamiridir).
Su (sus) küçüğün, söz (sofra) büyüğün.
Su, büyüklerden önce küçüklere verilmelidir. Çocuklar istedikleri kadar su içebilirler. Ancak çocukların sofradaki herşeyi yemelerine ve dilediklerinden, diledikleri gibi almalarına izin verilmez. Sofrada yemeğe başlama yada konuşmaya başlama hakkı büyüklerindir.
Su akarken testiyi doldurmalı (doldur).
Kişi, eline geçen fırsattan yararlanmalıdır; çünkü fırsat her zaman ele geçmez. İnsan, geliri bol olduğu, işi yolunda gittiği zaman ilerisi için para biriktirmeye, mal mülk edinmeye bakmamalıdır.
Su başından kesilir.
Her sorunun bir nedeni vardır. Bu neden bulunmadıkça çözüm üretilemez. Sorunun kökenine inip, kökenindeki nedene göre çözümü bulmalıyız. Aksi takdirde içinden çıkılamayacak hal almaya başlar.
Su bulanmayınca durulmaz.
İnsanların bir konuda biraz farklı düşünmesi doğal ve olumlu birşeydir. Bunda yadırganacak birşey yoktur. Bir konu, türlü tartışma ve çekişmelerden sonra aydınlığa kavuşur, yoluna girer. Bir sorun, türlü tartışmalardan sonra iyice aydınlatılarak çözüme kavuşturulabilir. Sorun ortaya atılınca herkes bir fikir ileri sürer. Konunun eksik ve yanlış yönleri üzerinde durularak, sonunda ortak bir çözüm yolu bulunur.
Su bulununca (görülünce) teyemmüm bozulur.
Abdest ve gusül için su bulunmayınca teyemmüm yapılır. Ancak su görülür ve biz onu kullanabilecek durumda olursak daha önce yapılan teyemmüm bozulur. Bunun gibi ele geçmeyen güzel, iyi birşeyin yerine, ister istemez ona benzeyen başka birşey kullanılır. Ama aranan şey ele geçince, benzerinin değeri kalmaz.
Su içene yılan bile dokunmaz.
Yemek, içmek ve uyumak insanların en masum ve ortak gereksinimleridir. İnsan bu ihtiyaçlarını giderirken – kim olursa olsun – masumdur. Bundan dolayı su içen kimseye düşmanımız bile olsa dokunmamalıyız.
Su testisi su yolunda kırılır.
Birşey, hangi amaca hizmet ediyorsa o uğurda bir kazaya uğrar; yok olur. Bir insanda hangi yolun yolcusu yada hangi amacın peşindeyse, o yolda yada amaç uğrunda başına bir kaza gelir.
Su uyur, düşman uyumaz.
Durmadan akan ve düz bir ovada sanki duruyormuş gibi görünen suya uyuyor denilebilir. Fakat sesi çıkmayan, kıpırdamayan düşmana uyuyor denilemez. Çünkü düşman, fırsat beklemektedir.
Suyu havana koy, döv döv yine su.
İşe yarar ve etkili bir özelliği olmayan kişi yada nesne ile ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın niteliği değiştirilemez. Niteliksiz insan yada nesne ile uğraşmaya değmez.
Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın.
Toprağa hayat veren sudur. Bundan dolayı akarsuya yakın yerdeki tarla değerlidir. Çünkü sulanması kolaydır. Eve yakın olan tarla daha değerlidir; çünkü çapalama, gübreleme, ekme ve devşirme gibi tarla işleri çok kolaylıkla ve yollarda vakit geçirilmeden yapılabilir.
Taşıma (dökme) su ile değirmen dönmez.
Bir işi yapacak kimsede yeteri kadar güç ve donanım bulunmadıkça, onun bunun yardımıyla sürekli ve verimli bir iş yürütülemez. İş yapacak kişide yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez. Bir iş doğal ve sürekli kaynaklara dayandırılmalıdır.
Testiyi kıran da bir, suyu getiren de.
Toplumsal yozlaşmanın ve kayırmacılığın hüküm sürdüğü yerlerde, görevini hakkıyla yapan ile görevini kötüye kullanan kimseler arasında bir ayrım yapılmaz. Çünkü bu tür çevrelerde sağlıklı bir değerlendirme yapma olanağı yoktur.
Yağmurlu gün tavuk su içmez.
İnsanlar ellerinde mevcut bulunan dünya mallarını veya manevi varlıklarını farklı yerlerde tekrardan aramazlar. Hükmettikleri yada sahip oldukları bu değerleri ellerinde olmadıkça ararlar.
Yemeyenin malını yerler (üstünede bir bardak su içerler).
Cimrinin yemeye kıyamayıp biriktirdiği dünyalığı o öldükten sonra mirasçılar pay eder ve bir güzel yerler.
