Su ile ilgili Deyimler hangileridir? İçinde ve anlamında su kelimesi olan Deyimler nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber deyimleri derledik.Secdem.net
Deyimler en az iki sözcükten oluşan söz gruplarıdır. Bir sözcük tek başına deyim oluşturamaz. Deyimler, bir dilin anlatım yollarını, o dili konuşan toplumun geçmişini, yaşam biçimini, geleneklerini ve çeşitli özelliklerini belirten önemli ipuçları sağlarlar. Bir dilin zenginliğini ifade eden deyimleri tam olarak bilmeden o dile hakim olmak mümkün değildir.
Deyimler, hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici hâle getirir. Birkaç cümleyle anlatabileceğimiz bir durumu iki üç sözcükten oluşan bir deyimle anlatabiliriz. Böylece kısa ve özlü anlatım sağlamış oluruz.
Deyim : Suyunun suyu
Anlamı : Tavşanın suyunun suyu.
Deyim : Suyunu çekmek
Anlamı : 1) yemek kaynayıp suyu kalmamak; 2) tkz. tükenmek: ‘paralar suyunu çekti. Fabrika da olduğu gibi nihat’a geçti.’ -n. F. Kısakürek.
Deyim : Suyunu almak
Anlamı : Kaynatılan yiyeceğin suyunu ayırmak.
Deyim : Suyuna gitmek
Anlamı : Suyunca gitmek.
Deyim : Suyun başı
Anlamı : 1) suyun çıktığı yer, kaynak: ‘suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya koyuldu.’ -y. K. Karaosmanoğlu. 2) bir işin asıl yetkililerinin bulunduğu yer; 3) mec. en çok yarar sağlanacak yer.
Deyim : Suyun akıntısına gitmek
Anlamı : Olayların veya durumun gelişmesine göre davranmak, uymak: ‘bunlarda sezilen intibakçı hatta biraz suyun akıntısına giden ruh, ayşe’nin mizacına pek uymuştu.’ -h. E. Adıvar.
Deyim : Suyu seli kalmamak
Anlamı : Sulu yemek kaynaya kaynaya suyu azalmak.
Deyim : Suyu kesilmiş değirmene dönmek
Anlamı : İşlemez, yararsız duruma gelmek.
Deyim : Suyu ısınmak (kaynamak)
Anlamı : Tkz. işbaşından uzaklaştırılması yaklaşmak veya gelmek.
Deyim : Suyu görmeden paçaları sıvamak
Anlamı : Henüz hiçbir belirti yokken veya gereğinden çok önceden hazırlanmaya kalkışmak.
Deyim : Suyu çıkmak
Anlamı : Çok söz edildiği veya üzerinde yerli yersiz durulduğu için değerini yitirmek, önemsizleşmek.
Deyim : Suyu baştan (başından) kesmek
Anlamı : İşin aslı üzerinde kesin bir şey söyleyip ayrıntılarını konuşmaya gerek duymamak.
Deyim : Suya salmak
Anlamı : Boşuna harcamak.
Deyim : Suya sabuna dokunmamak
Anlamı : 1) sakıncalı konularla ilgilenmemek: ‘iyisi mi bir yazar, hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı.’ -o. V. Kanık. 2) davranışlarını kimseyi incitmeyecek biçimde ayarlamak.
Deyim : Suya götürüp susuz getirmek
Anlamı : Herhangi bir işte akıl, zekâ, deneyim ve kurnazlıkla bir diğerini alt etmek.
Deyim : Suya göstermek
Anlamı : Hafifçe yıkamak.
Deyim : Sular seller gibi
Anlamı : Bir metni yanlışsız söyleyecek kadar.
Deyim : Sudan geçirmek
Anlamı : 1) herhangi bir şeyi üstünkörü yıkamak; 2) sabunlu çamaşırı durulamak.
