Utanmak ile ilgili deyimleri ve anlamları. İçinde ve anlamında utanmak, utangaç kelimesi geçen deyimler hangileridir? Utunmakla ilgili atasözler nelerdir? Kalp sözleri…
Deyim : Utancından yere geçmek:
Anlamı : Çok utanmak, kimsenin yüzüne bakamayıp sanki saklanacak yer aramak. “Çok mahcup olmuştu, utancından yere geçmek üzereydi.”
Deyim : kalıbından utanmamak
Anlamı : dıştan görüntüsünün verdiği etkiyi hiçe saymak: ‘Yalan söylüyorsun ha bire kalıbından utanmadan, sana inanmıyorum.’ -K. Korcan.
Deyim : utancından yere geçmek
Anlamı : çok utanmak: ‘Yalvarırım hanımcığım, beni beyin yanına çıkarmayınız, utancımdan yerlere geçerim.’ -H. R. Gürpınar.
Deyim : utancından yerin dibine girmek
Anlamı : istenilen biçimde ve nitelikte olmama karşısında üzüntü duymak, aşırı utanmak: ‘Süleymaniye’nin avlusunu dolaşırken, utancımızdan yerin dibine gireceğimiz geldi.’ -B. R. Eyuboğlu.
Deyim : utanç duymak
Anlamı : utanmak: ‘Bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu.’ -T. Buğra.
Deyim : utanç vermek
Anlamı : utandırmak, utanmasına yol açmak.
Deyim : Ar damarı çatlamak:
Utanç duyulacak şeyleri sıkılmadan yapmak, utanmayı bırakmak, yüzsüz olmak.”Ar damarı çatlamış bu adamdan ne umuyorsun anlamadım bir türlü.”
Deyim : Ateş basmak:
Anlamı : Aşırı ölçüde sıkılmak, heyecanlanmak, utanmak sonucu vücutta sıcaklığın artması, yüzün kızarması. “O paha biçilmez vazoyu kırınca bedenini birden bire ateş bastı.”
Deyim : Başından (aşağı) kaynar su (sular) dökülmek :
Anlamı : Üzücü, utandırıcı bir olay, durum karşısında büyük bir sıkıntı duymak; vücudunu sıcak bir ter basmak; kafasından kaynar su dökülmek.
Deyim : Başı önünde: 1.
Anlamı : Terbiyeli, uslu (kimse). 2. Utangaç, mahcup (kimse).
Deyim : Bir paralık etmek (birini):
Anlamı : Onu utanılacak bir duruma düşürmek, rezil etmek; beş (on) paralık etmek.
Deyim : Bozum olmak :
Anlamı : Utanacak duruma düşmek
Deyim : Ezilip büzülmek:
Anlamı : Güç bir duruma düştüğünü, utandığını, sıkıldığını davranışlarıyla belli etmek.“Hiçbir insanın karşımda ezilip büzülmesine tahammülüm yoktur.”
Deyim : Kızarıp bozarmak:
Anlamı : Utanarak renkten renge girmek, kimi duyguların etkisiyle yüzünün rengi değişmek. “Pot kırdığını anlayınca ne yapacağını şaşırdı, kızarıp bozaran yüzünü kapatmaya çalıştı.”
Deyim : Perdesi yırtık:
Anlamı : Ar damarı çatlamış, utanmaz, arlanmaz. “Perdesi yırtılmış adamın, baksana neler söylüyordu!”
Deyim : Renkten renge girmek:
Anlamı : Heyecan, korku ve utanmadan dolayı yüzünün rengi değişmek, sıkılmak.
Deyim : Süklüm püklüm:
Anlamı : Korkup çekinerek, ezilip büzülerek, utanıp sıkılarak. “Süklüm püklüm yanımıza yaklaştı.
Deyim : Süt dökmüş kedi gibi:
Anlamı : Bir kabahat işleyip de bu kabahatinden dolayı utanan, korkan, çekinen kimsenin durumunu anlatmak için kullanılır.
Deyim : Yerin dibine geçmek:
Anlamı : 1. Çok utanmak, sıkılmak. 2. Kaybolmak, göze görünmez olmak. “Şuradaydı ama bulamıyorum, yerin dibine geçti sanki!”
Deyim : Yer yarılıp içine girmek:
Anlamı : 1. Çok utanmak. 2. Yitirilen şey bir türlü bulunamamak. “Yer yarılıp içine girdi sanki, önceki gün şurada duruyordu.”
Deyim : Yüz karası:
Anlamı : 1. Utanılacak bir durum. 2. Ailesi, çevresi için utanç verici bir iş yapmak.”Ailemizin o yüz karasını hiç kimse görmeye gitmeyecek, anladınız mı?”
Deyim : Yüz kızartıcı:
Anlamı : Çok utandırıcı hareket veya durum.
Deyim : Yüz dökmek:
Anlamı : Zorlanarak, utanmayı ve sıkılmayı göze alarak, yalvararak bir kimseden ricada bulunmak.
Deyim : Yüzünü kızartmak:
Anlamı : Birini utandırıp yüzünün kızarmasına yol açmak. “Onun utanacağı sözleri söyleyip de yüzünü kızartmadan duramaz mısın sen?”
Deyim : Yüzü yok:
Anlamı : “Bir şeyi yapmaya cesareti yok, öyle yanlışlıklar yaptı ki teklif etmeye utanıyor.” anlamında kullanılır.