Yeni testi suyu soğuk tutar.
Yeni ve kulllanılmamış bir ürün işini daha doğru icra eder. Testi eskidikçe kaplamasını yitirir, içindeki suyu daha az yalıtarak çabuk ısınmasına, sıcak ise soğumasına neden olur. Ayrıca eski bir arabanın derdinin bitmemesi ile yeni ve sorunsuz bir arabanın hiç sorun çıkartmaması gibi bir durum söz konusudur. İnsanlarda tıpkı böyledir. Yaşlı insanlar genç insanlara nazaran çok daha aktif fiziksel iş yapabilirler.
Acı acıyı keser, su sancıyı.
Çivinin çiviyi sökmesi gibi bir güçlüğü yenebilmek için başka bir güçlük ile ona karşı koymak gerekir. Bir acıyı bastırıp unutabilmek için ise başka bir acı yaşamak gerekir. Çoğu zaman iyi şeyler yapmak için yaşayan nezih ve erdemli insanlar bu iyi şeylerin menevi rahatlığını farklı iyi şeyler yaparak unuturlar. Dünya halindeki tüm yaşantıların hazlarını aynı şekilde yaşanacak başka bir durum düzeltebilir.
Acıkan doymam (sanır), susayan kanmam sanır.
Uzun süre birşeyin yokluğunu çeken kimse, o şeyden ne kadar çok elde etse yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.
Adamın yere bakanından, suyun sessiz (yavaş) akanından kork (suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork).
İçine kapanık, sessiz ve uysal görünen nice insanlar vardır ki, derin ve tehlikeli sular gibidir. Düşünce ve duygularını açığa vurmayan bu gibi insanlardan, derin sulardan sakınır gibi sakınmak gerekir.
Akan su yosun (pislik) tutmaz.
Durgun suların yosun tutması gibi, tembel insanda uyuşuk sevimsiz bir hale gelir. Kişinin kendisinde ve bulunduğu ortamlarda görülen her türlü olumsuzluk tembelliğinin sonucudur.
Akan suya inanma, el oğluna güvenme.
Akışı ne kadar yavaş olursa olsun, akarsuya girmek tehlikelidir. Suyun durgun aktığı yerlerde burgaçlar olabileceğinden, buralara yakalanıp boğulma ihtimali vardır. Bunun gibi bazı beğenilir durumlarına bakıp el oğluna güvenilmemelidir. İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında denilmiştir. Bir insanın iyiliğine hemen hükmetmemeli, onun bizim için zarara yol açabilecek tutumları bulunabileceği hatırdan çıkarılmamalıdır.
Akarsu çukurunu kendi kazar.
Gayret ve irade sahibi kimseler yeteneklerine uygun düşen bir çalışma yönü ve alanı mutlaka bulurlar. Böyle kimselerin önü her zaman açıktır.
Akarsuya inanma, eloğluna dayanma.
Akışı ne kadar yavaş olursa olsun, akar suya girmek tehlikelidir. İnsan sürüklenip, burgaca rastlayıp boğulabilir. Bunun gibi birkaç beğenilir durumuna bakıp el oğluna güvenmek doğru değildir. Anlaşamayacağınız, sizin için zarara yol açan tutumları bulunabilir, bunun için sizi düş kırıklığına uğratabilir.
Akıllı köprü arayıncaya dek (kadar), deli suyu geçer.
Tedbirli ve akıllı kişi istediği şeyi elde etmek için sağlam bir yol arar. Bunun içinde sonuç almakta gecikir. Atak kişi ise bazı riskleri göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır. Kılı kırk yarmak ve tedbirler üzerinde fazla kafa yormak doğru değildir.
Ayı çocuklarını büyütmüş, duru su içmeye vakti olmamış.
Dünya anneler ile yeni nesillere kucak açar, tüm insanları anneleri büyütür, bir hale sokar. Ancak bu hayat telaşesi ile hiçbir zaman kendine vakit ayırıp hayatını yaşayamayan annelerimiz, bu güzel dünyanın nimetlerini ve günlerini doya doya tadamadan ölür. Bizimle uğraşma telaşesi sebebiyle birçok dünya halini yaşamaz, yemez yedirir, içmez içirir.
Bana benden (olur) her ne olursa, başım rahat bulur dilim susarsa.
İnsanın kendine ettiği kötülüğü kimse yapamaz. İnsanın ağzından çıkan bir söz başına bir yığın dert açabilir. Bundandır ki peygamberimiz “insanın çektiği dili yüzündendir” buyurmuştur. Dilini tutmasını bilen huzurlu bir hayat yaşar.
Bıçağı kestiren kendi yüzü suyu, insanı sevdiren kendi huyu.