Deyim : Sudan çıkmış balığa dönmek
Anlamı : Herhangi bir sebeple ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak: ‘yaşama adım attılar mı sudan çıkmış balığa dönerler. Ya yetenekleri değerlendirilmezse bu yeni çevrede? Ya saygı görmezlerse?’ -t. Uyar.
Deyim : Su yüzüne (üstüne) çıkmak
Anlamı : Görünür olmak: ‘bilinçaltı bir baskı belki de ilk kez su üstüne çıkıyordu.’ -ç. Altan.
Deyim : Su yüzüne çıkmak
Anlamı : Bir süre örtülü kalmış bir iş veya sorun aydınlanmak, belli olmak: ‘tiyatroda sorunlar su yüzüne çıkmış, bunların neler olduğu anlaşılmıştır.’ -m. And.
Deyim : Su yüzü görmemiş
Anlamı : Su görmemiş.
Deyim : Su yürümek
Anlamı : İlkbahara doğru ağaçlar tomurcuklanmaya başlamak.
Deyim : Su yapmak
Anlamı : Den. gemi veya sandalın içine dibinden su girmek: ‘bir adam için alın damarı çatlamış, dediler mi su yapan tekneden beterdir.’ -b. Felek.
Deyim : Su vermek
Anlamı : 1) bitkileri sulamak; 2) hayvanlara su içirmek; 3) insanlara içmek için su getirmek.
Deyim : Su koyuvermek
Anlamı : 1) sebze ve et pişerken suyunu salıvermek; 2) argo sözünde durmamak, cıvıtmak: ‘melahat büsbütün su koyuvermiş, yerlere yatarak gülüyor.’ -h. Taner. 3) vazgeçmek; 4) beklenen görevi yapmamak.
Deyim : Su katılmamış
Anlamı : Kendine özgü olan durumu koruyan, başka bir etkiyle değişmemiş, bozulmamış olan: ‘o bizim su katılmamış biricik münekkidimizdir.’ -b. R. Eyuboğlu.
Deyim : Su kapmak
Anlamı : Yaralar azmak.
Deyim : Su kaçırmak
Anlamı : 1) su sızdırmak; 2) argo baş ağrıtmak, can sıkmak.
Deyim : Su iktiza etmek
Anlamı : Gusül gerekmek.
Deyim : Su içinde kalmak
Anlamı : Çok terlemek, su gibi ıslanmak.
Deyim : Su içinde
Anlamı : En kötü şartlarda bile: bu masa su içinde on bin lira eder.
Deyim : Su götürür yeri olmamak
Anlamı : Başka türlü yorumlanacak bir yönü bulunmamak: yapılanların su götürür yeri kalmadı.
Deyim : Su görmemiş
Anlamı : Çok kirli (yüz, el).
Deyim : Su gibi terlemek
Anlamı : Çok terlemek.
Deyim : Su gibi olmak
Anlamı : Çok ıslanmak.
Deyim : Su gibi ezberlemek
Anlamı : Yanlışsız okuyabilecek kadar ezberlemek.
Deyim : Su gibi bilmek (okumak)
Anlamı : Yanlışsız bilmek veya okumak.
Deyim : Su gibi aziz ol!
Anlamı : Su getirenlere iyi dilek olarak söylenen bir söz.
Deyim : Su gibi akmak
Anlamı : 1) zaman hızla geçmek; 2) para, yiyecek vb. bol bol gelmek: ‘şoförlükten bir senede artırdığım para ile bu bağı almıştım. O vakit su gibi para akıyordu.’ -r. N. Güntekin.
Deyim : Su gibi
Anlamı : Çok ıslak: ‘ben bir yere gidemem, arkamda gömlek su gibi.’ -m. Ş. Esendal.
Deyim : Su gelmek
Anlamı : Tıp doğumdan önce amniyon sıvısı döl yolundan akmak.
Deyim : Su etmek
Anlamı : Den. bir geminin içine herhangi bir yerinden su girmek veya su sızmak.
Deyim : Su dökünmek
Anlamı : Yıkanmak: ‘biraz su dökünüp hafiflik hissettikten sonra kalktılar.’ -n. F. Kısakürek.
