Utanç ile ilgili Deyimler hangileridir? İçinde ve anlamında utanmak veya utanç kelimesi olan Deyimler nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber deyimleri derledik. Secdem.net
Deyimler en az iki sözcükten oluşan söz gruplarıdır. Bir sözcük tek başına deyim oluşturamaz. Deyimler, bir dilin anlatım yollarını, o dili konuşan toplumun geçmişini, yaşam biçimini, geleneklerini ve çeşitli özelliklerini belirten önemli ipuçları sağlarlar. Bir dilin zenginliğini ifade eden deyimleri tam olarak bilmeden o dile hakim olmak mümkün değildir.
Deyimler, hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici hâle getirir. Birkaç cümleyle anlatabileceğimiz bir durumu iki üç sözcükten oluşan bir deyimle anlatabiliriz. Böylece kısa ve özlü anlatım sağlamış oluruz.
Deyim : Utanç vermek
Anlamı : Utandırmak, utanmasına yol açmak.
Deyim : Utanç duymak
Anlamı : Utanmak: ‘bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu.’ -t. Buğra.
Deyim : Utancından yerin dibine girmek
Anlamı : İstenilen biçimde ve nitelikte olmama karşısında üzüntü duymak, aşırı utanmak: ‘süleymaniye’nin avlusunu dolaşırken, utancımızdan yerin dibine gireceğimiz geldi.’ -b. R. Eyuboğlu.
Deyim : Utancından yere geçmek
Anlamı : Çok utanmak: ‘yalvarırım hanımcığım, beni beyin yanına çıkarmayınız, utancımdan yerlere geçerim.’ -h. R. Gürpınar.
Deyim : Kalıbından utanmamak
Anlamı : Dıştan görüntüsünün verdiği etkiyi hiçe saymak: ‘yalan söylüyorsun ha bire kalıbından utanmadan, sana inanmıyorum.’ -k. Korcan.
Deyim : Ar damarı çatlamak:
Anlamı : Utanç duyulacak şeyleri sıkılmadan yapmak, utanmayı bırakmak, yüzsüz olmak.”Ar damarı çatlamış bu adamdan ne umuyorsun anlamadım bir türlü.”
Deyim : Ateş basmak:
Anlamı : Aşırı ölçüde sıkılmak, heyecanlanmak, utanmak sonucu vücutta sıcaklığın artması, yüzün kızarması. “O paha biçilmez vazoyu kırınca bedenini birden bire ateş bastı.”
Deyim : Başından (aşağı) kaynar su (sular) dökülmek :
Anlamı : Üzücü, utandırıcı bir olay, durum karşısında büyük bir sıkıntı duymak; vücudunu sıcak bir ter basmak; kafasından kaynar su dökülmek.
Deyim : Başı önünde:
Anlamı : 1. Terbiyeli, uslu (kimse). 2. Utangaç, mahcup (kimse).
Deyim : Bir paralık etmek (birini):
Anlamı : Onu utanılacak bir duruma düşürmek, rezil etmek; beş (on) paralık etmek.
Deyim : Bozum olmak :
Anlamı : Utanacak duruma düşmek
Deyim : Ezilip büzülmek:
Anlamı : Güç bir duruma düştüğünü, utandığını, sıkıldığını davranışlarıyla belli etmek.“Hiçbir insanın karşımda ezilip büzülmesine tahammülüm yoktur.”
Deyim : Kızarıp bozarmak:
Anlamı : Utanarak renkten renge girmek, kimi duyguların etkisiyle yüzünün rengi değişmek. “Pot kırdığını anlayınca ne yapacağını şaşırdı, kızarıp bozaran yüzünü kapatmaya çalıştı.”
Deyim : Perdesi yırtık:
Anlamı : Ar damarı çatlamış, utanmaz, arlanmaz. “Perdesi yırtılmış adamın, baksana neler söylüyordu!”
Deyim : Renkten renge girmek:
Anlamı : Heyecan, korku ve utanmadan dolayı yüzünün rengi değişmek, sıkılmak.
Deyim : Süt dökmüş kedi gibi:
Anlamı : Bir kabahat işleyip de bu kabahatinden dolayı utanan, korkan, çekinen kimsenin durumunu anlatmak için kullanılır.
Deyim : Yediden yetmişe:
Anlamı : En büyüğünden en küçüğüne, eli ayağı tutan herkes. “Halk yediden yetmişe silâhlanmış düşmanı bekliyordu.”
Deyim : Yerin dibine geçmek:
Anlamı : 1. Çok utanmak, sıkılmak. 2. Kaybolmak, göze görünmez olmak. “Şuradaydı ama bulamıyorum, yerin dibine geçti sanki!”
Deyim : Yer yarılıp içine girmek:
Anlamı : 1. Çok utanmak. 2. Yitirilen şey bir türlü bulunamamak. “Yer yarılıp içine girdi sanki, önceki gün şurada duruyordu.”
Deyim : Yüz kızartıcı:
Anlamı : Çok utandırıcı hareket veya durum.
Deyim : Yüzünü kızartmak:
Anlamı : Birini utandırıp yüzünün kızarmasına yol açmak. “Onun utanacağı sözleri söyleyip de yüzünü kızartmadan duramaz mısın sen?”
Çok utanmak yok