Bir kimseyi, birşeyi değerli kılan kendisinde bulunan özel niteliktir: İnsan, huyu güzel olursa sevilir. Bıçak, çeliğine iyi su verilmiş olursa keskinleşme yeteneği kazanır.
Birgün su içeceğin çeşmeye çamur sıçratma.
Kimi insanlar yaratılış itibariyle onlara sunulan nimetleri kullandıktan sonra, sanki kullanmamışçasına kötülerler ve üstüne üstelik kimsede kullanmasın diye ellerinden geleni yaparlar. Bunu habersiz yada farkında olmadan yapmasının dışında bilinçli olarak yapan erdemsiz insanlar bilmezler ki kendi kendilerine, kaynaklarını tüketiyorlar! Bunun farkına varırlar ancak gelecek süreçte aynı şansı yakalamaları daha sıkıntılı bir hal alır.
Çömlekçi suyu saksıdan içer.
İnsan, ancak elindeki imkanlarla birşeyi yapabilir, kendi olanaklarının dışına çıkamaz. / İnsan geçimini sanatı ile sağlar.
Derin su yavaş akar.
Bilgili, erdemli kimse, bir konuda karar vermek ve harekete geçmek için acele etmez. Uzun uzun düşünür, yavaş yavaş uygular. Nitelikli ve bilge insanların ağır gittikleri halde yol almalarının sebebi budur.
Dibi görünmeyen suya girme.
Mahiyetini tam olarak kavrayamadığın ve sonunun nereye varacağını bilmediğin bir işe kalkışma. Kendin için uygun gördüğün işi önce her yönüyle öğren, sonra o işe giriş.
Eşek hoşaftan ne anlar; suyunu içer, tanesini bırakır.
Bazı şeylerin zevkine varabilmek için insanın bunlara ruhen hazır olması gerekir. Böyle şeyler eğitim, görgü ve bilgi ister. Bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz; değerini ölçemez.
Göl yerinden su eksik olmaz.
İyiliğin bulunduğu ortamda iyilik, kötülüğün bulunduğu ortamda kötülük bolca bulunur. Aksini beklemek bizi hayal kırıklığına uğratmaz, aslında gerçekleri tekrar hatırlatır.
Hak deyince akan sular durur.
Bir anlaşmazlıkta, adalet doğruluk, tarafsızlık yolu tutulursa, buna artık kimsenin söyleyecek sözü kalmaz. İnsanın itirazı daha ziyade haksızlığa ve adaletsizliğedir.
Kanı kanla yumazlar, kanı su ile yurlar.
İnsan bir kötülük yapınca, bunun ardından bir iyilik yapmalıdır ki, biri öbürünü örtsün, böylece içi huzurlu olsun. Bize yapılan kötülüğe de kötülük ile karşılık vermek akıl karı değildir. Bunun aksine, bize kötülük yapana iyilikle karşılık verirsek, kötülük kendiliğinden yok olur, devam etmez. Kötü bir durum, kötülüğü sürdürecek davranışlarla düzelmez. Buna son verebilecek davranışlarla düzelebilir.
Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye.
Bu dünyada nimetler eşit olmak şöyle dursun, insana hayrete düşüren bir şekilde dağıtılmıştır. Bu, dünyanın imtihan ortamı olmasının sonucudur. Kimi varlıkla sınanırken, kimide yoksullukla imtihan edilir. Kimi insanlar o denli varlık içindedirler ki, iş yoğunluğu yada servetle boğuşmaktan rahat nefes alamazlar. Kimi insanlar azgın sularından dolayı nehrin öte yakasına geçemezken, kimileri çöllerde yaşar da içicek bir yudum su bulamaz.
Kır atın (koca öküzün) yanında duran ya huyundan ya suyundan.
İnsan hem etkilenen hemde etkileyen bir varlıktır. Öte yandan insanın ne olduğu çevresinden anlaşılır. İnsan kiminle arkadaşlık ederse ondan etkilenir, huy kapar.
Küçük suda büyük balık olmaz.
Kıt olanakların ve çaresizliğin egemen olduğu bir toplumla büyük çaplı, nitelikli insan yetişmez. Büyük insan yetiştirmenin çevre ile doğrudan ilişkisi vardır.
Pişmiş aşa su katan, işi bozan kişiyi tanımlar.
Olmuş ve bitmiş bir olayın üstüne hiçbir kendini bilen, kendine yeten insan bir daha düşmez. Zaten olaylar peşinsıra çözülmüştür. Ancak onu kurcalayan ve o olayı irdeleyen densiz insanlar ise işi bozarlar, ortalığı karıştırırlar. Bu olaydan zararlı çıkmış insanların yaralarına yeniden tuz basarlar.