Deyim : Su dökmek
Anlamı : Hlk. küçük abdest bozmak.
Deyim : Su çekmek
Anlamı : 1) içine su almak; 2) alçak bir yerden tulumba vb. ile su çıkarmak.
Deyim : Su çarpmak
Anlamı : Yüzünü su ile yıkamak.
Deyim : Su basmak
Anlamı : Bir şey veya yer sular altında kalmak, her yanı suyla dolmak.
Deyim : Su almak
Anlamı : 1) suyu içine çekmek: ayakkabılarım su alıyor. 2) den. su yapmak; 3) den. gemiye içme suyu doldurmak; 4) tıp herhangi bir organdan tedavi maksadıyla su boşaltmak; 5) mec. bozukluk, yozlaşma başlamak: ‘bu güven bir yerinden su alıyorsa o gediği zamanında kapamak gerekir.’ -h. Taner.
Deyim : Kulağına kar suyu kaçmak
Anlamı : Bir duyum almak.
Deyim : Köküne kibrit suyu dökmek (kökünü kurutmak)
Anlamı : Bir daha ortaya çıkamayacak biçimde yok etmek.
Deyim : Köküne kibrit suyu
Anlamı : Yerin dibine batsın, ölsün, kahrolsun.
Deyim : Kestane suyu gibi
Anlamı : Sulu (kahve).
Deyim : Keçeyi suya atmak
Anlamı : Ar ve namusu hiçe saymak.
Deyim : Keçesini sudan çıkarmak
Anlamı : Güç olan bir işi, durumu yoluna koyarak rahatlamak.
Deyim : Kalburla su taşımak
Anlamı : Verimsiz, sonuçsuz bir işle uğraşmak.
Deyim : İçtikleri su ayrı gitmemek
Anlamı : Sıkı fıkı dost, arkadaş olmak: ‘içtikleri su ayrı gitmez, her derdini onunla paylaşırdı.’ -h. Topuz.
Deyim : Zemzem suyu ile yıkanmak
Anlamı : Hiçbir suçu veya günahı olmamak: ‘konferansı düzenleyenlerin hepsi, zemzem suyuyla mı yıkanmışlar sanki?’ -t. Halman.
Deyim : Yüzsuyu dökmek
Anlamı : Onurunu sarsacak kadar çok yalvarmak: ‘hâlbuki emin efendi, feleğin çemberlerinden geçerek, kâh kuvvetlerin önünde diz çöküp yüzsuyu dökerek, kâh zayıflara çelme vurup tuzak kurarak bu mertebeye ulaşmış.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim : Yüreğine su serpmek
Anlamı : Bir kimseyi kaygı sebebinin ortadan kalkmasıyla veya yeniden umut verecek bir haberle ferahlatmak: ‘bizim nesil sözü, selma hanım’ın yüreğine biraz su serpti.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim : Yerinde su çıkmak
Anlamı : Haklı bir sebep olmadan yerini bırakanlara veya bırakmak isteyenlere kınama ve engelleme amacıyla söylenen bir söz.
Deyim : Yelkenleri suya indirmek
Anlamı : Direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini benimsemek, kabul etmek: ‘ben böyle çıkışınca ister istemez yelkenleri suya indiriyorlardı.’ -r. N. Güntekin.
Deyim : Tepesinden kaynar sular dökülmek
Anlamı : Başından aşağı kaynar sular dökülmek: ‘nazmiye’nin tepesinden sanki kaynar sular döküldü, yooo … dedi.’ -o. Kemal.
Deyim : Tavşanın suyunun suyu
Anlamı : İki şey arasındaki ilginin çok uzak olduğunu anlatan bir söz.
Deyim : Taşı sıksa suyunu çıkarır
Birinin vücutça çok güçlü olduğunu belirtmek üzere söylenen söz: ‘aslan gibidir maşallah, taşı sıksa suyunu çıkarır, diyor.’ -a. İlhan.